| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 85 Milletvekilinin, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 07 .01.2022 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, Cemal Bey, katılıyorum olağanüstü bir dönem yaşıyoruz ve müteahhitler de elbette olağanüstü bir dönem yaşadılar ve inşaat maliyetleri geçen yıldan, bir yıl içinde yüzde 110, yüzde 120 kadar artmış durumda; ham madde maliyetleri, işçilikler o kadar artmadı ama şimdi şuna bakalım: 84 milyon yurttaş olarak büyük bir sıkıntı yaşıyoruz. Yani 84 milyon burada, kamu emekçileri burada, işte efendim emekliler, işçiler, yoksullar hep beraber büyük bir sıkıntı çekiyoruz.
Şimdi, nimet de külfet de beraber paylaşılır öyle değil mi? Yani böyledir ve şimdi sabit gelirliler özellikle kâr-zarar meselesine bakmazlar. Mesela, sabit gelirler için "Bir yıl 10 lira kazanayım, öbür yıl 2 lira kazanayım." diye bir durum yoktur; "Bu yıl kâr ettim, bu yıl zarar ettim." diye durum yoktur. Sabit gelirliler de bu yıl ciddi anlamda kayıplara uğradılar ama o kayıplar karşılanmadı. Mesela, işverenler için bir yıl 10 lira kazanıp, öbür yıl 5 lira kaybetmek gibi bir durum söz konusu olabilir, yani ticaretin gereğidir. Siz de ticaretin içinden gelen bir insansınız. Ben de -babamı 98'de kaybettim işin başına geçtim- iki yılda ne kazandıysam 2001'de fazlasıyla kaybettim çünkü bir anda döviz kuru arttı, inanılmaz bir zarara girdim. Yani o da bana ders oldu. Bu ülkede bir daha güvenme bu dolara molara kardeşim, hani kendini güvenceye al, dolar her an patlayabilir, dolar maliyetin varsa ona göre doları güvenceyi al diye bir hedge mekanizmasını öğrendim. Ne bileyim işte, o bana bir ders oldu.
Şimdi, bu müteahhitler de elbette belli zararlara uğradılar ama şöyle bir durum var: Ya, yıllardır da bu müteahhitler kâr ediyorlar yani devlet üzerinden bir kâr ediyor ama yeni girenler de var elbette. Yani son yıl giren vardır, iki yıl önce bu işe giren vardır ama on yıldır da on beş yıldır da büyük kazançlar elde edenler vardır. Şimdi, siz diyorsunuz ki "Bu müteahhitler zarar etti arkadaş, ben bunların zararını karşılayacağım." Şimdi, bunu...
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Öyle düşünme onu, öyle değil, çift taraflı o.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çift taraflı değil. Sonuç olarak bakın, ticaret bir risk almak.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - En sonda size söz vereceğim Cemal Bey.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, ticarette bir risk yönetimi vardır.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - İşi yaptıranı da düşün, onun da zararı olacak eğer bu iş tasfiye olursa.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Doğru haklısınız ama ona bakarsanız özel müteahhitlere de bakmamız gerekir o zaman. Özel müteahhit de bir sözleşme yapmış, girmiş bir işe. Şimdi "Ben bu işten cayıyorum arkadaş." diyebilir. Tazminatını öder sözleşme yaptığı kişiye ve işten cayabilir ama siz "Ben bunun zararını karşılayacağım." diyorsunuz. Şimdi, bunu yapabilmeniz için öncelikle... Müteahhitleri sonuç olarak ne de olsa toplumun daha varlıklı kesimi olarak sayıyoruz. Öncelikle, sosyal kesimlerin zararlarını bu Meclisin, bu halkın, bu milletin Meclisinin büyük oranda karşılamış olması gerekirdi işçinin, memurun, emeklinin ama dolar yüzde 100 artmış -7,30 geçen sene, bu sene 13,80; yüzde 100 artmış- sen diyorsun ki memura "Ben sana yüzde 30 zam veriyorum." Öyle değil mi? "Emekliye yüzde 25 zam veriyorum." ama diyorsun ki "Müteahhitin yüzde 100 efendim maliyeti artmış, ben onun zararını karşılıyorum." Bu hakkaniyetli değil. Öncelikle, dar gelirlinin zararını daha fazla karşılamamız gerekiyordu, sonra müteahhite gerçekten hani yapılması gereken bir şey varsa yapılması gerekiyordu. Bu torbada işçinin, memurun, emeklinin zararını karşılayan bir düzenleme yok. Hani siz getirseniz torbada "Kardeşim işçiye bu, memura bu, emekliye bu. Onun yanında da müteahhit de var işte 2 bin kişi, 3 bin kişi, 5 bin kişi, onlara da şu." deseniz, bunu anlayacağım ama siz yalnızca patronlara çalışıyorsunuz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - İleriki maddelerde var. 2.000 liraya, 2.500 liraya çıkıyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nerede var? Ya baba, o 2.500 lira... Ya, bari söylemeyin ya! Bakın, 2.500 lira... Bari söylemeyin!
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ama yüzde 65, az mı o oran?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 150 euro yapar bugün, tamam mı? Bari söylemeyin ya! Açlık sınırı 4 bin lirayken "Emekliye 2.500 lira yaptım." demek bana gerçekten zül geliyor. Bu züldür, bu züldür arkadaşlar. Yani "Emekliye 2.500 lira veriyoruz." demek züldür.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Dahası olsun ama yüzde 65 az bir oran değil.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Almanya'daki bir emekli gelip burada tatil yapıyor, bizim emeklimiz ucuz ekmek kuyruğunda "Hakkımı helal etmiyorum." diyor size, duymadınız mı onu? "Hakkımı helal etmiyorum size." diyor ucuz ekmek kuyruğunda. O açıdan ben bu maddeye karşıyım ama şuna varım: Gelin konuşalım, bütün sosyal kesimlerin oturalım kayıtlarını masaya yatıralım; Meclis olarak, milletin bütçesinden onların zararlarını büyük oranda karşılayalım, ondan sonra gelin, müteahhitlerin de zararlarının karşılanmasına ben imza atacağım ama siz yoksulların zararlarının karşılanması konusunda herhangi bir çalışma yapmamışken işçinin, memurun, emeklinin, işsizin zararlarını karşılamak için hiçbir çalışma... Veya çiftçi, ya çiftçinin ne günahı var? Onun da girdi maliyetleri var; tohuma, gübreye, ilaca, mazota... Gübreye yüzde 400 zam gelmiş, hadi onun da zararını karşıla Cemal Bey. Yok mu Giresun'daki çiftçin; gübre atmıyor mu tarlaya? Yüzde 400 zam gelmiş gübresine, hadi onun da zararını karşıla, buyur. Yani bu açıdan bu zararları karşılamadan -bu sosyal kesimlerin, dar gelirlilerin- müteahhitlerin zararını karşılamak AKP'yi müteahhit lobisinin partisidir durumuna getirir. Gelin, işçinin, memur, emeklinin dar gelirlinin partisi olalım, önce onların sosyal zararlarını karşılayalım, sonra müteahhitleri zaten konuşuruz.