CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Tamam Başkanım.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlar; tabii, katkılarınız için teşekkür ediyorum.

Birkaç tane şey var, mesela, Garo Paylan Bey'in yaptığı değerlendirme rasyonel değil çünkü burada... Bir defa şunu kabul edelim: Müteahhitler bu ülkenin müteahhitleri ve işverenler.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Elbette.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sadece kendilerini ilgilendirmiyor, işverenin sosyal sorumluluğunu düşünürsek insanlara iş vermek gibi, ham madde tüketmek gibi, vergi vermek gibi, kaliteli ürün üretmek gibi onlarca sosyal sorumluluğu var, ekonomik sorumluluğu var; yüz binlerce -ki şimdi anladığım kadarıyla- 600 bine yakın insan çalıştırıyor bunlar. Dolayısıyla, müteahhitler bu ülkenin bir zenginliği. Kaldı ki yurt dışı müteahhitlik hizmetlerini de dikkate alırsak Türkiye, dünyada müteahhitlik hizmetlerinde Çin'den sonra 2'nci sırada geliyor. Müteahhitler bizim büyük bir zenginliğimiz; bunu siz de biliyorsunuz.

Diğer tarafına geldiğimizde, kamuya iş yapan müteahhitler kamunun çözüm ortağı. Eğer müteahhitler batarsa aynen bu, denizdeki büyük bir geminin batması gibi etraftaki çok şeye zarar verirler. Ha, bu bir müteahhit kurtarma operasyonu değil ama dünya olağanüstü şartlardan geçiyor, doğru, Türkiye bundan da etkileniyor, çok da etkileniyor. İşte "demir fiyatları" "çimento fiyatları" "diğer malzeme fiyatları" dediğinizde bunların hepsi ihraç kalemleri. Yurt dışında bir defa fiyatlar artmış, şimdi, ister istemez yurt içindeki üretici de bakıyor ki içerideki fiyatlar ile yurt dışı fiyatları arasında fark var; yurt dışı fiyatına yöneliyor. İşte, çimento, demir, cam gibi, plastik gibi... Bir de bunların ham madde girdi fiyatları artmış. İşte, biraz önce BOTAŞ'la ilgili görüştüğümüz doğal gaz fiyatları da 150 dolardan 2.000 dolara çıkmış, ki "Ortalaması 1.000-1.500 arası gidip geliyor." diyorlar. Bütün bu oluşumlar ister istemez enflasyonu da fiyatları da arttırdı.

Tabii, burada tartışılan birkaç mevzu var "Bu niye yedinci ayın 1'inden itibaren alındı?" diye. Kamu dengeleri, taraflar olarak kamu otoritesiyle de görüştük. Bunun hazineye bir maliyeti olacak, ortalama maliyeti eğer 1/7'den itibaren alındığında 10,5 milyar öngörülüyor fakat şunu da belirteyim: Bu, zorunlu bir fiyat farkı değil. "Fiyat farkı verilecek." diye bir kanun çıkarmıyoruz biz arkadaşlar "verilebilir" maddesi "-ebilir" var orada.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ek fiyat neye göre belirlenir?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bir de bu konuda -ben sunumda da söyledim- Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor esas ve usuller yani fiyat farkı verilmesine ilişkin.

CAVİT ARI (Antalya) - Siyasi ayrıcalık yapmaya çalışırsa Cemal Bey?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ancak sözleşme imzalandıktan sonra artış konusunda Cumhurbaşkanının, yani yürütmenin birinci sahibi olan Cumhurbaşkanının bir yetkisi yok şu anda, yani fiyat farkı verilmesine ilişkin biz Cumhurbaşkanına yetki veriyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Neye göre veriyoruz?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Tabii, bu, şimdi, yetkiyi verdikten sonra her sektöre her ihalenin şartlarına göre bunu Cumhurbaşkanının bizzat kendisi belirlemeyecek, Cumhurbaşkanının başında olduğu yürütmenin organı olarak muhtemelen Kamu İhale Kurumunun gözetiminde diğer her kamu kurumu ayrıca bunu belirleyecek.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Objektif kriterlere göre...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Elbette, Türkiye bir hukuk bir devleti, objektif kritere ve hukuka uymayan bunun hesabını verir. Ama bu bir nedir? Bir imkân sağlanıyor, tabii, biz kamuya getireceği yükün dokuz aylığını da on iki aylığını da çalıştırdık arkadaşlarımıza; onu müsaade ederseniz paylaşmayayım ama neticede takdirlerinize sunuyoruz. Komisyonumuz bu şekliyle bu maddeyi kabul ederse şu anda görülen, ortalama 10,5 milyarlık bütçeye bir yük getireceği hesaplanıyor.

Teşekkür ediyorum efendim.