SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Evet, açıkçası vakit çok geç oldu ve sabahtan itibaren çalışılıyor, çok da vaktinizi almak istemiyorum ama genel görüşmede de söyledim yani bu madde gerçekten Cumhurbaşkanının 20 Aralık günü deklare ettiği, işte, ertesi günü Hazine Bakanlığının bir yönetmelikle kuralları, koşulları belirlediği bir düzenlemenin aslında biz burada yasal düzenlemelerini yapıyoruz. Bu da bir ilginç noktası aslında yani Meclisin asıl yapması gereken bir işlevi Cumhurbaşkanı kendi kişisel bir politikası, işte, bir icadı gibi de bir para politikası aracını kamuoyuyla paylaştı. Hepimiz buradaydık, bir torba yasa görüşülüyordu yine ve etkileri beklendi elbette. Sayın Yegin'in söylediği gibi elbette bunun, bu aracın pozitif yönlü bir sonuç doğurması hepimizin beklentisi. Ama bizim burada da görevimiz tabii ki... Yani bu döviz kurunun kontrol edilemez bu yükselişi, bu fiyatların kontrol edilemez noktaya gelmesi bir; gerçekten uluslararası ve genel kabul görmüş ekonomi ilkelerinin aksine bir faiz oranının sadece tek odak noktası hâline getirilmesi ve döviz kuru, faiz oranı, enflasyon, işsizlik sarmalının içine neden geldik biz ve kim uyguladı bu yanlış politikaları? Ve şimdi, TL'nin aşırı değersizleşmesi noktasında da vatandaşlarımızın TL üzerinde bir mevduat oluşturmaları ya da işte o riski, döviz kuruna yönelmemeleri noktasında ne yapılabilir gibi kararın verilmesinde biz de bunları tartışmak zorundayız.

Evet, 20 Aralık günü gerçekten oradaki döviz hareketlerinin nasıl gerçekleştiği... İşte burada şeffaflık ve öngörülebilirlik ön plana çıkıyor. Bu şeffaflık ve öngörülebilirlik olmadığı için ve biz bu bilgilere sahip olmadığımız için bizim görevimiz bunu sormak. O gün hangi spekülatif faaliyetler oldu, nasıl kazançlar elde edildi? İşte bugün bu aracın da verilerini istiyoruz yani ne kadar, şu anki yabancı para cinsinden tutulan TL değeri ne oldu? O karar alındıktan ve uygulamaya geçtikten sonraki 31 Aralık itibarıyla mesela süreç nasıl mevduat oranı nasıl? O yüzde 70'li noktalardan ciddi anlamda bir düşüş sergiledi mi? Çünkü bunun on beş günlük üç haftalık bir verisini elde edebiliriz. Ve ne kadar kişi gerçek anlamda dövizini bozdurarak bu sisteme, döviz garantili mevduat sistemine katıldı yani bunun etkisi nasıl oldu? Bunu da sormak zorundayız. Ama burada, maddede Cumhurbaşkanının o gün açıkladığından ayrı olarak çok önemli bir düzenleme daha eklenmiş. Gerçekten, verilerin bankalardan ve Merkez Bankasından Hazine Bakanlığına devri. Bu ciddi bir düzenleme, bu Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu ilgilendiren bir düzenleme ve Anayasa da aykırılık içeren bir düzenleme. Bu noktada bunu dikkatinize sunmak durumundayız. 11'inci ve önceki maddelerde Anayasa Komisyonu Sözcümüz Sayın İbrahim Kaboğlu'nun görüşlerine atıf yaptım ve tekrar ona atıf yapmak istiyorum. Bakın, burada da ciddi uyarılarda bulunuyor değerli hocamız: "Kişisel verilerin korunması hakkı, evet, Anayasa'yla güvence altına alınmış ama sınırsız bir hak da olmayıp Anayasa'da güvence altına alınan diğer temel hak ve hürriyetlerin korunması, Anayasa'nın devlete bir görev olarak yüklediği millî güvenliğin, kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin korunması gibi nedenlerle sınırlandırılması mümkündür ancak bu sınırlama yapılırken temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması rejimi yani Anayasa'nın 13'üncü maddesine uyması gerekiyor. Yine, burada hiçbir... Bakın, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili, evet, bir düzenleme yapılabilir ancak şimdi, bu kanunda bunları yapmıyoruz biz. Teklif maddesi şunları istiyor: Hazine ve Maliye Bakanlığına aktarılacak verilerin türü ve kapsamı, suistimalleri engelleyecek somut güvencelerin neler olduğu, kişisel verilerin düzeltilmesi veya iletilmesi bakımından izlenilecek başvuru usulleri, yetkili merci, süre gibi hususlar hiçbir şekilde düzenlenmiyor. Açık, sınırsız bir yetki, bu kişilerin de Anayasa'yla korunan hakları ihlal ediliyor.

Bir de tabii ki bir kaynak aktarımı olacak yani bütün hatiplerin dile getirdiği gibi kamu kaynaklarının bir kesimden bir kesime aktarılması olacak çünkü bunu devlet yani Hazine karşılayacak. Şimdi, mevduat ve katılma hesaplarının getirilerini kur artışlarına karşı desteklemek amacıyla devlet bütçesinden ayrılması da yine Anayasa'nın 73'üncü maddesine aykırı olduğunu yine Kaboğlu Hocamız bizim dikkatimize sunuyor çünkü bütçeden ayrılacak ödenek kamu giderlerini karşılamaya yönelik olduğuna göre, TL üzerinden belirlenen faiz ile kur artışı arasında fark doğması durumunda bu kur farkını kamu gideri olarak öne süremiyoruz. Herkes mali gücüne göre vergi yükümlüsü olmakla birlikte, vergi yükümlüsü olan herkes bankalarda mevduat ve katılım hesaplarına sahip olmayıp ancak belli gelir düzeyine sahip olan kişilerin mevduat...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Son otuz saniye Sayın Başkanım.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamamlayın lütfen.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - ...dövize yatırım yapabilir. Bu bakımdan, gelir düzeyi yüksek olan vergi yükümlüsünün TL mevduatlarının döviz karşısında korunması için mali gücü sınırlı olan vergi yükümlüsünün katkı vermesi madde 73 ilkesine aykırı olduğu gibi kamu nimetlerinden yararlanmada ve kamu külfetlerine katlanmada eşitlik ilkesine de aykırıdır. Bu aykırılıkları ben Komisyonun dikkatine sunuyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.