| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 06 .11.2014 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ediyoruz.
Sayın Bakan, tabii, size tekrar hayırlı olsun diyoruz. Torba kanunda görüştük ama Bakan olarak ilk bütçeniz olduğu için tekrar "Hoş geldiniz." diyoruz.
Değerli milletvekili arkadaşlarımız, değerli bürokratlar, çok kıymetli basın mensupları, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Arkadaşlarımız konuşma sürelerinde de pozitif ayrımcılık yaptılar. Biz bu Bakanlığa da pozitif ayrımcılık yapıyoruz muhalefet olarak. Sadece şahsınızla ilgili değil çünkü bu Anayasa'mızda yazılı olan sosyal devlet olmanın bir gereği. Tabii, bu pozitif ayrımcılığı yaptıktan sonra, öncelikle de uyarıyoruz, siz de bu pozitif ayrımcılığa layık olmaya çalışın. Yani bunun bir sosyal devlet olmanın gereği olan bir bakanlık olduğunu, bir hükûmet icracı bakanlığı olmadığını ilke olarak kabul ederek siyaset üstü tutmaya gayret edin ki biz de o pozitif ayrımcılığımızı devam ettirelim Sayın Bakanım. Bütün Aile Bakanlarımıza baştan bunu söylüyoruz çünkü hakikaten bir sosyal devlet olarak belli kesimlere verilecek desteklerden sorumlu olduğu için bu ayrımı baştan söylemiş olalım.
Tabii, çok fazla konuyu ilgilendiren bir kurum. Değişik kesimler var, değişik sorunlu kesimler var, gençlerimiz, kadınlarımız, yaşlılarımız, engellilerimiz, birçok şey var konuşulabilir ama ben birkaç tane ana hususa değineceğim. "Temel politikalarımız hak temellidir." demişsiniz. Yani "hak temelli", tamam, "hak temelli" kısmı nakdi kısımlarla ilgili yani "Kimler destek hak ediyor, kimler şu sınırın altında, kimler ödeyemiyor, kimler prim ödeyecek durumda değil?" kısmı var ama asıl olan bence onun dışında biraz bu kesimlere karşı kucaklayıcı, şefkat elini uzatacak... Burada yaptığınız birtakım çalışmalar var. Bu çalışmalarda elde ettiğiniz bulguları eylem planına dönüştürecek, o sorunları tedavi edecek... Yani sadece yardım yaparak, bunu çözerek değil, asıl devletin kucaklayıcı elini hissettirerek, çocukluktan itibaren aile içerisinde belli eğitimleri sağlayarak, o boyutunu da temel yaklaşım olarak benimsemek lazım. O anda çünkü çok mağduriyetler oluşabiliyor, birtakım sıkıntılar olabiliyor.
Sizin söylediğiniz anlamda, önce hakça olan kısmına, maddi kısmına hızlıca değinelim. Burada ücretsiz sağlık hizmeti, genel sağlık sigortasından bahsetmişiz. Bu kapsamda, hane içinde gelir seviyesi brüt asgari ücretin 1/3'ünden az olan 9,2 milyon kişi. Benzer sözleri geçen sene de 9 milyon olarak Sayın Fatma Şahin'e söylemiştik. Bunlara yardım yapılması, hak edenlere yardım edilmesi güzel, hak temelli ama biz esas olarak -bugün Sayın Başbakan da birçok dönüşüm programından bahsetti, hâlâ on iki yıldır yapılamayan yapısal reformlar bunlar- bir an önce bunların yapılmasını ve bu 9,2 milyon kişinin önce yarısına, sonra üçte 1'ine ve artık herkesin kendi primini öder hâlde bir sosyal refah düzeyine erişmesini istiyoruz. Yani sosyal devlet olmanın gereği... Tabii ki yoksullara, muhtaçlara yardımcı olalım ama bu sayı düşmüyor. Geçen yıl 9 milyonken şimdi 9,2 demişiz. Esas olarak, bizim devlet olarak görevimizin Parlamento olarak burada yasama çıkarırken gereksiz, lüzumsuz tartışmalarla gündemi meşgul etmek değil, bir an önce ekonomik ve sosyal reformları yapabilmek için gerekli yasal düzenlemeleri çıkarmak olması gerekir diye düşünüyorum. Örneğin burada diğer sosyal yardımla ilgili temel sosyal yardım yaklaşımı, topyekûn bir şey yapalım demişsiniz. Meslek kurslarına başvuranlar var, güzel.
44 bin vatandaşımıza işsizlik sigortası bağlanmış, çok az. Sürekli söylüyoruz. Çalışma Bakanımızı da uyarıyoruz ama siz burada yazdığınız için... Başlıklar hâlinde söylüyorum çok fazla vaktimiz olmadığı için. Bunları da artırmak lazım. Ne yapacağız? Ödeme kolaylığını sağlamamız lazım. Yani şartlarını zorlaştırdıkça insanlar alamıyor ve ne işe yarıyor? Sadece, demin arkadaşlarımız söylüyordu, Sayın Güneş reel yoksullukla ilgili, reel gelir düzeyiyle ilgili şeyler söyledi ama burada bakıyorsunuz, şimdi, 70 milyarı geçmiş para sadece devletin net borcunu çıkarmaya yarıyor. Yani bizim borç oranımızı düşürmek için kendi parası olmayan şeyi devlet, İşsizlik Sigortası Fonu'nu net kamu borcu hesaplarken kullanıyor, o işine yarıyor. Bir de oradaki kaynakları Hazine kâğıdı alarak Hazineye kolay yoldan kredi vermiş oluyor. Peki, bu kimin parası? İşsizlere verilmek üzere çalışanlardan kesilen para. Dolayısıyla bunları da oraya doğru kaydırabilmek gerekir, daha fazla kullanılmasını sağlamak lazım diye düşünüyorum.
Bir de burada, güzel "İnsani Gelişmeye Geçiş Stratejisi adlı, ülkemizin ilk ulusal yoksullukla mücadele stratejisi belgesini hazırlıyoruz." Diyor. Şu anda hazırlıyoruz, Kalkınma Bakanlığıyla beraber." Ama on iki yıl önce Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olurken bizim 1999 yılında iktidara gelirken söylediğimiz "yoksullukla, yolsuzlukla mücadele" diye yine vardı. Onun için bir an önce bunun eylem olarak plandan öteye geçmesi gerekiyor, bir an önce hazırlanıp uygulanmasının doğru olacağını düşünüyoruz.
Bize de burada söylemiş olduğunuz araştırmalar, ergen profili, aile yapısıyla ilgili, buradaki sosyal bulguların da bir an önce önlemleri alınacak şekilde gelmesi lazım. Çünkü yine altta söylediğiniz madde kullanımıyla ilgili araştırma önemli ama biz zaten araştırmanın dışında sürekli gazetelerde, televizyonlarda, belli çevrelerde bu çocuklarda bağımlı olma yaşının çok düştüğünü görüyoruz. Bunun için de bir an önce aile içinde ve okulda eğitimlerin yapılması, Millî Eğitim Bakanlığıyla, artı Emniyet Genel Müdürlüğünün ilgili birimleriyle ortak bir şekilde, devletin diğer kurumlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber, Yeşilayla beraber birtakım çalışmaların bir önce... Hep söylüyoruz ama maalesef yaş daha da düşüyor ve kullanıcı sayısının arttığını raporlarda da araştırmalarda da görüyoruz. Bunların da bir an önce hallolması lazım.
Size "Siyaset üstü kalın." dedim ama burada, sunuşunuzun içinde yer alan kısımla ilgili kısa bir uyarı da yapmak istiyorum. Bütün bakanlar alışmış, "on iki yıl" diye hâlâ söylüyor. Biz her sene yeni bütçe çıkarıyoruz Sayın Bakanım. "2002'de şöyleydi, 2014'te böyle. On iki yılda şunu yaptık." diyor. Peki, geçen yıldan bu yana ne oldu, bir önceki yıldan bu yana ne oldu, azalttınız mı, çoğalttınız mı? Örnek, burada, "2002'de 6.976 çocuk evlat edinilmişken 2014 yılında 13.300." Anlamı ne? Peki, toplam muhtaç duruma düşmüş çocuk sayısı ne kadar olmuş? Onun yanına onu da koyacaksınız ki o zaman toplam muhtaç çocuk kaçmış, yurda düşecek durumda olan çocuk kaçmış, yurda başvuran kaçmış, başvurmayıp sokaklarda yaşayan çocuk kaçmış, bunları bilmemiz lazım. Onun için bunları siz yapmayın, onun için söyledim hani "Siyaset üstü kalın." diye. "Şu kadar çocuğumuz var, şu önlemleri alıyoruz. Şunları almamız lazım. Parlamento olarak size şu görevler düşüyor." deyin, biz de onlara destek olalım, siyaset üstü dememizin nedeni bu. Onların bir faydası yok, tam tersine keşke tamamen azaltabilsek. Bir senede siz yok edin, biz size teşekkür edelim. O mümkün değil ama en azından Bakanlık olarak bunun planını, programını artık eyleme dönüştürelim ki sayıyı azaltalım, muhtaç çocuk sayısı azalsın, tabii ki muhtaç olanlara da en iyi şartlarda bakalım yani.
Ben, esas itibarıyla toplumdaki temel sorunun -dün Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinde de hatırlattım, din eğitimi de burada önemli- ahlaki yozlaşma olduğunu düşünüyorum, tabii, bunun içerisinde ekonomik sorunlar, sosyal sorunlar, nereden kaynaklandığı farklı birtakım sorunlar yaşanıyor ama esas itibarıyla sizin de sorumluluk alanınızda bulunan aileden başlayan bir eğitim süreciyle bunun yapılabileceğini düşünüyorum. Hem dini eğitimle hem normal aile içi eğitimle hem de örgün eğitimle, Millî Eğitim Bakanlığıyla beraber ciddi bir eğitim kampanyasıyla önce toplumdaki ahlaki yozlaşmanın önlenmesinin en ana unsur olduğunu düşünüyorum. Burada da size çok fazla sorumluluk düştüğü için, aileden eğitimin başladığını bildiğimiz için özenle korumaya çalışıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bitirdim Başkanım.
Dolayısıyla da bunları bir dostane uyarı olarak görün. O şartlarda biz her zaman yapıcı, yol gösterici muhalefet anlayışı çerçevesinde, yapılacak bütün düzenlemelere ve işlere destek olacağımızı söylüyor, tekrar bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.