KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; 9'uncu maddeye geldik. Evet, bir maddede, doğru, "ve/veya", o değişti. Keşke demokrasi kültürü yerleşmiş olabilseydi ülkemizde, keşke çoğulcu demokrasiyi uygulayabilseydik yani muhalefetten gelen, doğru olan ve toplumun isteği olan birçok konuyu muhalefetten geldiği için reddetmeseydiniz keşke.

Evet, "sözleşmeli", "ücretli", "vekil öğretmen" gibi nitelendirmeler... Bunların hepsi aynı okuldan mezun gençler, öğretmenler; aynı özellikte yetişmiş, aynı bilgilerle donanmış ama neticede, bu şekilde kategorilere ayrılmış öğretmen yapısından bahsediyorum.

Şimdi, Sayın Erdoğan bir konuşma yaptı 20'nci Millî Eğitim Şûrası'nda, dedi ki: "'Sözleşmeli öğretmen' ile 'kadrolu öğretmen' ayrımını kaldırıyoruz." Ne çıkar bu sözden? Sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen arasında özlük hakları açısından çok büyük farklar yok ama eş durumundan tayin yok. Büyük bir kesim ne anladı bundan? Bir kısmı "Ya, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçiyor." diye nitelendirdi, bir kısmı da eş durumu tayininin olabileceğini düşündü ve kandırıldılar. O kadar çok kandırılıyor ki toplum her konuda, maalesef, algı operasyonlarıyla. Nereye gideceksiniz, nereye kadar varacaksınız? Bir gün, çok yakın zamanda bu öğretmenler kadrolu olacak; öğretmen camiası içinde "ücretli öğretmen" diye, "sözleşmeli öğretmen" diye, "vekil öğretmen" diye bir durum olmayacak.

Aynı zamanda, PIKTES öğretmenleri var. PIKTES öğretmenleri, bir proje çerçevesinde, geçici kabul gören ailelerin çocuklarına veya oturma izni almış ailelerin çocuklarına ders veriyorlar. Bu proje Avrupa Birliği projesi; bittiği zaman bunlar da çok büyük sıkıntı yaşayacaklarını düşünüp bizlerin kapılarını aşındırıyorlar. Sizlere de geliyorlardır, eminim. Bunlar için bir düşünceniz yok mu?

Yine, atanamayan öğretmenler konusundan biraz önce bahsettim. 15 bin öğretmen sıralamaya göre ilan ediliyor ama 3 misli öğretmen adayı arasında sözlülerle, mülakatlarla bunlar hak gasbına uğruyor. Yani, bunları defalarca dile getirdik, Meclis kürsüsünden de bunları birçok kez gündeme getirdik. Tekrar ediyoruz, tekrar ediyoruz; neden, biliyor musunuz? Belki insafa gelirsiniz diye, belki vicdanlar biraz rahatsız olur diye; yoksa, biliyoruz yapılmayacağını.

Evet, engelli öğretmen adayları var tamamen atanamayan. "2.500 atanacak." denmiş, 1.300 atanmış veya daha az sayıda atanmış; bunlar da haber bekliyorlar. O yüzden, bu önergeyi madde 9'a, en azından sözleşmeli öğretmenleri rahatlatmak için "aile birliği, can güvenliği ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere" diye ilave ettik.

Biraz önce bir vekilimiz "can güvenliği ve sağlık mazeretleri hariç" diye yazılmış diye bundan mutluluk duydu. Ya, can güvenliği olmayan insanı orada tutmak mı istiyorsunuz? Veya sağlık nedenleriyle sıkıntı yaşayan...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Yıllar önce kalamıyordular. Aybüke'nin can güvenliği olsaydı o zaman...

ŞENOL SUNAT (Ankara) - O zaman hangi iktidar vardı Sayın Vekilim?

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Ben sana cevap veriyorum.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Hayır ama...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - İktidarı tartışmıyoruz. Kazanım ne kadar varsa...

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Can güvenliği... Hele hele terörizmin bittiğini ilan eden bir İçişleri Bakanı varken... Söylemek istediğim o değil. Burada can güvenliği olmayan kişilerin zaten ya can güvenliğini sağlayacaksınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sağlıyoruz öyle gönderiyoruz.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Sağlık mazeretleri varsa onları da sağlık tedavisinin yapılması için gerekli yerlere zaten dahil edeceksiniz. Bu bir insanî görevdir.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Teşekkür ediyorum.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Ben... Pardon, bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Buyurun.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Bakın, yıllardır sözleşmeli öğretmenler, özellikle ufak çocuğu olan anne öğretmenler sinir buhranları, sinir krizleri geçirdi. O çocuğundan ayrı olmak, ailesinden ayrı olmaktan dolayı yaşadıkları travmaların, psikolojik sıkıntıların haddi hesabı yok. Artık yeter, 21'inci yüzyıldayız. İlla o bölgede üç artı bir sene çalıştıracağız diye bu insanları mağdur etmeyin. Bunun yolları var. Bunun yolları, mecburi hizmet getirirsiniz, sözleşmeli öğretmenliği kaldırırsınız, ilk atanan öğretmenlere zorunlu hizmet getirirsiniz.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Aynı şey, neyi söylüyorsunuz? Kavramı değiştiriyorsun sadece.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Hayır, bu söylediğim aynı şey değil. Sözleşmeli öğretmen olmaz, sözleşmeli adı olmaz.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Tamam, adını kaldırırız, ne olacak?

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Evet, teşekkür ederiz.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Yani yol olarak, yol olarak bunu mu buldunuz?

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Bir dakika arkadaşlar.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - 4+2, önce öyleydi, böyle hepimizin ısrarıyla üç artı bire düştü.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Çözüm o değil.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Diğer kamu görevlileri ne yapacak?

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Kamu görevlileri için de aynı şekilde...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Diğerleri ne yapacak o bölgedekilerin, onlara emsal teşkil etmeyecek mi?

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Bakın, benim söylediğim şeyi bir mantık süzgecinden lütfen geçirin. Burada aile bütünlüğünden söz ediyorum. Yoksa...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Hepsi için geçerli aile bütünlüğü.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Bütün hepsi için olsun.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - E, kim kalacak orada?

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Peki, konu anlaşılmıştır Sayın Sunat.

Teşekkür ediyorum.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Biz tekrar teklif ediyoruz. Sözleşmeli, ücretli, vekil öğretmen tanımı kalkmalı, öğretmen kadrolu olmalı ama en azından sözleşmeli öğretmenlik şu anda kalkmıyorsa aile bütünlüğü, aile birliği için bu maddeye girmeli.

Teşekkür ediyorum.