KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Kısa olarak... Şimdi bu maddeyle getirilen, 8'inci maddeyle getirilen iyileştirmenin neden bir yıl ertelendiği çok ciddi bir soru, bir gerekçesiz gerekçe, gerekçesi yok bunun. Madem ki iyileştirme yapıldı, ki buna itirazı olan yok, neden bir yıl geciktiriliyor? Hangi kamu yararı var burada? Bunun giderilmesi gerekiyor.

Şimdi, Sayın Başkan, bu vesileyle bir iki hususu belirteyim. Sayın Genel Müdür şunu söyledi, tabii haklı o konuda: "O kadar çok branş var ki, branşlara göre nasıl bir düzenleme yapalım." dedi ama burada bizim sorunumuz branşlara göre farklı bir düzenleme yapmak değil, sorunumuz ölçüt koymak. Komisyon kimlerden oluşuyor? Neyi uyguluyor? Hangi şeyleri ölçüt alıyor? Yani burada önemli olan nesnellik, bu sağlanabilir. Sadece bununla ilgili değil, bununla biz güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında da karşılaştık, Adalet Bakanlığı Komisyonunda da hâkim ve savcıların sınavında da karşılaştık. Bir tür belki anlaşmalı, belki farkında olmadan nesnel ölçütlerden kaçınılıyor, bir kaçınma var. Bunun da nedeni şudur: Biz siyasal çizgimize paralel olarak o doğrultuda eleman almaya elverişli bir düzenleme yapabilelim diye. Tabii, bir Genel Müdür olarak size söylemiyorum bunu, kuşkusuz şu anda muhatabım siz değilsiniz bu şeyde fakat çok değişik komisyonlarda buna tanık oldum. Nedense o nesnel, objektif sınav yapan objektif ilerleme sağlayacak, liyakat ilkesini uygulamaya koyacak uluslararası ölçeklerde geçerli olan ölçütlerden kaçınılıyor. Burada bunu yapabilirdik, yapabilirdik bunu ama burada da kaçınıldı, bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

Sayın Başkan, bizim partimize ve bana, diğer arkadaşlara biraz böyle -bir sataşma demeyeyim de- bir eleştirel açıdan daha şey bir biçimde... Ama Sayın Başkan, hemen şunu belirteyim: Bakın, biz 12 adet adil yargılanma hakkı yasa önerisi hazırladık, sizleri de çağırdık. Yanınızda oturan Sayın Başkan Vekilinin partisini yani bizim Mecliste temsil edilen bütün partileri davet ettik, 9 partiydi üç yıl önce. Adalet Bakanlığı da dâhil olmak üzere 5 partinin katılımıyla ve 20 ayrı toplum örgütünün katılımıyla demokratik meşruiyet temelinde, katılımcı bir yaklaşımla biz bu yasa önerilerini, özellikle Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'ni ve İnsan Hakları Eylem Planı'nı da dikkate alarak onları o kadar ciddiyetle okuyup değerlendirdik ki, haziran başında biz Meclis Başkanlığına sunduk. 6 ayrı komisyonda bunlar bekliyor, çok ciddi yasa önerileri ama gündeme alınmıyor.

OSMAN ÖREN (Siirt) - Saat kafayı yedi!

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Bunlardan biri, bugünkü...

OSMAN ÖREN (Siirt) - Siz değil, saat; saat kafayı yedi.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Hayır, biz kafayı yemeyelim de. Öyle anlaşılıyor ki biz yemek üzereyiz kafayı!

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Saat bile dayanamadı bakın, saat bile dayanamadı!

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Anayasa dersleri en ağır derslerimizdi bizim, biliyorsunuz.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ama şimdiye kadar biterdi o, biterdi konuşmam.

Sayın Başkan, son cümlemi söylüyorum.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Tamamlayın lütfen.

Bu saatte biraz da latife yapmamız lazım yani.

Buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli üyeler; şimdi, bakın, bu yasa önerileri içerisinde çok önemli bir konu var: OHAL KHK'zedeler, olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnameleri mağdurları. Şimdi, gerçekten, dünya hukuk tarihinin en büyük toplu hukuk katliamı bu kararnamelerle işlenmiştir ve bunlardan bir kategoride... Ondan bir iki örnek vermek istiyorum. Bununla ilgili yasa önerimiz, o 12'sinden 1'i budur. Barış akademisyenlerinin yarın 6'ncı yılı. Dikkat edin Sayın Başkan, siz Bakanlık da yaptınız, sizin o kararnamelerde adınız yok ama burada görev yapan birçok önceki bakanın, başkanın kararnamelerde adı var maalesef.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Sayın Kaboğlu, tamamlayın artık, geç vakit oldu. Son cümlenizi alalım.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Burada bir kumpas var Sayın Başkan!

Tamamlıyorum.

Bakın, Sayın Başkan, Anayasa Mahkemesinin kararı var, ağır ceza mahkemelerinin beraat kararları var, burada bulunan milletvekilleri hakkında Yüksek Seçim Kurulunun kararı var; Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu hiçbirini tanımıyor. Şimdi, tabii, ben "Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu ne bitiriyor dosyaları ne de o kararları tanıyor çifte maaş aldıkları için." demiyorum. Ama hiçbir kurum Anayasa'nın üstünde olamaz, yargının üstünde olamaz. Şimdi, biz, eğer barış akademisyenleri konusunda bu kadar mahkeme kararı varken onlar hakkında olumlu karar verilmiyorsa o zaman elinden geçen, çıkan 100 bin dosya hakkında ciddi karar verdiği konusunda nasıl bir kanaate sahip olabiliriz? Şimdi, biz öğretmenlik meslek kanununu görüşüyoruz burada ama on binlerce öğretmen gece yarısı yayımlanan kararnamelerin ek listelerinde adları yazıldığı için mesleklerinden oldular ve Sayın Başbakan, zamanın Başbakanı "Biz onları bilemeyiz. Orada kimlerin yer aldığını biz bilemeyiz..."

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Tamamlayalım lütfen.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tamamlıyorum.

Ama bununla ilgili bir konu olduğu için, bugünkü konuyla ilgili olduğu için...

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Bu yürürlük maddesi.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ve tabii ki biz buna el atmadığımız sürece o zaman birtakım olumlu düzenlemeler belki yapmış olabiliriz ama biz bu liyakat ilkesini, hukuk ilkesini, Anayasa ilkesini kesinlikle birlikte düşünememiş oluruz.

Teşekkür ederim.