| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Nuri Kolaylı'nın Türkiye'de gazeteciliğin dijital dönüşümü, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında yaptıkları sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .01.2022 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.
Burada ben basın açısından bir sorun görüyorum. Tabii, Vali Bey'in toplantısına eğer basın mensupları katılacaksa tamam ama "Vali Bey'e şu kişi soru sorabilir, bu kişi soramaz." olmaması lazım. Dolayısıyla, ben orada Vali Bey'e terbiyesizlik yapılmış filan diye görmüyorum olayı. O yüzden, Vali Bey'i çok da haklı görmüyorum. Vatandaşın bu hakkı vardır, sorabilir.
Şimdi, burada bizim esas üzerinde durmamız gereken konu: "Misinformation." Yani "yalan haber" diyoruz ama "Misinformation..." "Misinformation"ı en çok kim yapar biliyor musunuz? Devlet yapar. Yani Kuzey Kore'ye gidin, şu anda Kuzey Kore'ye bakarsanız, herhâlde derler ki...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Orası çok kapalı, Batı'ya gelin, "Demokrasi var." denilen yerlere gelin.
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Peki, Batı'da kısıtlamalar neye ne tabanlı? Bakalım Almanya'ya. Almanya bunun tanımını yalan haberden çok Nazizm ve ırkçılık üzerine, Fransa da öyle. Şimdi, Nazizm ve ırkçılığın tanımını kolay yapabilirsiniz ama "yalan haber" dediğiniz an bunun tanımını kolay yapamazsınız. O zaman istediğiniz yere çekersiniz. Yani Kuzey Kore'nin durumuna düşebiliriz. Onun için, biz bu işlerin sınırlarını çok iyi belirlememiz lazım. Yani hakikaten Nazizme, faşizme, ırkçılığa karşıysak bunu açık açık söyleyelim.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Ayhan Hocam, bir cümle söyleyeyim, devam edelim. Ya, siz müktesebatı olan, bizim değer verdiğimiz bir hocamızsınız. Türkiye'yi hiçbir düzeyde Kuzey Kore klasmanına getirmek gerçekten şey değil yani bu, kayıtlara geçsin.
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Ama o tarafa gideriz diyorum.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Yok, yok.
Benim Türkiye Cumhuriyeti devletinde 29 Ekim 1923'ten bu yana görev alan herkese büyük hürmetim var. Türkiye Cumhuriyeti devleti 1938'de dahi Nazizm rüzgârının estiği dönemde Mustafa Kemal Atatürk asla bunlara müsaade etmemiş, şimdi de bizim asil milletimiz bunlara müsaade etmez.
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Etmez, doğru. Ben buna da katılıyorum. Sözlerinize de teşekkür ediyorum ama bizim de bu konuda hakikaten bilinçli olmamız lazım, akıllı olmamız lazım, dikkatli olmamız lazım. Bütün söylediğim bu.
Şimdi, Nuri Bey'in konuşmasında bazı noktaların altını çizdim. Yasa taslağı Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmeden önce taraflar yasanın detayları konusunda bilgilendirilmeli, görüş ve önerileri mutlaka dikkate alınmalıdır. Şu ana kadar biz milletvekili olarak hiç görmedik, Sayın Başkanımız da tam olarak görmemişler. Dolayısıyla, yasa taslağı şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinin dışında hazırlanıyor diyebiliriz ama AK PARTİ hep övünüyor, "Yasalar artık, milletvekillerince hazırlanıyor." diyor. Pek öyle bir durum yok. Bu da böylece ispat edilmiş oldu.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Burada susma hakkını kullanıyor.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Sözü çok kesildi Hocamın zaten.
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sosyal medyaya yönelik yasa da çok dikkatle hazırlanmalı; ifade ve basın özgürlüğünü yasaklayıcı değil, kişi hak ve özgürlüklerini savunan nitelikte maddeler içermelidir. Çok doğru, kesinlikle katılıyorum. Gazetecilik meslek yasasının çıkarılması da tabii ki çok önemli. Tabii, dijital dolandırıcılık konusu herkesin karşı çıkması gereken bir konu. Bunun sadece sosyal medyayla veya yayınlarla da alakası yok. Biliyorsunuz, oltalama teknikleri var, insanlardan para alma teknikleri var. Bunların hepsi yasal düzenlemelerin içinde. Şimdi, gazetecilerin ekonomik bağımsızlıkları ve sosyal sorunları, maddi sorunları çözülebilecek konular ama herhâlde bizim Komisyonumuzun biraz dışında olan konular.
Ben sözlerimi burada bitiriyorum. Tekrar çok teşekkür ediyorum verdiğiniz bilgiler için. Komisyonumuza da teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.