KOMİSYON KONUŞMASI

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Efendim, teşekkür ediyorum.

Ben medya yöneticiliğinden geliyorum, doğru, basın kartı sahibiyim ama gazeteci kökenli değilim. Çok program yaptım ama...

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Yön Radyonun yöneticisi.

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Evet, aynen öyle.

Orada bir ayrım var tabii, hani gazeteci kökenli olan arkadaşlara bir haksızlık olmaması açısından söylüyorum.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Çok kibarsınız.

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Yayıncılıktan geliyorum.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Haber merkezinden gelmiyor.

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Evet, haber merkezinden gelmiyorum.

Efendim, gecikmenin nedeni Kazakistan Büyükelçiliğine yaptığımız ziyaret. Bildiğiniz gibi, Kazakistan'la ilgili olaylar nedeniyle zorunlu olarak orada bulunmak durumunda kaldık. Ben ayrıca da Komisyon üyesi değilim, sadece dinlemek üzere geldim ama bu arada birkaç şeyi de söylemek isterim. Meslektaşlarımızı da tabii, selamlamak isterim.

Gerek Anadolu Yayıncılar Derneğini yakından tanıyoruz gerek Türkiye Gazeteciler Konfederasyonuyla da birlikte çalışmalarımız da oldu. Doğru, ben Yön Radyonun kurucusuyum, beraberinde, Türkiye'nin alanında tek meslek birliği olan Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliğinin de kurucusuyum, milletvekili adayı olana kadar da Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyordum. Ayrıca, uluslararası bir örgütlenme olan Asya Medya İşbirliği Örgütünün kuruluş çalışmalarına katıldım.

10 Ocak nedeniyle -her yıl olduğu gibi- medyamızdaki, daha çok da -basın suçlarıyla ilgili kısım değil ama- genel sektörel sorunlarla ilgili bir rapor hazırlıyorum ve bu raporu hazırlarken meslek birliklerinden, meslek örgütlerinden de yararlanarak onların taleplerini de içine alan bir biçimde değerlendiriyoruz. Meslektaşlarım, milletvekillerimizle birlikte, Cumhuriyet Halk Partili basın kökenli milletvekilleriyle birlikte 10 Ocak tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir basın toplantısıyla raporumuzu yayınladık. Bu raporda ve dün Düzce'de yerel medyayla yaptığım toplantıda 2 başlık çok öne çıkıyor. Biri, internet yasasının olmaması, diğeri de uydu üzerinden yayıncılık yapan televizyonların artık uydu üzerinden yayın yapamaz hâle gelmiş olmaları. Tabii ki basın kartlarıyla ilgili sorunlar vesaire de gündeme geliyor ama bunlar, genel medya sorunları içinde ele alabileceğimiz konular.

Dijital medya mecrasıyla ilgili ve genel medyayla ilgili bugün içinde bulunduğumuz durumu şöyle tarif edebiliriz: Türkiye Cumhuriyeti devletinde sorunlar çözülemese bile sorunların mutlaka sahipleri olmuştur. Sorunların dile getirilebileceği ve bunların çözümüyle ilgili yol alınabilecek devlet aygıtları, yöneticileri olmuştur ve sorunların muhatapları, sorunları yaşayanlar bu sorunları anlatabilecek ve en azından çözüm için ümitlenebilecek devlet yetkililerini karşılarında görebilmişlerdir. Şimdi, biraz önce şahit olduğum tartışma da dâhil olmak üzere, meslek kuruluşlarımızın talep ve sorunlarıyla ilgili içinde bulundukları noktaları da gördüğümüzde; bir, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Dijital Mecralar Komisyonunun bulunması, Türkiye Büyük Millet Meclisi ölçeğinde konunun en azından sahibi olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yürütmesinde konunun muhatabı yoktur, sahibi yoktur. Sadece medya, gelenekseliyle, yenisiyle sahipsiz değil, aynı zamanda dijital dönüşümle ilgili de sahipsiz ve kendiliğindenciliğe bırakılmış bir hâldedir. Dolayısıyla, sorunu esasen buradan görmek lazım. Bugün medya mensubu ve örgütlerinin temsilcisi olan arkadaşlarımız büyük zorlukları anlatıyorlar. Bunlardan bir tanesi ve önemlisi dijital dönüşümün desteklenmesi. Dijital dönüşüm desteklenmeyince ne oluyor? Ben size söyleyeyim, burayla da kapatayım: Türkiye'de yerelde, yerel bir gazetecinin, yerel bir radyocunun, yerel bir televizyoncunun ulusala aktaracağı haberi yabancı kaynaklı haber merkezleri iletiyor. Bu, Türkiye'de medya birikimlerinin, geleneksel, yeni medya birikimlerinin yok edildiğini ve bundan sonra özellikle de dijital platformlaşma, tekelleşme, internet altyapıları, siber güvenlik bu sorunları da kapsayacak bir biçimde konuyu ele aldığımızda Türkiye'nin kendi iç iletişimini yabancı kaynaklarla yapmak zorunda olacağı noktasına taşımak üzere.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.