| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Manisa Milletvekili Uğur Aydemir ve 45 Milletvekilinin, Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4092) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .01.2022 |
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli arkadaşlar yaptıkları analizlerde bu 2 maddenin 301 sayılı Kanun Teklifi'ne dercedilebileceğini yani oraya yerleştirebileceğini söylediler; haklılar. Biz, özellikle bu enflasyon muhasebesini 301 sayılı Kanun Teklifi'mizde müzakere ettik taraflarla ve başlangıç teklifimizin ham hâlinde vardı bu. Ancak, özellikle piyasada (TOBB) kanalında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve TÜRMOB kanalında bir şey oldu, farklı farklı yorumlar oldu ve onu resmî teklifimizden çıkardık daha sonra görüşülmek üzere. Belki bunu Mecliste tekrar gündeme getirecektik ancak takdir edersiniz ki geçen hafta kanun teklifinin görüşmeleri sırasında teklif bu haftaya kaldı. Tabii, bu haftaya kalınca işler değişti ve Uğur Bey arkadaşımızın bu 2 maddeyi ayrı bir teklif olarak gündeme getirmesi söz konusu oldu ve bugün onu müzakere ediyoruz. Enflasyon muhasebesi konusundaki bu açıklamayı yaptıktan sonra tabii ki enflasyon muhasebesi yapma mecburiyeti hasıl olmuştur. Yani enflasyonun son üç yıl içinde yüzde 100'ü aşması söz konusu oldu. Hiç kimse beklemiyordu, tabii ki hiç birimiz beklemiyorduk çünkü dünyada özellikle son iki yılda bu pandemi dolayısıyla meydana gelen gelişmeler bütün ülke ekonomilerini etkiledi, herkesi sarstı ve Türkiye'yi de âdeta çok önemli ölçüde... Ki son açıklanan yüzde 36 küsurluk enflasyondan da bunu görüyoruz. Bu bir yasal mecburiyet olduğu için özellikle mali müşavir ve muhasebeci meslektaşlarımız bu konuda hazırlıksız yakalandılar ve bunun ertelenmesinin iyi olacağı konusunda meslektaşlarımızdan da teklifler geldi ve bunu değerlendirdik. Tabii, enflasyon muhasebesi, yüksek enflasyonun getirdiği bir mecburiyet ve yüksek enflasyonun etkin olduğu dönemlerde finansal tabloların enflasyon doğrultusunda düzeltilmesini icap ettiriyor ki bu ekonomik hayatın da bir gereği çünkü işletmeler, firmalar gerçek değerlerinin ortaya çıkmasını isterler. Bu, hem paydaşlar açısından hem yatırımcılar açısından hem vergi sistemi açısından önemli, üçüncü kişiler açısından da gerçeğin ortaya çıkması için önemli.
Bir diğer 2'nci maddemiz ise... Aslında bu da bir mütemmim cüz çünkü yeni bir ekonomik politika izleniyor, parantez içinde şunu söyleyeyim, bazı arkadaşlar dediler ki: "Bu etkisiz." Akşamdan sabaha bunu nasıl anladınız, ben de merak ediyorum çünkü bu yeni politikanın ilk açıklandığı gün 20 Aralık, bugün de 17 Ocak; aradan bir ay bile geçmedi. Kaldı ki ekonomik programlar... Hâlbuki bu, bir sistem değişikliği, program bile değil, programdan da öte; dolayısıyla buna karar verilebilmesi için asgari altı ayın, hatta benim kanaatim bir yılın geçmesi lazım üzerinden ki sonuçlarını görebilelim; sonuçlar başarılı mı, başarısız mı diye objektif bir karar verebilelim. Nitekim, 20 Aralıktan sonra -tabi ki Hükûmet bu programı açıkladı- Hükûmetin açıkladığı bu yeni sistemin yasal ayaklarının da düzenlemesi gerekiyordu. Nitekim, 301 sayılı Kanun Teklifi'miz ve bugünkü teklif işte bu yasal düzenlemelerin birer tezahürüdür. Neticede, başarılı olup olmadığını göreceğiz ama bugün gelinen noktada, en azından kur alanındaki gelişmelerden görüyoruz ki kurun ateşi düşmüştür ve 2'nci madde de Türk lirasının yine değerli hâle getirilmesi için bu programın bileşenlerinden bir tanesidir. Belki önümüzdeki günlerde yine farklı tedbirler, farklı düzenlemeler getirilecektir.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Aspirin vermeye devam edin, sonra bir patlayacak, göreceksiniz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Doktor, bu aspirin değil, bu belki...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Antibiyotik, aspirinle olmaz bu iş.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Antibiyotik de olabilir ama yeni bir program, sonucu görelim derim ben.
Arkadaşlar, bir diğer konu, tabii, şu 128 milyar dolar konusu çok speküle ediliyor. Yani ben rica ediyorum, bu konuyu konuşacak olan arkadaşlar ekonomi konuşsun. Bir para, Merkez Bankasındaki bir kuruş bile bir yerden bir yere giderken mutlaka kayıtla gider.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kayıttadır zaten.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Merkez Bankasındaki dövizler sadece -Merkez Bankasının değil, Türkiye'deki bütün bankaların veya dövize yatırım yapmış kurum ve kuruluşların- karşılık olarak orada bulundurdukları paralardır. Zamanı geldiğinde de Merkez Bankası bu paraları sahiplerine istediklerinde verir. Sistem böyle çalışır. Nitekim, o dönemde, bu 128 milyar doların speküle edildiği dönemde Merkez Bankası yetkilileri bununla ilgili açıklamalar yapmıştır, Hükûmet yetkilileri de yaptı. Benim hatırladığım kadarıyla şu dört ana başlıkta bu paraların değerlendirildiği ifade edildi.
Biri, cari açığın finansmanında. O dönemlerde ki biliyorsunuz pandemi dolayısıyla Türkiye ciddi cari açık verdi ki yaklaşık 30-35 milyar doların bu cari açığın finansmanında kullanıldığını...
Yine, bir o kadarının Türkiye'den çıkan yabancı sermayenin finansmanında kullanıldığını... Çünkü yabancılar gelirken döviz getiriyorlar, çıkarken de dövizlerini talep edip gidiyorlar. Siz ülke olarak "Bunları ben vermem." diyemezsiniz. Bu, uluslararası krize neden olur. Zaten bizim finansman sistemimizde para giriş çıkışı serbesttir. Böyle bir şey söz konusu değil.
Yine, o dönemde özellikle reel sektör, borçlarının finansmanında ciddi para, döviz ihtiyacını karşılamak için bankalardan -özel bankalardan veya kamu bankalarından, çalıştıkları bankalardan- Türk lirası karşılığında döviz talep etmiştir ve bankalar da bu dövizi Merkez Bankalarında tuttukları karşılıklardan veya Merkez Bankalarına Türk lirası vererek... 50 milyar dolar civarında da böyle bir paranın reel sektöre aktarıldığını yine hatırlayın.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, bu ne hesap Cemal, bunu kimse yapamadı, bu hesabı yapsaydınız şimdiye kadar.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yine, bir o kadar da -ki 128 milyar doları da geçiyor bu- vatandaşlarımızın döviz tasarrufu için talep ettikleri paralar var.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tabii, Ayşe teyze aldı, ah Ayşe teyze ah(!)
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani bu "128 milyar dolar" ifadesi dillere pelesenk oldu, muhalefetteki arkadaşlarımız bunu slogan gibi kullanıyorlar ama biraz da elimizi vicdanımıza koyalım yani bu paranın bir yere gittiği yok. Bu para, Merkez Bankasından çıktıysa karşılığında Türk lirası verilmiştir ve bu paralar da özellikle döviz mevduat hesaplarının, döviz tevdiat hesaplarının bankalarda yükselmesi dolayısıyla Merkez Bankasından ticari bankalara geçmiştir ve kimseye de karşılıksız bir şey verildiği yoktur, kimseye bir menfaat sağlandığı yoktur. Bugün bile...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Cemal Bey, kimse "Karşılıksız verildi." demiyor
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Öyle diyorsunuz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kur farkı almadan, vergi almadan geri alıyorsunuz bu parayı. "Para uçtu." mu dedik biz?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani sanki birileri Merkez Bankasından bu paraları aldı, birilerine peşkeş çekti. Yok öyle bir şey.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Mugalata yapıyorsunuz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani burada kimseye özel bir menfaat sağlanmamıştır.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey, siz fikrinizi ifade ettiniz. Başka fikirleri dinleme tahammülünü de gösterin lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Mugalata bu, tamamen mugalata.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Kimseye özel bir menfaat sağlanmamıştır. Bunu kim iddia ediyorsa ispat etmek zorundadır.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Doğrudur.
Bizim söylemediğimiz şeyleri bize yükleme.
Bu paraların hepsinin kaydı vardır.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Birisine özel bir menfaat sağlanmışsa ispat edilmek zorundadır.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ederiz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ki böyle bir şey yoktur, ispat da edilememiştir. Bu, tamamen yalandır, iftiradır.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nereden çıkarıyorsun?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Dolayısıyla, yani Merkez Bankasına birileri para getirirken ses yok ama birileri...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Peki, o akşam kimlere sattınız, 21 Aralık akşamı kimlere sattınız?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey...
Affedersiniz Cemal Bey, bir saniye...
Mehmet Bey, siz fikrinizi ifade ettiniz, gayet de vaktinizi kullanarak. Hiç kimse de size müdahale etmedi.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Fikrim bitmedi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şimdi, Cemal Bey de Komisyonumuzun bir üyesi olarak, seçilmiş bir vekilimiz olarak kendi fikrini ifade ediyor. Niçin sabırla dinlemiyorsunuz?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biraz fazla antibiyotik almış.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Karşılıklı konuşuyoruz Başkanım, niye müdahale ediyorsun?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Başkanım, ben belgeli konuşuyorum, bakın, belgeli konuşuyorum. Bu para birilerine verilmemiştir, sadece sistem içinde Merkez Bankasında tutulan paralar, özel bankaların veya kamu bankalarının talep etmesi karşılığında, Türk lirası karşılığında yer değiştirmiştir.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Cemal Bey, öyle değil, öyle değil. "Tezi gerçekleştireceğiz." diye, "Faiz sebep, enflasyon sonuç.'u ispatlayacağız." diye milletin 100 milyarını yok ettiniz ya!
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Cari açığın finansmanında kullanılmıştır.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Öyle değil. Bu yaşadığımız sıkıntını sebebi o.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yabancı yatırımcıların para transferinde kullanılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cemal Bey, siz tamamlayın.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Dolayısıyla, ben şu kadarını söyleyeyim: Burada kimseye özel bir menfaat sağlanmamıştır. Bunu kim iddia ediyorsa ispat etmelidir. İspat edilemeyen iddia boştur, yalandır.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Biz yalan konuşmayız, yalan sizin işiniz.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Dolayısıyla, "128 milyar dolar" ifadesi de spekülatif, boş, içi boş bir ifadedir.
Hepinize saygılar sunuyorum.