KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan Yardımcım, değerli bürokrat arkadaşlarımız, değerli basın mensupları, sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcileri; sizleri tekrar saygıyla selamlarım.

Evet, maalesef, cumhuriyet tarihimizin en derin ekonomik krizinin yaşandığı günlerde, burada, tekrar ekonomimizle ilgili bir kanun teklifini görüşüyoruz. Benim milletvekili olarak ilk dönemim ve Plan ve Bütçe Komisyonunun resmî üyesi olmadan önce de elimden geldiğince takip etmeye çalışıyordum ve gördüğüm kadarıyla, maalesef, bu torba kanun garabetinin içinde farklı farklı maddeler gelse de özellikle ekonomik teklifler, maddeler hep günü kurtarmaya yönelik teklifler olarak önümüze geliyor ve neye rağmen? Ekstra maliyetlere katlanmaya rağmen, günü kurtarmak için. Bu, durumu kötüye giden bir şirketin başına çok sık gelir -Allah korusun- batık tüccarın başına çok sık gelir, onlar günü kurtarmak için bazı ekstra maliyetlere -ki bu ekstra maliyetler başına çok büyük işler açar- katlanır. Bugün de yine böylesine 2 tane maddeyi görüşüyoruz. Ondan önceki torba kanun teklifinde de buna benzer çok sakıncalı 2 madde görüştük. Birisi Merkez Bankasıyla ilgili, birisi de yine bu Amerikan doları garantili, ucu açık faizli Türk lirası hesaplarıyla ilgili ve her şeyden önce, bundan ötürü, ben, bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olarak çok büyük rahatsızlık duyuyorum.

Bir diğer büyük rahatsızlık duyduğum konu da Meclisimizin kanun yapma usulü ve uygulamadaki büyük sakatlık ve büyük sorundur, bu da şu: Meclisimizdeki kanunların, ben, bu yeni sistemde, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin öngörüldüğü gibi milletvekilleri tarafından hazırlandığına kesinlikle inanmıyorum, parti olarak da inanmıyoruz, maalesef, saraydaki bilmediğimiz bir odada, bilmediğimiz kişilerin elinden çıkmış ve neye dayanarak olduğunu da bilmediğimiz... Gerekçeler çünkü son derece muğlak. Buradaki gerekçeleri okurken Sayın Bakanlara verdiğimiz soru önergelerine aldığımız cevapları okur gibi oluyorum bazen, son derece muğlak ifadelerle gerekçeler yazılıyor. Bu tip kanunlar geliyor ve burada, çok değerli milletvekilleri bu kanunların altına imza atıyorlar.

Yine bir tespitimi belirtmek isterim, AK PARTİ'li değerli milletvekili arkadaşlarımız lütfen beni mazur görsünler ama Cemal Öztürk Bey adına ben üzüldüm. Cemal Öztürk Bey, 18 maddelik bu torba kanun teklifinin ilk imzacısı, Meclise girdiğinden beri takip ettiğim, saygı duyduğum son derece değerli bir milletvekili fakat bu torba kanun teklifinin geneli üzerinde AK PARTİ konuşma yapmadı, yirmi dakikalık konuşma yapma imkânlarını kullanmadılar. Birinci bölümün başlangıcındaki on dakikalık konuşmayı Sayın Öztürk yaptılar. İkinci bölüme geçtiğimizde, ikinci bölümün başında...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Genel Kurulu kastediyorsunuz.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Evet efendim, Genel Kurulu kastediyorum. Genel Kurulda ikinci bölümün başında on dakikalık konuşma hakkını AK PARTİ yine kullanmadı.

Bundan ben şunu anlıyorum, biz parti olarak da bunu anladık ki: AK PARTİ'nin de AK PARTİ Meclis Grubunun da içine bu kanun teklifi sinmemiş ve Sayın Öztürk, maalesef, kurban olmuş. Bana kalırsa bu kanun teklifini savunmak sadece Sayın Cemal Öztürk Beyefendi'ye ait olmamalıydı, bunu ben Meclis Genel Kurulunda da bu açıklıkla belirttim. Bu ibretlik bir hadisedir. Sayın, değerli milletvekillerinin bu kanun tekliflerine, bu sakıncalı, yarın öbür gün ülkenin başına büyük dert açacak kanun tekliflerine imza atarken çok iyi düşünmeleri lazım çünkü imza sahibi sorumludur; hesap yarın öbür gün onlardan sorulur. Kendilerinin birinci derecede bir dahli olmadığını tahmin ettiğim ve bildiğim bu tip kanunlara, kanun tekliflerine imza atmamalarını veya partilerinin de buna sahip çıkmalarını istemelerini ben talep ederim.

Diğer sakıncalı husus ise şudur: Biz, daha bu kanun teklifini konuşurken -hatta 12'nci madde henüz konuşulmadı bile- bu kanunun tatbik edildiğini öğreniyoruz, hem de kimler tarafından? Sayın Bakan seviyesinden, Bakan Yardımcıları seviyesinden bu kanunun tatbik edildiğini rakamlar verilerek öğreniyoruz.

Sayın Başkanım, zatıaliniz de önemli bir Komisyonun, Meclisimizin en önemli Komisyonunun Başkanısınız; siz, biz, bütün milletvekilleri, bütün partilerin milletvekilleri bu probleme tavır almalıyız. Bu yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı bir hakaret ve bir meydan okumadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararı olmadan herhangi bir uygulama yapılamaz ya da hiçbir şey kanunsuz uygulanamaz. Mecliste kullandığım ifadeyi müsaadenizle burada da söylemek isterim, belki ileri giderek söylüyorum ama bu bir korsan uygulamadır; bu korsan uygulama devletimize de yakışmaz. Allah korusun, yarın öbür gün bunun sıkıntılarını daha farklı uygulamalarla çekmeyelim.

2 tane maddemiz var, bu maddelerin detayları hakkında maddelerle ilgili konuşmalar yapılırken yine söz alıp konuşacağım fakat tekrar belirtmek isterim ki her 2 maddenin de uygulanış şekline ve farklı farklı nedenlerle gene ilk maddeye de karşıyız. Her 2 maddenin Anayasa'ya da aykırı olduğunu belirtir, sizleri saygıyla selamlarım.