| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayii Alanında İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3981) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .02.2022 |
HASAN TURAN (İstanbul) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun kıymetli üyeleri, Dışişleri Bakanlığımızın ve Savunma Sanayii Başkanlığımızın kıymetli bürokratları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özbekistan ve Türkiye arasındaki bu anlaşmayı canıgönülden destekliyoruz. Bu anlaşmanın hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz. Savunma sanayisi alanında ve diğer alanlarda gelişen ticaretimizin de gün geçtikçe yükselmesi, güçlenmesi bizleri ümitvar etmektedir. Özellikle Türki Cumhuriyetlerle olan ilişkilerimizin bu anlamda artması da bizleri memnun etmektedir. Azerbaycan ile Türkiye'nin iş birliği konusunda, yıllar sonra Azerbaycan topraklarına dâhil olan Karabağ'ın işgalden nasıl kurtulduğuna dair hepimiz hemfikiriz veya öyle olmalıyız diye düşünüyorum. Türkiye, kendi kültür ve medeniyet coğrafyasındaki özellikle soydaş ülkelerle olan iş birliğini her alanda güçlendirmelidir.
Biraz önce hem Dışişleri Bakanlığımızın hem de Savunma Sanayii Başkanlığımızın yetkililerinin açıklamaları savunma sanayisinde gelmiş olduğumuz noktayı çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu, Türkiye'nin gururudur, hepimizin gururudur, milletimizin gururudur. Yerlilik oranının yüzde 80'e çıkmış olması bizi gururlandırması gereken bir şeydir. Geçmişte, biz, bütün silahlarımızı, bütün savunma silahlarımızı Batılı ülkelerden temin ediyorduk, bazen onların hibelerine muhtaç oluyorduk ama bugün, kendimiz ihraç ediyoruz, hatta NATO ülkelerine bile ihraç ediyoruz, satıyoruz. Dolayısıyla bu, bizi gururlandırması gereken bir şeydir.
Şimdi, buraya başka bir yerden parantez açarak "Acaba kime kullanacak, nasıl kullanacak?" diye endişeleri dillendirebilirsiniz, dillendirmek isteyen insanlara saygı duyuyoruz. Ben bu çerçeve anlaşmaların içerisinde bu tip maddelerin olduğunu da ilk defa duyuyor değilim şahsen. Batılılar da silah satarken bazen bizim terör örgütlerine karşı kullanmamıza bile sınırlama koyan maddeler yazıyorlardı. Biz terör örgütlerine karşı kullanmayacaksak bu silahları bize niye veriyorsunuz? Bir taraftan, terör örgütlerine karşı kullanmamıza engel olan maddeler ihdas ediyorsunuz öbür taraftan terör örgütlerine kendiniz leblebi çekirdek gibi silah dağıtıyorsunuz. Burada, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin parlamenterlerinin terör örgütlerine dağıtılan silahları ve bu silahlar dağıtılırken de hiç emperyal güçlerin kaygı duymamasını konuşmasını yeğleriz. Yoksa bizim ülkemizde üretilen silahların, özellikle soydaş ülkelerimize satılmasının, gönderilmesinin yaratacağı sonuçları, endişeleri dillendirmek hiçbirimize yakışmaz diye düşünüyorum.
Savunma sanayimizin ihracatı içerisinde sadece bir firma yok. Benim bildiğim yüzlerce firma Savunma Sanayii Başkanlığımıza hizmet vermekte ve silah üretmektedir. Olayı özelleştirip, tekilleştirerek itibarsızlaştırmanın da bir anlamı yoktur. Bu da bu ülkeye ve bu millete yapılabilecek en büyük kötülüktür. Hükûmetimizin tarihinden daha eskidir o ilgili firmanın bu işlere başladığı tarih. Yıllarca bir ideal uğruna kendilerini bu olaya vakfetmişlerdir ve çalışmaktadırlar. Bu milletin bağrından çıkmış firmalarımızın üretim yapıp Savunma Sanayii Başkanlığımızla iş birliği içerisinde savunma sanayisine katkı sunması ne kadar hakkıysa bu firmaların da hakkıdır. Bu hakkı, yakınlıkları, birileriyle ilişkileri ve aile ilişkileri de hiçbir şekilde elinden almaz. Dolayısıyla ülkemizin bu konuda ürettiği katma değerleri, elde ettiği kazanımları bu şekilde itibarsızlaştırmak herhâlde, bu milletin evlatlarına, bu millet adına siyaset yapan hiç kimseye yakışmaz diye düşünüyorum.
Hazırunu saygıyla selamlıyorum.