KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET KAMİL EROZAN (Bursa) - Sayın Başkan, bir defa böyle bir metnin bizim huzurumuza gelmiş olması bende bir üzüntü kaynağı çünkü bunun adı her ne kadar bir "niyet mektubunun uygulama protokolü" diye tanıtılıyorsa da bu bir hizmet alımı sözleşmesi yani Türk polisi -özür dileyeceğim ama- ücretli olarak başka bir ülkede bir hizmete gidiyor; bunu benim aklım almıyor. Şimdi metnin içine bakıyorum, iaşesi, ibatesi vesaire... Yani bize şunu demek istiyorlar herhâlde veya iktidar bize bunu demek istiyor: Vallahi billahi bütçeye hiçbir yükü yok. Ben yine soruyorum ama: Bu arkadaşlar yolluk, yevmiye almayacaklar mı bizim bütçeden, sıfır mı? Bu, bir.

İkincisi, Türkiye'de insan çok, köpek az yani köpek az derken sokakta köpek çok da buradaki vasıflı köpeklerin sayısı az ve bu köpekler yetmiş beş gün evvelden gidiyorlar şeye, başlamadan. Ben bir köpek açığımız olacak mı, olmayacak mı diye sorma ihtiyacı duyuyorum; kaldı ki bunlar bomba, şu bu vesaire birtakım yani özel...

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Herhâlde özel eğitilmiş köpekleri, bomba ve gibilerini arama köpeklerini refere ediyorsunuz; kayıtlara öyle girsin de.

AHMET KAMİL EROZAN (Bursa) - Tabii, bunları gönderdik, burada ne oluyor? Burada ihtiyacımız olduğumuz zaman bunları nereden bulacağız? Geçici görevle geri mi getireceğiz köpekleri? Komik geliyor size ama gerçek bu yani Türk Silahlı Kuvvetlerindeki sayı belli, Emniyette insan belli; 3 bin kişi gönderelim, hiçbir sorun olmaz ama köpek başka bir şey. İnsan hakları olduğu gibi hayvan hakları da var.

Şimdi, bunun 2'nci maddesinin 15'inci fıkrasında veterinerlerden bahsediliyor, sonrasında hiç "veteriner" lafı yok, metnin gerisinde "veteriner" lafı yok. Şimdi, kaç veteriner gidiyor yani 80 köpeğe kaç veteriner gidiyor? Bunun da cevabını bir lütfederseniz makbule geçer.

Tabii, bu Katar meselesi biraz karışık yani siyasi sebeplerle biraz karışık, Sayın Cumhurbaşkanımız ile Katar Emiri arasındaki içerikli ilişkilerin sonucu olarak bunun bu hâle geldiğini biz de biliyoruz ama şu soruyu sorma ihtiyacını duyuyorum -ben "bir hizmet sözleşmesi" dedim bu metin için- ben şu soruyu da soruyorum, belki İçişleri Bakanlığı buna cevap veremez ama Dışişleri Bakanlığı belki cevap verir: Katar'daki Türk Silahlı Kuvvetleri de mi aynı koşullarda görev yapıyor orada; onların da mı iaşeleri, ibateleri, şunları bunları, hepsi burada olduğu gibi bir hizmet sözleşmesini andıracak çerçevede midir? Çok merak ediyorum.

Çok teşekkür ederim.