MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Peki, tamam doktor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu konuyla ilgili mesele şu: Bu, daha ziyade ihracattaki vergi iadeleriyle ilgili, onun için sordum ben zaten, genel itibarıyla baktığımızda yüzde 90'ıyla ilgili. Ben hep özel sektör tarafında oldum, Sayın Kuşoğlu kamu tarafında oldu. İdare bize, yeminli mali müşavir tarafından imzalanmış belgelerin, onaylanmış belgelerin hemen hemen tamamına yakınını ödüyor zaten ama kendilerinin "Bir liste" diye ifade ettikleri, mimlenmiş firmalar konusunda tereddütleri olduğunu söyledi irade bize. Dediler ki: "Mahkemelere gittiği takdirde sadece müracaat üzerinden, dosya üzerinden de pek bakmadan yürütmeyi durdurma kararı alıyorlar." dediler. Yürütmeyi durdurma kararı alınca zaten adam -ki biraz önce Sayın Paylan'ın ifade ettiği gibi, Garo Bey'in söylediği gibi- sıkıntılı olan adam, yürütmeyi durdurma kararı aldıktan sonra "Ben iadeyi yapmak zorundayım, sonra incelemem anında baktım ki bu adam sahtekâr ama parayı alamıyorum bu hâlde." dedi. "Onun için buradan kamunun, milletin parasını bir teminat altına almak." adına böyle yaptıklarını söylediler. Doğru mu söylüyorum Ayşe Hanım? Yeminli mali müşavirler tarafından imzalanmış, onaylanmış konularla ilgili mahkemeye götürülmesini istemiyorsunuz, zaten onu veriyorsunuz ama ihtilaflı konulardaki firmalar varsa; ihtilaflı, "kırmızı çizgi" diye tabir edilen -şimdi çıkmış, daha önce yoktu üstat bu konular, kırmızı çizgi bizim zamanımızda yoktu- öyle tabir edilen firmalar varsa, "Milletin parasını koruma amaçlı." diye bize ifade ettiler. Biz de bu anlamda, AK PARTİ Grubu olarak doğru olduğunu söyledik. İdarenin de bu şekilde yaklaşımda bulacağını, kanaatindeyiz.