KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, şimdi, İsmail Başkanım konuşunca çok kafama yattı aslında söylediği şey çünkü bu teminatın gelmesi sadece teminatı sağlama imkânı olan -bir defa para değil, teminat istiyor- yani o alacağının yarısı kadar parayı getirip yatırmıyor, teminat mektubuyla bu iş çok daha düşük maliyetlerle çözülebilir ama bu imkânı olana dava açma hakkı veren, bu imkânı olmayana hakkını arama, hakkını bir nevi elinden alan bir şey gibi anlattı Başkanım sadece. Şimdi o açıdan bakıldığında benim de biraz kafamı karıştırdı ama burada mesele o değil. Mesele şu: Haklı ve haksız müracaatlar var. Haklı da haksız da müracaat ediyor işin sonunda parayı almış oluyor, gidiyor. Haklıdan paranı geri alabiliyorsun veya almıyorsun zaten talep etmiyorsun ama tahsil edebilme, geri alabilme yani millet adına o parayı korumakla sorumlu olan kurumun, siyasetin, milletin vekâlet verdiği ve o vekâletlerin dağıldığı kurumların bu parayı geri alma kabiliyeti ortadan kalkıyor. Şimdi, bu getirilenle ne oluyor? Sadece bir teminat getirilmiyor. Eğer yanlış bir müracaat varsa, sahtekârlık olarak tanımlanan bir müracaat varsa "Bak, adam gibi müracaatını yap yoksa teminatına da el koyarım. Yanlış bir müracaatın varsa bu teminatına el koyacağımı bil, ona göre bunu yap." diye aslında bir nevi yanlış hareket etmek isteyene sonunda bir yaptırım olduğunu gösteren bir durum ortaya çıkıyor, bu açıdan çok önemli Başkanım.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Paranın yarısını kurtarma derdinde.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Hayır, hayır Başkanım öyle değil. Şimdi, burada diyor ki: "Kardeşim, gerçekten haklıysan müracaatı yap, teminatını ver ama yanlışın varsa bil ki bu teminatına el konulacak, doğru düzgün hareket et!" diye aslında kaba tabirle...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - İki, olaya tersinden bakalım. Böyle bir teminat olsaydı mevcut mevzuatta. Bugün, Sayın Cemal Öztürk getirdiği kanunla "Bu teminatı biz kaldırıyoruz." diye bir şey getirseydi o zaman olaya nasıl yaklaşacaktınız?

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Bakın, çok doğru, hepimize sorun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yani size hitaben söylemiyorum, muhalif akla hitaben söylüyorum bunu.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Adalet Bakanı olsaydın ne derdin?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, teşekkür ediyoruz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, son cümlem. Adalet Bakanı da olsam, İçişleri Bakanı da olsam, mali müşavir de olsam diyeceğim şudur: Milletin malına nasıl sahip çıkabilme kabiliyeti ediniyorsanız onu getirin, çıkartın kardeşim.