NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Aslında İbrahim Bey'in söylediğinin ben bir benzerini söyleyeceğim, biz Ağrı'ya gittiğimizde de bu söyleniyordu. Bir de şöyle bir sitem var: Yanımızdan geçiyor, en pahalı alan yerlerden biriyiz, en çok üşüyen yerlerden biriyiz. Buradan, Türkiye'nin birçok yerine geçiyor, biz daha avantajlı olmamız gerekirken -nakliyesiz şeyi açısından- bu kolaylık bile yok. Bir diğeri de... Asıl problem şu: Şimdi yetkiyi vereceğiz -ya umarım öyle bir şey olmaz- yarın diyelim ki özelleştirme oldu, büyük bir keyfiyet çıkıyor, büyük bir haksızlık çıkıyor. Bakın, doğal gazda şöyle yaşandı: Peşin satıyorlardı, gidip alıyordu, dolar yükseldi sonra parayı bir daha yükseltiyorlardı. Ya, ben zaten peşin almışım. Ankara'da bile almışım, sonraki, bir dahaki fatura... Ya, ben almışım, bunun parasını ödemişim... "E, dolar yükseldi." Dolar düştüğünde yansımıyor. Şirketler çok acımasız davranabiliyor. Şimdi, iyi bir düzenleme yapılması lazım.

Batman'da bugün elektrik faturaları gelmiş. Normalde 30 günde bir kesmesi lazım, 28 mi... 35'inci gün gidiyor, 150'yi geçmiş. Ne yapalım? "Dilekçe verin ama parayı vereceksin." Yani bunların en ince ayrıntısıyla... Türkiye'de ne oluyor? Özelleştirme yapılırken her şey böyle şey anlatılıyor ama sonra özel şirketleri kimse denetleyemiyor, özel şirket kamudan daha güçlü oluyor. Yani DEDAŞ dediğimiz... DEDAŞ, polis ile jandarmayla gidip sayacı en üste asmış, kimse göremiyor. İtiraz ettiğinde de "İşte, kaçak kullanıyorsunuz." Ya, böyle bir şey olur mu? O yüzden yapılması gereken, her yere özgü bir model geliştirmek lazım. "Çok zor." denilebilir ama kayıtlar var, insanlar yapay zekâdan söz ediyor, teknolojiden söz ediyor ve yarın öbür gün özelleştirme olduğunda da yurttaşın mağdur olmaması lazım, tam tersine dezavantajlı, açlık sınırıyla, yoksulluk sınırının altında olanlarla -yani şimdi bakanlıklara, kimilerine sorduğumuzda kimin ne kadar maaş aldığı da belli, kimin ne kadar yardım aldığı da belli- ilgili düzenleme yapıp yardımcı olmak lazım.