| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yunus Alkaç ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Hüseyin Şık'ın, hükümlülerin değerlendirilmesi ve iyi hâlin belirlenmesi konusu hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 24 .02.2022 |
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Ben de Sayın Daire Başkanımıza sunum için teşekkür ederim.
Gerçekten, kullandığı dil anlamıyla da ben de takdir ediyorum ama bir yerde ister istemez idarenin veya infaz rejiminin tarifi üzerinden düştüğü hata var "Terör faaliyeti devam ediyorsa..." dedi, sonra yine düzeltti. İşte mesela bağımsıza geçmemek muhtemelen infaz rejiminde, mevcut infaz rejiminde direkt "terör bağının devam etmesi" demek. Muhtemelen Enis ağabeyin bıraktığı yerden ben de söyleyeyim, cezaevine ilk girerken "Bağımsıza mı gideceksin yoksa taraflıya mı gideceksin?" diye bir sorulup karantina veya işte daha önceki hücreye ne diyorsunuz karantinadan önce hani ayrı bir yerde kalıp daha sonra gidiyor, işte onun tercihine bırakılıyor gibi anladığım. Ha, müşahededen sonra galiba bir tercih soruluyor yani "Bağımsıza mı gideceksin yoksa buraya mı geçeceksin?" gibi bir soru üzerine yönlendiriliyor. Süreç devam ediyor ama bu infaz rejiminde hükümlünün veya tutuklunun tercih zorunda bırakılarak bir tarafta işte örgüt baskısı, bir tarafta idareyle iyi geçinme çabası falan, bu bile aslında ağır bir yük yani girerken bile kendisine çok ciddi bir yük yüklenerek giriliyor. Başka bir infaz rejiminde çözüm gerektiği kanaatindeyim.
Şimdi, bir taraftan oranlar değişmiştir bilmiyorum ama biz avukatlık mesleği sıramızda bile hep infaz savcısına sorardık, o da bir hukuk varsa hasbelkader söylerdi yoksa ulaşabilmek bile, bilebilmek bile çok zordu. Yani öyle bir karışık sistem vardı ki işte terör ayrı, adliye ayrı, katalog suçlarda ayrı vesaire falan. Şimdi bu da yine devam ediyor ama birçok kritere bağlanmış, kabul ediyorum ama yine de idarenin keyfiyetinin önüne geçmek çok zor. Hani "İnfazını yakarım." kalktı deniyor ama pek öyle değil gibi mevcut rejimde. Yine yani başmemurla ya da mevcut sorumlu infaz koruma memuruyla geçimine dair bile olumlu, olumsuz notlar verilebiliyor. Mesela, Diyarbakır'dan bir dilekçe geldi, dün geldi, kişi Silivri Cezaevi'nde kalırken, nasıl olmuş bilmiyorum ama Cezaevi Müdürünün bir yakınıyla takışmış, hırpalandığını iddia ediyor, dayak yediğini, dışarıya dilekçelerinin gönderilmediğini ve sevk sırasında kötü muamele gördüğünü, bunu da hani Silivri'den Diyarbakır'a gönderildikten sonra Diyarbakır'dan ulaştırmış bize. Ya, şimdi olabilir mi? Ya, ta Diyarbakır'dan bunun takipçisi olmuşsa, olabilir ihtimaline binaen İstanbul Savcılığına da yazdım, Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüze de dilekçe örneğini gönderdim ama şimdi, cezaevi müdürünün keyfîliğinden bu adamın hâli ne olmuştur? Mesela, infazı yakılmış mı? Başka bir rejime ihtiyaç var gibi, daha bir iyileştirmeye ihtiyaç var gibi.
Bir de mesela, ağırlaştırılmış müebbet aldığında hücre cezası... Bunu da merak ediyorum, hani hücre cezasının boyutu bir yıl mı, sürekli mi hücrede kalıyor? Böyle farklılıklar var, uygulama farklılıkları var. İnfaz rejiminde bence yeniden bir iyileştirme, düzenleme yapılması ve adil ve eşit bir infaz rejiminin yaratılması daha doğru olacak ama uygulama anlamında böyle bıraktığımızda, düşünsenize, kötü uygulayıcılar neler yapabilir, genel anlamıyla, kabul anlamıyla söylemiyorum ama sunumu için gerçekten Daire Başkanımıza ben de teşekkür ederim.