AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle, Sayın Özer'in bilgisizlikle suçlamasını reddediyorum. Nükleer enerjinin ve onun yarattığı tehditlerin ne olduğunu, aslında, biz sokağa çıksak, bir çocuğa sorsak herhâlde o da cevap verecektir. Biz Çernobil gibi bir facia yaşamışız, sevdiklerimizi kaybetmişiz ve onların hastalık sürecini izlemişiz bütün bir ülke olarak; bunu unutmak tabii ki mümkün değil. Yani, bütün ülke olarak, bütün insanlar olarak bunların acısını çok iyi bir şekilde hissettik, o yüzden bu konuyla ilgili bilgimizin olmaması mümkün değil.

AYDIN ÖZER (Antalya) - Ben şöyle düzelteyim: "Bilgisizlik" demeyelim de "ilgisizlik" diyelim; "ilgisiz" demek istedim.

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - İlgisiz de değiliz, ilgisiz de değiliz.

Sayın Vekilimin ifade ettiği gibi, nükleer enerji özellikle sağlıkta çok kullanılıyor ve hepimiz de bunu defalarca kullandık. Tabii, bilinçli kullanmak lazım, olaya bilinçli bakmak lazım; o konuda haklı olabilirsiniz.

Sayın Vekilimin söylediği söz de bana çok manidar geldi: Elektrik kesintilerinin bir başarısızlık, devletin başarısızlığı gibi tanımlanmasına da ben karşı çıkıyorum çünkü benim kızım Boston'da yaşıyor şu anda ve her gün konuşuyoruz, her telefon konuşmamızda da elektrik kesintisinden bahsediyor. Yani, bizim dünyanın en büyük gücü olarak nitelendirdiğimiz bir ülkenin elektrik kesintisi yapmasını bir başarısızlık olarak görmüyor demek ki onlar yani onların bakış açısı farklı. Onu dile getireyim dedim.

Sayın Bakan da evet, kendisini çok seviyoruz, gerçekten çok güzel hazırlanıyor, bize çok güzel bilgiler veriyor, beraber Glasgow'a da gittik ve her konuşmasında da fosil yakıtlardan uzaklaşılmasını söylüyor, evet, çok haklı; bütün dünya bu yöne bakıyor, bu yöne doğru gitmeye çalışıyor. Ancak şimdi, bu bakış açısında dünyanın büyük devletleri ne yapıyor, ona bakmak gerekiyor. Ne yazık ki ne Amerika ne Çin daha fosil yakıtlardan uzaklaşacağını söylemedi ya da fosil yakıtlarla enerji elde etmesine son vereceğini ifade etmedi henüz.

Evet, şimdi, gelelim bizim Enerji Bakanlığımıza. Bizim halkımızın enerji güvenliğini sağlamak zorundayız, bunu da yapacak tabii ki Enerji Bakanlığı yani bizim insanımız evine girip düğmeye bastığında lambasının yanması gerekiyor. Belki bunu sağlayamadığımız zaman biz çok büyük oranda oy kaybedeceğiz, o yüzden de Enerji Bakanlığına çok büyük sorumluluk düşüyor.

BARIŞ KARADENİZ (Sinop) - Oy kaybetmemek...

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Oy kaybetmeme anlamında değil, halkın enerji güvenliğini sağlamak zorundasınız ve küresel bir bakış açısıyla, küresel gerçeklere göre dünya nereye gidiyor, onlar neler yapıyor, biz bunları iyi takip edip biz de kendi gerçeklerimize göre kendi enerji güvenliğimizi sağlamak zorundayız çünkü büyük bir güç savaşı var, bunu hepimiz biliyoruz, hele, şu yaşadığımız son zamanlarda enerji de çok büyük oranda bu güç savaşının odağında yer alıyor; onun için biz, bakış açımızı ona göre tayin etmek zorundayız. Bilgisizlikle suçladınız ama...

AYDIN ÖZER (Antalya) - "İlgisizlik."

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - "İlgisizlik" diyelim.

Bizim aslında tek farkımız şu: Biz, devletimize güveniyoruz, ona inanıyoruz ve onun yaptıklarının da Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan insanların menfaati doğrultusunda olduğuna inanıyoruz.

Teşekkür ederim.