KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, aslında 2 önergeye sadece Ayhan Bey'in konuşmasını yeterli görmenizin HDP ile İYİ Parti'yi yan yana gösterme gayreti olduğunu düşünüyorum, onu da ifade edeyim.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Yok.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Hiç öyle bir şey yok.

OSMAN BOYRAZ (İstanbul) - Aranızda boşluk var.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Evet, aramızda boşluk var.

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Hayır, öyle bir füzyon yok.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Değil mi? Tabii. Ben de onun için söyledim zaten.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Doğrusu biz de görmedik zaten ya.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Yani ben de onun için söyledim, hani böyle anlaşılma...

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Biz de görmedik öyle bir füzyon Ayhan Hocam.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Ayhan Hoca "Öyle değil." diyor, haberiniz olsun.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Biz de öyle diyoruz zaten yani.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Tamam o zaman.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Şimdi, aynı mahiyette tabii, farklı mahiyetler.

Şimdi, 29 maddeden 13'üncü maddeyi görüşüyoruz. Tabii, teklifin 13'üncü maddesiyle uluslararası nükleer sorumluluk haklarının temel prensiplerinden bir diğeri olan "işletenin sorumluluğunun parasal miktar bakımından sınırlandırılması" ilkesi düzenlenerek işletenin bir nükleer hadiseden doğan nükleer zararlar için hukuki sorumluluğunun kapsamı belirlenmektedir.

Her yıl dünya genelinde nükleer santrallere ve nükleer enerji üretim süreçlerine ilişkin güncel verilerin istatistiksel analizlerle açıklanarak ayrıntılı özel raporlar eşliğinde paylaşıldığı Dünya Nükleer Endüstri Durum Raporu 2021 yılı için de 28 Eylül günü çevrim içi etkinlikle tanıtımının ardından kamuoyunun kullanımına sunulmuştur.

Genellikle ilgili yılın temasına uygun olarak hazırlanan rapor, 2021'in Fukuşima nükleer felaketinin 10'uncu ve Çernobil nükleer felaketinin de 35'inci yılı olması bağlamında bu iki felaket hakkında gelişmelerin detaylı olarak açıklandığı özel bölümlerle 409 sayfaya ulaşmış durumdadır. Raporda Fukuşima nükleer felaketi, bu felaketin yol açtığı sağlık etkilerinin, maliyetinin ve yargıya intikal eden süreçlerin açıklandığı bölümler ile Çernobil nükleer felaketine ilişkin sahadaki gelişmeler ayrı bölümler hâlinde ele alınırken iklim krizine ayrılan bölümde de nükleer santrallerin iklimsel risklerine dair bilimsel öngörüler paylaşılmış bulunuyor.

Türkiye, Paris Anlaşması'nı hazır onaylamışken, uygun projelerle yüksek üretim potansiyeline sahip olduğumuz düşük maliyetli güneş ve rüzgâr enerjisine ağırlık vermek suretiyle dünyaya örnek olma imkânı varken, siyasi ve askerî hedefler belirleyerek nükleer santral sahibi olmak adına Mersin ve Sinop'taki iki projeyi ilerletme çabasında ve hatta bir de üçüncüsüne göz kırpmaktadır.

Dünya Nükleer Endüstri Durum Raporu'nun ön sözü Fukuşima nükleer felaketinin 10'uncu yılına ithafen eski Başbakan Naoto Kan tarafından kaleme alınmıştır. Başbakanlığı döneminde meydana gelen Fukuşima nükleer felaketini hazırlayan koşullarda ihmalleri bulunduğu yönündeki eleştirilere dayanamayarak istifa etmiş olan ve Fukuşima'da yaşanan toplumsal travma sürecinde bir nükleer karşıtına dönüşen siyasi lider Kan'ın, hatırlanacağı üzere, Fukuşima nükleer felaketi öncesinde Türkiye'nin nükleer santral kurmasını önerdiğini ancak geçen yıllarda da böyle bir öneriyi yaptığına pişman olduğunu tüm dünyaya ilan etmiş bir şahsiyet olduğunu burada hatırlatmak gerekir.

Bugün, Fukuşima nükleer felaketinde gelinen aşamada öne çıkan en büyük problem okyanusa boşaltılması ihtimali her geçen gün güçlenen radyoaktif sulardır.

Nitekim, miktarı 1 milyon tonu da geçen bu suyun okyanusa boşaltılması girişimlerinin karşısında ekolojik felaketin önlenmesi için de aralarında Türkiye'den 100'ü aşkın sivil toplum örgütünün ve Çevre Platformu'nun da imzalayarak destek verdiği dev bir küresel kampanya yürütülmektedir.

Raporda, Fukuşima sonrası diğer bir büyük sorun da hükûmet tarafından yok sayılan ya da düşük gösterilmeye çalışılan sağlık problemleriyle ilişkili maliyetlere dikkat çekilmektedir.

Şekilde görüldüğü gibi, bu örnekte de görüldüğü gibi aslında nükleer santraller dünyanın başına bela olmaya devam ediyor. Bizim de bu bütün süreçlerde bu santralleri yapmak değil, durdurmak ve kapatmak gibi bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyor ve bu öneri de bulunuyoruz.

Teşekkür ederim.