| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Uygulanmasına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/4098) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 01 .03.2022 |
YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim açıklamalar için, değerli açıklamalar dinledik.
Ancak aslında işin özüyle ilgili ortaya çıkan manzara -yine, aynı noktayı belirtmek istiyorum- bu konuyla ilgili sorunları, mahzurları ortadan kaldırmıyor. Yani Katar'da oluşacak emniyet ortamına bizim bir katkımız yok; sizin de bahsettiğiniz gibi saldırıları caydırma, onlar hakkında bilgi toplama, orayı emniyetli bir mekân hâline getirmeyle ilgili hiçbir katkımız yok ama tehditlere açık konumdayız ve oradaki güvenlik görevlilerimizin işlevi -az önce ifade ettiğiniz gibi- sahada bulunan güvenlik personeli durumundan ibaret. Bunun için niye bu kadar sayıda polis gönderiyoruz? Ve, yine, sizin sözlerinizle; "Katar'ın ne kadar personel görevlendireceği hakkında bilgim yok." dediniz Sayın Gülveren. Yani bunu da gerçekten yadırgadım, biz bu kadar sayıda personelimizi gönderirken Katar'daki durumla ilgili bilgimizin olmamasını ve bu şartlarda, bu personeli gönderiyor olmamızı, bunu da yadırgadığımı belirtmek isterim. Tabii ki bizim orada başka ülkelerde olduğu gibi diplomatik misyonumuzda Jandarmanın ya da Emniyet Genel Müdürlüğünün ilgili, ilişik personeli vardır, ataşe personeli vardır ama takdir edersiniz ki bu kadar büyük bir organizasyonda böyle bir danışma ve iş birliği mekanizması çok yetersiz kalacaktır.
Bütün bunlar düşünüldüğünde gerçekten fevkalade yanlış ve fevkalade mahzurlu bir öneriyle Komisyonumuzun karşı karşıya bulunduğunu tespit etmek durumundayız. Bu ancak şöyle açıklanabilir diye düşünüyorum, o da Sayın Önal'ın açıklamalarında aslında vardı: Çok özel bir siyasi yakınlık yani bunun başka türlü bir izahı yok. Olmayacak bir iş, başka bir ülkeyle kesinlikle yapılamayacak bir iş; sırf özel bir yakınlık var diye bu meselenin gündemimize alındığı anlaşılıyor. Türkiye gibi köklü bir devlet geleneği bulunan yani kurumsal birikimi bulunan bir ülkede bu özel yakınlığın da yadırganması gerekir çünkü bu, devletler arası bir yakınlıktan öteye kişiler arası, şahıslar arası bir yakınlığa işaret ediyor. Anlaşıldığı kadarıyla hiçbir hesap kitap yapılmadan şahıslar arasında böyle taahhütlerde bulunulmuş ve bu karar bu şekilde önümüze geliyor. Ben bu gerekçelerle tekrar başta ifade ettiğim gibi karşı oy kullanacağımızı ve Komisyon üyelerimizin de bu noktaları göz önünde bulundurmaları gerektiğini -meselelere siyasi yakınlık, siyasi görüşler- parti aidiyetini aşan bir hassasiyetle bakmamız gerektiğini belirtmek istiyorum.
Sayın Başkana tekrar teşekkür ediyorum.