KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli Komisyon üyeleri, değerli Sayın Bakan, teklif sahibi; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, tabii, saat dört buçuk beşe doğru Yıldırım Hocam "Böyle bir üniversite kuruluyor, bir kanun teklifi gelecek." diye... Tabii, bu, şaşırtıcı yani baştan, biz akademisyenlerin, Mecliste bunu öğrenme biçimi bile... Hani, bir iki saat öncesinde 2 tane üniversite kuruluşunu öğreniyoruz. Ya, bu, Meclisin çalışma sistematiği, itibarı açısından çok uygun değil. Neticede, eğer Meclis üniversite kuracaksa bunun bir olgunlaşma süreci olur; kim kuracak bu vakıf üniversitelerini, onların belki Meclise bir bilgilendirmeleri olur; akademisyenlerle görüşmeler olur; bizlerin de bireysel değerlendirmesi -yani "Var mı bu kurumlara ihtiyaç?"- diye ya da değerli vekillerin bir ön toplantısı olur -il vekillerinin belki- YÖK'ün farklı bilgilendirmesi olur.

Tabii, hemen kanun teklifini aldım, 2 tane cümle olan bir gerekçe. Şimdi, bir kurum... En azından detay bilgiler verilseydi, oranın sosyolojik yapısıyla, ihtiyaç yapısıyla ilgili. Neticede, bunlar, bu kanun teklifleri Meclisin tutanaklarına girecek ve 2 cümle... Zaten bunu yazmanıza gerek yok; birinin ismi değişiyor, bir tane de üniversite kuruluyor. Özensiz bir süreç var karşımızda. Bu da üniversitelerin niteliklerini...

Geçen hafta burada, toplantıda, YÖK Başkanımızla üniversitelerle ilgili önemli, güzel, detaylı bir çalışma yaptık; masaya yatırdık, iyi de bir çalışma oldu. Bu şekilde, benzeri detaylı bir çalışmayla, belki bir gün değil, üç-dört gün tartışarak bu üniversiteleri olgunlaştırıp ve kurulmalarını... Geldi, 2 cümle. Şimdi de işte, doğal olarak söylenecek çok bir şey yokmuş gibi; hayırlı olsun, hadi, kurduk 2 üniversite. Geçen hafta tartıştık, ülkemizde üniversitelerin bu kadar sorunu varken, akademisyenlerin bu kadar sorunu varken ve vakıf üniversiteleri gerçekten, ciddi bir sorun alanıyken yine, tekrar bir vakıf üniversitesinin kurulması süreciyle karşı karşıyayız.

Birincisi, Ayvansaray Üniversitesi; Plato Meslek Yüksekokuluydu İstanbul'da 2009 yılında kurulan ve genelde sinema, sanat, bu tarz alanlarda, İstanbul'un önemli bir bölgesinde de faaliyet gösteriyordu. Sonra "Ayvansaray Üniversitesi" olarak tamamlanması istendi ve buraya, Meclise bu üniversitenin görevlileri, yetkilileri -ben de Mecliste görev yapıyordum- uzun bir süre geldiler; bir kanuna eklendi, uygun görülmedi, tekrar devamı bir süreç oldu, uzun bir süreç oldu o dönem. Neticede, bu üniversite kuruldu ama hani, eksik olmasına rağmen, geçen dönem en azından daha nitelikli bir şekilde, en azından bir tartışma süreci vardı; üniversitenin yetkilileri buradaydı, bu salonlardaydı, koridorlardaydı. Bizler araştırma yaptık; gittik, "Nerede, nasıl kuruluyor bu üniversite?" gibi.

Sonra Ayvansaray Üniversitesi kuruldu, şimdi isim... Yani ne oldu? Neden ismi değişiyor birden? Daha biz üç yıl önce kurduk bu üniversiteyi, niye "Ayvansaray" ismini tercih ettiler o zaman? Topkapı... Üniversitenin ismini belirlerken dahi; bırakıyorum içerik, nitelik, bölüm açma özelliklerini, bakın, isim dahi çok önemli; bu ismi dahi ne kadar özensiz belirlendi. Fi tarihinde kurulmamış ki bu üniversite, biz burada kurduk bu üniversiteyi; onlar istediler "Ayvansaray" ismini. Ama ilginç bir şey var bu üniversitede, bu üniversitede bir yönetim değişikliği oluyor. Bence YÖK'ün, Değerli Safa Hocamızın burada daha detaylı bilgi vermesi lazım çünkü bu sorun vakıf üniversitelerinin temel sorunu; bu, üniversitenin arkasındaki sermaye sahiplerinin savaşı ve üniversiteleri ele geçirmesi.

Bu üniversitenin Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı çok uzun süre gelip o zaman da bizlere burada konuşma yapan, bilgilendirme yapan, "Biz bu üniversiteyi kuracağız." diyen, bir nevi bizleri ikna etmeye çalışan kurumun yöneticisi Tolga Yazıcı şu an bu üniversitenin Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı değil. Ne oldu 2019'dan şimdiye? Neden kurucu mütevelli heyetini Doğa Sigorta sahibi ya da Doğa Okulları kurumlarının sahibi bu üniversiteyi ele geçirdiler? Neden böyle? YÖK Başkanımızın bununla ilgili detaylı bir bilgi vermesi lazım. Ne oldu? Şu an o kurucu Tolga Yazıcı, Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı bu kurumla davalık. Şimdi, burada bir sermaye sorunu var ve bu, vakıf üniversitelerinin temel sorunu. Aslında bir fırsat oldu, bunun da bir tartışma alanı olacak. Şimdi, buna niye izin veriliyor? Detaylı bir bilgi verilsin bakalım, burada ne tür sermaye hareketleri, ne tür lobiler var. Neden o kişi davalık? Neden mallarına el konuluyor Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanının? Böyle bir sorun da var burada. Buna bence izin... Neden "Topkapı" diye değiştiriliyor? Eski Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanına danışalım, ne sorunu var, çağıralım buraya; bence buna izin vermeyelim. Çünkü bu, gerçekten üniversitelerin temel, finansal... Vakıf üniversitelerinin -işte, bu açığa çıktı- birçoğunda da var. İsmini değiştiriyor, ne gerekçeyle değiştiriyor ismini? "Ayvansaray" -2019'da- o da tarihî bir bölgenin ismi. Burada ben Safa Hocamızın detaylı bilgi vermesini talep ediyorum, hatta Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı belki davet edilip "Ne yaşanıyor bu üniversitede? Niye davalıksınız? Mallarınıza neden el konuldu? Nasıl bir süreç var burada?" sorulmalı.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Safa Hocam, bu konuda sizdeki bilgiler...

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Şundan dolayı bunu anlatıyorum ben: Kabul edilir veya edilmez ama sermaye sorunları var bu üniversitelerin, çok ciddi lobiler var. Birçok vakıf üniversitesi kurulurken o lobileri biz öğrendik burada; kimler geliyor lobi yapıyor, kimler istiyor, kimler izin verdirmiyor, onların savaşı oluyor bir nevi. O nedenle, bu konuyu biraz detaylandırmanızı isteyeceğim ben.

Vakıf üniversiteleri sorunlu değerli Komisyon üyelerimiz, değerli hocalarım. Geçen hafta... Erol Hocamız da var, ben de görev yaptım bu üniversitelerde ve bu üniversitelerle ilişkim, iletişimim var; gerçekten ciddi sorunları var. YÖK bir izleme raporu yayımladı Yekta Hoca döneminde ve şimdi geleneksel hâle geldi; çok önemli. Ciddi reklam yatırımları, ciddi halkla ilişkiler işleri; bir nevi -kullanmak istemiyorum ama- ticarethane gibi faaliyet gösterenleri var. Bugün -en saygını dedik- en saygınının, en iyi, en yüksek yerdekinin dekanının bir öğrenciyle iletişimine şahit oldum ben; çok üzüldüm. Akademik kadroları nasıl oluyor bu üniversitelerin? Hangi sermaye sahipleri burada etkin? Bu kadar öğrenci burada eğitim alıyor; 7 bine, 8 bine yakın öğrenci var. Bu savaşlara niye öğrencilerimizi kurban ediyoruz?

Şimdi, Bursa'da -oraya geleceğim- 2 üniversite var, onu güçlendirelim; devlet onları daha da güçlendirsin. Niye gidip oraya bir vakıf üniversitesi kuruyoruz? Çok güzel 2 üniversitemiz, bir de teknik üniversitemiz var. Uludağ Üniversitesi zaten çok köklü, varsa oraya kaynak aktaralım. Burada yeni bir vakıf üniversitesini niye Bursa'da kuruyoruz? Kamu yapıyor bu işi ve sıkıntılı zaten bu okullar, bir sürü bölüm açılıyor orada. Bunları bence biraz detaylı düşünmemiz gerekiyor. Bu kadar basit üniversite açmamamız gerekiyor. Biz, özellikle vakıf üniversitelerini gerçekten, ciddi anlamda, özel, nitelikli kurum hâline dönüştüremedik hâlâ. Bakın, yasa çıktı, akademisyenlere eşit ücret sağlayacaksınız, özlük haklarını... Biz burada kanun yapıyoruz ve çok da güzel mutabakatla hepimiz istedik bunu, vakıf üniversiteleri bu kanunu uygulamıyor. Niye denetlenmiyor bu üniversiteler? Akademisyenlerin çalışma koşulları nasıl? Öğrencilerin orada aldıkları eğitimin niteliği nasıl? Salt kontenjan artırarak bu finansal desteği... Vakıf bunlar, nereye harcanıyor bu paralar? Geri dönüşümü nasıl oluyor öğrenciye, ekonomiye, ülkenin kalkınmasına, refahına? Var olanlar bunları sağlamış mı ki biz Bursa'da 1 tane daha vakıf üniversitesi açıyoruz? Mevcutlarımızı güçlendirelim, çok önemli bir teknik üniversite var orada, onu İstanbul Teknik, ODTÜ düzeyine eriştirelim. Bunlarda maalesef böyle bir sıkıntı görüyorum. Ben bu Plato Meslek Yüksekokulu, daha sonra ismi değişen üniversitenin Ayvansaray... Sonra bir yönetim sorunu var burada. Burada bir yönetimsel sorun var ve bu bir sermaye sorunu, bir kriz aslında bu üniversitenin yaşadığı ve ilerisi, akıbetinin ne olacağı belli değil. Ma lvarlığına el konulma süreci var eski yönetimin. Neden, ne gerekçeyle konuldu? Neden uzaklaştırıldı diğer yönetim? Bence isminin değiştirilmesine gerekçe -burada hiçbir şey yazmıyor- bu.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Sibel Hanım, bu konuları söylediniz, mümkünse hocamıza söz verelim, tekrara girmeyelim.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Tamam, şuna tamamlayacağım, diğer üniversiteye geçiyorum şimdi.

Söylediğim gibi, temsilcilerinin burada olması gerekiyor bir defa, bizim dinlememiz gerekiyor, biz burada kanun yapacağız ve onlara izin vereceğiz ve ülke açısından, ülke kaynakları açısından işte yer tahsis edecekler ve vakıf olma özellikleri nedeniyle birçok avantaja sahip olacak özel eğitim yapan Bursa'daki bu kurum. Burada olması ve bu detayları bize açıklaması, Meclis tutanaklarına da geçmesi gerekiyordu verdiği taahhütlerin, bunu yapmıyoruz. YÖK'ü de burada şöyle eleştiriyorum: Bu kurum hazırlık yapabilir, bu normal, ben vakıf üniversitelerinin kuruluş hazırlık süreçlerinde bulundum kanunları çıkmadan ama ilan verip "Kurulmuştur." diyemez. Oraya bir uyarı gitmesi lazım ve o ilanın kaldırılması lazım. Meclisin iradesi yok sayılıyor, Mecliste bir karar çıkmadan "Kurulmuştur." diye bir ilanda bulunmaması gerekiyor üniversitenin.

Orada bir vakıf meslek yüksekokulunuz da varmış Sayın Çavuşoğlu, Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulu. O da 2010'da kurulmuş, orada hiçbir vakıf olmadığını söylemiştiniz. Bu sanırım özel bir alanda faaliyet gösteren bir...

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Şu anda tam olarak faal mi değil mi Sibel Hanım, gerçekten bilmiyorum. Sizin için araştırayım ama çok bilmiyorum faal mi değil mi.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bursa Orhangazi kapatılıyor 2011'de.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - O FETÖ'den dolayı...

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet, bu da işte cemaat bağlantısı nedeniyle kapatılıyor.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Bu şeyin de merkezi İstanbul'a alınmış, onu söyleyeyim, arkadaşlar şimdi bilgi veriyorlar, Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulunun merkezi İstanbul'a alınmış.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Sayın Özdemir, bitirdiniz mi?

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Tamam, ben çok zamanınızı almayacağım yani hızlıca geçilmesi noktasında ki ben kaygılarımı, tereddütlerimi ilettim ve bu konularda bilgi talep ediyorum.

Teşekkür ediyorum.