İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tabii.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sadece üç nokta, bir düzeltme yapmak istiyorum.

Özel üniversiteler ile devlet üniversiteleri konusunda Avrupa'ya çok yollama yapıldı. Ben Avrupa'nın çok üniversitesinde görev yaptım. En az Fransa'da 10, 12 üniversitede kadrolu olarak.. Çok az vakıf üniversitesi.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Amerika'daki en başarılılar vakıf üniversiteleri.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Çok az üniversite var...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Amerika'da çok fazla.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Çok az üniversite var Avrupa'da, özel üniversite. Fransa'da ancak ticari, İngilizce okutan, uluslararası anlamda seksen beş üniversite var yaklaşık olarak, devlet üniversitesi ama bunlar içerisinden hiçbiri özel değil. Yani bunu bilgi açısından söyledim.

Şimdi, ikinci nokta: Tabii, Sayın Çavuşoğlu'nun ve Maviş'in söylediği şeye niçin ben o aktarmayı yapmak zorunda kaldım, o sizin çok tepki gösterdiğiniz cümleyi? "Tırnak içerisinde böyle aktarıyorum." dedim çünkü gerekçe yoktu. Şimdi şu noktada uzlaşmalıydık: Gerekçesiz bir yasa önerisi yüce Meclise yakışmıyor. Bana yakışmasın, yakıştırmıyor olabilirsiniz ama bu yüce Meclis bir yasal düzenleme yapacaksa o zaman o şeyin, o maddenin... Bir üniversite kuruluyor, 79'uncu üniversite kuruluyor, bunun bir cümleyle de olsa gerekçesi yok. Alt yapısı mı var? Mekânı mı var? Kütüphanesi mi var? Kadrosu mu hazır? Niçin kuruluyor? İhtiyaç nedir? Burada gerekçe yoksa o zaman bunu sorgulamak benim hakkım, bunu dile getirmek de. Böyle haberler de var, o zaman gerekçesizlik böyle bir tartışmaya bizi sürükledi. Gerekçe olsaydı zaten hiç sorun olmazdı. Sayın Çavuşoğlu'nun söylediği "Gerekçesiz de olabilir." Olmaz Sayın Çavuşoğlu. Şöyle ki...

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - "Gerekçesiz de olur." demedim, "Sözlü olarak ifade edilen de gerekçedir" dedim.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Hah, işte, siz ifade ettiniz, neden yazılmıyor buraya? Çünkü yarın bakıldığı zaman -gelecek yıllarda- tarihsel yorum gerekçeyle olur.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Tutanaklara da bakacaklar o zaman.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tutanaklara bakacak ama burada neden bu kadar gayriciddi... Yani Sayın Çavuşoğlu, şimdi elinizi vicdanınıza koyalım, yüce Mecliste, ya şurada beş cümle yazmak, yazmamak bu kadar külfet mi oluyor? Yakışıyor mu? Yakışmıyor yani ben bunun yakışmadığını düşünüyorum. Olmaz yani gerekçesiz olmaz, üniversite kuruyoruz, 79'uncu üniversiteyi, koca Türkiye Cumhuriyeti'nde 79'uncu vakıf üniversitesini kuruyoruz ve neden kurduğumuzu hiç bilmiyoruz, bu çok önemli bir nokta.

Üçüncü nokta olarak, Sayın YÖK Başkan Vekilinin açıklaması... Açıklama yaptı ama Sayın Başkan Vekili, biraz önce okuduğum Anayasa 130/ son ve Anayasa 131/1 çerçevesinde bu konuda YÖK'te ciddi bir süreç işletilmemiş. Şimdi ben bunu yani sizin şahsınızda söylemiyorum, işletilmemiş. Yani en azından bu işletilseydi o zaman YÖK bize gerekçeyi koyardı, alınan karar sürecinde nerelerden geçildiğini, bunu ortaya koyardı ama işletilmemiş. Tabii ki ben şimdi YÖK'ü burada eleştirme eşiğine gelecek değilim. Eleştirilecek çok tarafları var kuşkusuz, bunda şey değil ama şu anda bizim tartıştığımız konunun çerçevesinin dışına çıkmamayı yerinde buluyorum ve YÖK'ün de bu konuyu ciddiye almadığını... Türkiye üniversitelerinde yaşadık, ben de çok jüri başkanlığı yaptım, ben de çok şey yönettim ama Adil Öksüz de bu ülkenin topraklarından çıktı, orada da "Prof."lar oluştu, benim yönettiğim jürilerde de ama bu konularda ne kadar hassas olmamız gerektiğini zannediyorum bugünkü gibi, bu Komisyonlarda konuştuğumuz konularda biz eğer anlaşamaz isek o zaman gerçekten yarın çok geç olur. Bu bakımdan bizim Anayasa'nın ve yasaların asgari gereklerini burada dillendirmemizi lütfen rahatsızlık vesilesi olarak kabul etmeyin.

Teşekkür ederim.