KOMİSYON KONUŞMASI

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biraz önceki konuşmamda daha genel konuşmuştum, şimdi biraz da kanunun içinde, kanunla ilgili kısımda da çekincelerimizi ifade edelim.

Şimdi, bu kanun teklifi Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da öngörülen değişiklik teklifi yine sorunlara köklü çözümler getirmeyen; güncel, günü kurtarmaya yönelik düzenlemeler içeren bir tekliftir. Bizler kanunları hazırlarken mümkün olduğunca daha geniş zamanlı ve ilerleyen süreçte de yaşanabilecek sıkıntıları dikkate alarak kanun yapabilmemiz lazım ki o kanunlar çok daha ilerleyen süreçlerde de geçerliliğini koruyabilsin. Terminolojiye hiç dokunulmamış, bazı kelime ve ibare değişiklikleri, cezalarda değişiklikle yetinilmiştir. Teklifte on-line satışlarla ilgili düzenlemelerin öne çıktığını görmekteyiz. Tüketicinin korunmasıyla ilgili düzenlemeler Ticaret Bakanlığınca İngilizceden dilimize çevrilerek getirilmiş ancak konuyla ilgili, ne STK'lerin ne uzmanların ne hocalarımızın hukuk sistemiyle ilgili adapte edilmesi sağlanmamıştır. Dolayısıyla Anglosakson sisteminin örneği olan bu alanda sözleşmeye aykırılık söz konusu iken İsviçre sisteminin hâkim olduğu borçlar hukukunda, ticaret hukukunda ise sözleşmeye aykırılığın yanı sıra şartlara göre eksik ifadan, ayıplı ifadan, temerrütten söz edilebilmektedir. Bu nedenle hukuk sistemimizde terminolojide birlik sağlanamamaktadır. Tüketici Kanunu'nda hüküm bulunmayan hâllerde Borçlar Kanunu'nun uygulanması kanun gereğidir. Sistemler arasında bu uyumsuzluk da giderilmelidir. Trendyol, Yemek Sepeti gibi mesafeli satışlarda kişisel verilerin korunması, ayıplı malların ifası üzerinde özellikle durulmalıdır. Kişisel Verileri Koruma Kurumunun bu alanda verdiği cezalar âdeta devede kulak kalmaktadır. Veri ticareti, düzenlenmesi gereken önemli bir alandır. Kişisel verilerin korunması önceliklidir. Vatandaşlarımız kişisel verilerinin kimlerin eline geçtiğiyle ilgili kaygı taşımaktadır. Dijitalleşen ve mesafeli satışların bu kadar ön plana çıktığı günümüzde kişisel verilerin korunması gereği ortadadır.

Ayrıca yine bizim Komisyonumuzdan geçen 12 Mart 2020 yılında çıkarılan 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu'yla ilgili oldukça sorunluydu ve o dönemde de biz muhalefet şerhi olarak gerekli izahları, uyarıları yapmıştık. "Uygunsuz", "hatalı", "ayıplı" gibi kelimeler hep bir arada kullanılmaktaydı. Bu da uygulamada tereddüt ve sorun yaşanmasına yol açmaktadır. Bu konuda çalışılmalı, terim ve terminoloji birliği hukuk sistemimizin bütünü dikkate alınarak sağlanmalıdır.

Teşekkür ederim.