KOMİSYON KONUŞMASI

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkür ederim.

Şimdi birkaç ekleme daha yapayım bu usule ilişkin. Sayın Vekilim de söyledi, bir kere, yine bir torba yasayla karşı karşıyayız aslında. Türk Ceza Kanunu'nda 7 madde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda 4 madde, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda 2 madde üzerinde değişiklik öneriyor ama biz biliyoruz, aslında bu torba yasayla yasa yapma süreci, hukuki nosyona aslında pek de uymuyor o yüzden de insanların kafası da karışabiliyor tabii. Sizin Hükûmetinizin kanadı da sanıyorum, bu karışıklıktan hoşlanıyor ama değerli arkadaşlar, bu torba kanunda yani bir değil, iki değil, üç temel kanun üzerinde değişiklik öneriyorsunuz ve bunu tek bir teklifle yapıyorsunuz. Bir gün bu Komisyonda görüşülsün, sonra hemen hızlı bir şekilde esas komisyonda görüşülsün, ardından hemen Genel Kurulda görüşülsün, hadi oldubitti maşallah modundasınız kusura bakmayın. Ve kadına yönelik şiddete ilişkin çok çok önemli sonuçlar doğuran, hatta bu sebeple yani tek adam tarafından da kamuoyuna aslında kadınlara müjde paketiyle sunulan bir teklif var elimizde ama bu teklifi 2009 yılında kurulmuş, kadınlarla ilgili çok önemli bir komisyon olmasıyla -evet, memnun olduğumuz- KEFEK, tali komisyon olarak addedilmiş. Bir kere KEFEK'in böylesine bir kanun teklifinin incelenmesinde kesinlikle tali olarak değil, esas komisyon olarak atanması gerekiyordu, sizin de bu konuda bastırmanız gerekiyordu. Bu torba yasa uygulamasından vazgeçmeniz gerekiyor.

Şimdi, bu noktada, "Kadınlara müjde veriyoruz." diye pazarlanan bir yasa teklifinin tartışmasında, dediğim gibi, bu KEFEK, neredeyse 2009'dan beri hiçbir kanun teklifini esas komisyon olarak görüşmedi. Kaç tane kanun teklifini esas olarak görüştü? Ve bu, aslında bize bir zihniyet resmi de veriyor değerli arkadaşlar ve resimdeki kadınlara yönelik bir yasa tartışmasında bile kadının komisyonunu tali gören erkek egemen zihniyetin kadına yönelik şiddeti önlemesi de mümkün değildir. Bu durumu da mensubu olduğunuz partiden bağımsız olarak aslında Komisyondaki siz kadın arkadaşlarıma ve diğer Komisyon üyesi arkadaşlarıma belirtmek istedim.

İkinci husus, böyle önemli bir kanun teklifi yapılırken çoğunlukçu ve katılımcı bir demokrasi ilkesi gözetmeliydiniz ve bu konuyla ilgili uzmanların, sivil toplum kuruluşlarının, kadın örgütlerinin görüşlerini almalıydınız ama daha kanun teklifi hazırlanırken bile kadın örgütlerinin, sivil toplumun görüşleri alınmadı, bu toplantıya da davet edilmediler. Sivil toplum, bildiğimiz kadarıyla bu toplantıya da davet edilmedi. Bu toplantıya davet edilmesi gerekirdi sivil toplumun ve bu toplantıların gün sınırlamasının da buna göre yapılması gerekirdi. Aslında benzer fikirlerle yola çıkılan Medeni Kanun'da, Türk Ceza Kanun'unda kadına yönelik eşitlik açısından yapılan değişikliklerde, 6284 sayılı Kanun'un yapımında sivil toplumun etkin katılımı biraz daha sağlanmıştı ama niyeyse Hükûmet bugünlerde sivil toplumun görüşlerinden, kadın örgütlerinin görüşlerinden itinayla kaçıyor. Bunun tabii muhtemel sebeplerini -birazdan esasa ilişkin de tartışacağım ama- tekrar hatırlatmak lazım, paydaşların fikri alınmadan hazırlanan yasalar, çoğunlukçu ve kapsayıcı olmayacağı gibi, etkin ve etkili de olmaz değerli arkadaşlar. O yüzden bu özensizlikle, bu emrivakiyle, ben yaptım oldu anlayışla yapılan yasaların; daha da üzücüsü hâkimler tarafından uygulanması da yurttaşlar tarafından bu yasalara uyulması, beklenmesi de oldukça zor olacaktır. O yüzden de bugün bu Komisyon toplantısına sivil toplumun davet edilmiş olması gerekirdi. Bu Komisyonun tali olarak görüşüyor olsa da maddelere geçilerek, her bir maddeyi ayrı ayrı detaylandırarak, hukuki gerekçelerini tartışarak yapmamız gerekir. O yüzden bu teklifinizi muhalefet olarak reddediyoruz, kabul etmiyoruz, müzakereci bir anlayışla maddelere geçilmesini, önergelerimizin görüşülmesini talep ediyoruz, biz önergelerimizi de sunacağız.