KOMİSYON KONUŞMASI

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Hazırunu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, şöyle bir şey söyleyeyim: Gerçekten bu madde şiddet sorununa çözüm olmayacaktır çünkü sağlıktaki şiddetin temeli sistem kaynaklıdır, Sağlıkta Dönüşüm Programı kaynaklıdır. Dün detaylı bir şekilde biz bunun değerlendirmesini yaptık, uzun uzadıya girmeyeceğim. O açıdan bir an önce hekimlerin üzerindeki, sağlık emekçilerinin üzerindeki iş yükü hafifletilmeli ve insanlarımızın, halkımızın doğru bir sağlık hizmeti, nitelikli bir sağlık hizmeti alması için mücadele verilmeli ve düzenlemeler yapılmalıdır diye düşünüyorum.

Şimdi, gerçekten, hayretle izliyorum. Yani günlük siyasi beklentilerle bir mesleğin odası olan bir kuruluşu, kanunla kurulmuş bir kuruluşu bu kadar kendi meslektaşlarının oluşturduğu bir odayı hedef almak bence doğru değil, kabul edilebilir bir şey değil. Bakın, "Türk Tabipleri Birliği siyaset yapıyor." diyorlar. Siyaset, sadece siyasi partilerin, milletvekillerinin, belediye başkan veya eş başkanlarının tekelinde değildir. Siyaset, toplumun tümünün hakkıdır ve bir meslek odası elbette ki doğru bulmadığı, toplumun yararına nitelikli bir sağlık hizmetinin verilmesine zemin hazırlamayacak politikalarla ilgili tabii ki çıkıp açıklama yapacak, tabii ki bununla ilgili mücadele yürütecek. Toplumun en göz önünde olan, toplumla, halka sürekli iç içe olan hekimlerin oluşturduğu bir oda muhakkak ki toplumun bütün sorunlarına karşı ilgili duracaktır yani bunun düzeltilmesi için mücadele verecektir. Bu, yurttaş olmanın aslında gereğidir. O açıdan, "Siyaset yapıyor, şudur, budur." demek bence hiç doğru değildir, insaflı bir değerlendirme değildir. Grev yaptıkları için, özlük haklarını talep ettikleri için, iş yüklerinin fazla olduğunu dile getirdikleri için ya da şöyle söyleyeyim: "Savaş bir halk sağlığı sorunudur." dedikleri için hedef gösterilmesi kabul edilebilir bir durum değil. Bakın, benim mezun olduğum ve Sayın Başkanın seçildiği Erzurum ilinin Tabip Odasının üyeleri benden farklı düşünüyor, belki sizinle aynı düşünüyorlardır. Bakın, Erzurum ili, benim tıp fakültesinden mezun olduğum il, hatta Sayın Başkanın seçildiği il Erzurum Tabip Odası yöneticileri benimle aynı düşünmüyor, sizinle aynı düşünüyor ama siz burada herkesi, sadece yasal haklarını, özlük haklarını ve yurttaş olma gereği olarak toplumsal olaylara duyarlı olmalarını terörize ederseniz bu kabul edilebilir bir durum değil. Türk Tabipleri Birliğinin içinde elbette ki siyaset de konuşulacaktır, elbette ki tüm siyasi partilerin politikaları da eleştirilecektir.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Habip Bey, bence maksat çok anlaşıldı, biliyor musunuz, sizin maksadınız çok iyi anlaşıldı.

HABİP EKSİK (Iğdır) - İktidarın politikaları en çok onların canını yakıyor, en çok onları zor durumda bırakıyor. Halkın nitelikli bir sağlık hizmeti alması için Türk Tabipleri Birliği mücadele veriyor. Türk Tabipleri Birliği, aynı zamanda, hastaların haklarını savunuyor. Bugün siz iktidar olarak "Herkes karşımızda sussun, herkes biat etsin, herkes bizi alkışlasın." derseniz bu kabul görmez. Evet, o başhekim arkadaş da bizim meslektaşımızdır ama çok iyi biliyoruz ki bu iktidar, başhekimleri sözleşmelerle rehin almıştır, idarecileri kendilerine biat ettirmiştir. O açıdan da başhekimler, maalesef, yukarıdan gelen emirlerle kendi meslektaşlarına "Paketleyin." diyebilecek kadar mesleki etikten uzaklaşmışlardır. Bizler yemin ederken meslektaşlarımızı kardeşimiz gibi göreceğimize dair yemin ettik şerefimiz üzerine, değil mi? Burada "Ne idiği belirsiz oda" demek bence hem yeminimize aykırıdır hem de ahlaken, etik yönden doğru değildir. Girerler seçime -demokratik bir seçim yapılıyor- yönetimi alırlar, yönetirler. Bugün orada emek veren, yıllardır Türkiye halklarına nitelikli bir sağlık hizmeti verilmesi için emek veren, çaba sarf eden insanlara bu şekilde hoyratça saldırılamaz, doğru değil. Meslektaşlarımıza burada bu kadar saldırılmasına izin veremeyiz. Bu insanlar emek veriyor, birisi çıkıp "Çıkıp gitsinler buradan." diyor. Hayır efendim, Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir, bizler bu ülkenin yurttaşlarıyız, bizler bu ülkenin evlatlarıyız ve bizler burada nitelikli bir eğitim almışız ve ülkemizin, halklarımızın daha nitelikli bir sağlık hizmetine kavuşması için mücadele vereceğiz; hiçbir yere de gitmeyeceğiz, bu konuda netiz.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Şu sözlerini alkışlıyorum, hep böyle olun.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Halkımız da diyor ki: "Biz hekimlerimizin yanındayız, hiçbir yere de bırakmıyoruz." Ama bugün baktığımız zaman Sayın Başkan çıkıp diyor ki: "Özel hastanedekiler niye eylem yapmıyor da diğerleri eylem yapıyor?"

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Ben mantıklı bir soru sordum ya.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Bakın, kamunun sağlık hizmeti, çalışma koşulları bugün oradan daha kötü olmuş demektir; bu, onu gösteriyor.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Öyle mi? Güzel, güzel, çok güzel; bravo(!)

HABİP EKSİK (Iğdır) - Aynı zamanda, Sayın Başkan, bir de şöyle bir durum var: Siz İş Kanunu'nu o kadar patron lehine yapmışsınız ki patron istediği anda tek bir imzayla insanları işinden atıyor, aşından ediyor ve iş güvencesi diye bir şey kalmamıştır. O açıdan, bunu örnek göstermek doğru değildir, yanlıştır Sayın Başkan.

Teşekkür ediyorum.