| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Rize Milletvekili Hayati Yazıcı, İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ile 91 Milletvekilinin; Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4284) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .03.2022 |
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Ben biraz önceki konuşmama devam edeceğim, geneli üzerinde konuşuyorduk zaten biliyorsunuz.
Şimdi, teklifin 3'üncü ve 4'üncü maddeleri, siyasi partilerin seçimlere katılmasına ilişkin şartları düzenlemektedir. Eklenen fıkrayla seçime katılabilme şartlarından birisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde gruba sahip olma şartı ilga edilmektedir. Ek olarak seçime katılma yeterliliğini elde eden parti belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste 2 defadan fazla ihmal ederse seçime katılma hakkını kaybedeceği düzenlenmektedir. Hatırlayacağınız üzere 2018 yılı milletvekili genel seçimleri öncesinde Türk milletinin idaresiyle kurulan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde tüm kayıtları, kongre teşkilatlanması, yeterlilik ve gereklilikleri kayıtlı olan ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da tescil edilmiş olan İYİ Parti, tüm şartları sağlamasına rağmen Yüksek Seçim Kurulu eliyle seçime sokulmama tehdidiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Bağımsız yargının siyasallaşması tehdidine karşı denge ve denetim mekanizması olarak Seçim Kanunu'na eklenmiş olan bu hüküm demokrasinin doğrudan temsilini korumayı amaçlamaktadır. Unutmamak gerekir ki AK PARTİ de 2001 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi grubunu başka siyasi parti gruplarından ayırarak bu hüküm sayesinde kurmuş ve seçime katılmıştır. Siyasi hafıza maddenin teklif metninden çıkarılmasını talep etmeyi zaruri kılmaktadır. Bununla birlikte, seçime katılma hakkını elde eden partinin ilçe, il kongrelerini 2 defa ihmal etmesi durumunda seçime katılamayacağına ilişkin düzenlemenin de ne gibi bir amaç ve gizli motivasyonla kaleme alındığı izaha muhtaçtır.
Teklifin 5 ve 6'ncı maddeleriyle il seçim kurulunun oluşumunda kıdemli hâkim uygulamasının kaldırılarak il merkezinde görev yapan birinci sınıfa ayrılmış hâkimler arasından kurayla kurulun oluşturulması öngörülmektedir. Böyle bir düzenleme halk nezdinde seçimlere şaibe düşeceği, hâkimlerin taraflı olacağı kanaatine yol açabilecek bir düzenlemedir. Kurullara üye olmadan kuraya girmenin isteğe bağlı tutulması, bu hususta hâkimlerimizi sorumluluk almaktan alıkoyabilecek ve uygulamada kurulların oluşmasında sıkıntı yaşanmasına da yol açabilecektir. Kıdemli hâkimler, uzun yıllardır görev yapan, siyasi baskıya direnç gösterebilecek tayin ve benzeri kaygıları taşımayan kişilerdir. Hâkimlerimizin başlıca vazifesi adaleti tesis etmektir. Özellikle adalete güvenin sarsıldığı bu dönemde meslektaşlarımı daha fazla zan altında bırakacak, hedef gösterecek hiçbir uygulamayı doğru bulmuyoruz.
Değerli milletvekilleri, buradan bir kez daha vurgulama ihtiyacı hissediyoruz: Şahsi, siyasi kaygılarla milletimizin helal oylarına gölge düşürmemek, harama el uzatma teşebbüsünde bulunmamak gerekir. Cumhur İttifakı partileri, birikimli ve kıdemli hâkimlerden rahatsız olmuş, son yirmi yılda inşa etmiş oldukları nevi şahsına münhasır mülakat sistemiyle, nepotist politikalarıyla aldıkları yandaşlarını seçim kurullarında göreve getirmek istemektedirler. Buradaki amaç, İstanbul Belediye seçimlerinde olduğu gibi bir sandığa atılmış 4 oydan 3'ünü geçerli, 1 tanesini geçersiz sayabilen mantığı iş başına getirmektir.
Değerli arkadaşlar, bir hâkim ortalama sekiz yılda birinci sınıfa ayrılmaktadır. AK PARTİ iktidara geldiğinde hâkim, savcı sayısı 9.467'yken 2020 yılı sonu itibarıyla 21.772 olmuş, bugün itibarıyla da 22.500 civarındadır. FETÖ sebebiyle ihraç edilen hâkim, savcı sayısı 4 bin civarındadır, terör örgütü üyeliğinden ihraç edilenlerin büyük çoğunluğu AK PARTİ iktidarında alınmış olsa da bir kısmı da önceden kalmadır. Yani AK PARTİ döneminde mülakat sistemiyle göreve gelenlerin sayısı neredeyse 20 bine yakındır, oransa 85-90 civarındadır.
Toplumdaki adalet duygusunu derinden sarsan, tutuklamayı tedbir olmaktan çıkartarak bir cezalandırma aracı hâline; tahliyeyi de bir lütuf ve borsa hâline getiren kararlar verildiği sulh ceza hâkimliklerinin... Özellikle 15 Temmuzdan sonra akademi süreleri kısaltılarak mesleğe kazandırılan hâkim, savcıların avukatlık mesleğinden geçip ofislerinden yahut ortaklarından hâlâ kopamayan hâkim, savcıların yargı gibi tarafsızlığın ve bağımsızlığın esas alındığı bir alanda iktidar partisi teşkilatlarında görev yapmanın mülakatlarda avantaj olduğu bir meslek grubu oluşturulmuştur. Bu oluşan meslek grubundan az önce bahsettiğim hususlar yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığını gölgelemiş, meslektaşlarımıza zaman zaman yandaş yaftasına kadar gidilmiştir. Bu maddeyle, bu algı Türk yargısı adına güçlendirilmektedir; bunun önüne geçmek bugün burada bizim sorumluluğumuzdadır. Bu değişiklikle iktidar bloğu tıpkı sulh ceza hâkimliklerine parti yöneticilerden aldıkları parti militanlarını atadıkları gibi seçim kurullarını da yandaş hâkimlerden oluşturma çabası içerisindedir. Hâlen görevde olan seçim kuruları, mevcut yasaya göre ocak ayı sonunda oluşturulmuştur yani göreve başlayalı iki ay olmuştur. Ülkemizde ufak tefek aksaklıklarına rağmen yerleşmiş ve güven sağlamış olan uygulamadan uzaklaşmanın geçerli haklı bir izahı yoktur. Yargının bağımsız olmadığı yerde, demokrasi ve hukuk devleti de yoktur. Bu gerekçelerle mevcut uygulamanın devamının sağlanması amacıyla teklifin metinden çıkarılması gerekmektedir.
8'inci madde de öngörülen düzenlemeyle iktidar 2019 seçimlerinde İstanbul seçimlerini kaybetme bahanesi olarak gördüğü seçmenlerin kendi memleketlerinde seçmen kütüğüne nakil olma hususunun önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Teklifle seçmen kütüğü hazırlanırken son bir yıl içerisinde gerçekleşen yerleşim yeri değişiklikleri dikkate alınmayarak kütük işlemlerinin bir yıl önce kayıtlar üzerinden gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Ne var ki Yükseköğretim Kuruluna bağlı eğitim kurumlarında ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencilerimiz bu uygulamadan dolayı mağdur olacaktır. Biz İYİ Parti olarak, bu öğrencilerimizin seçim dönemlerinde adrese kayıtlı oldukları yerlere gitme zorunluluğunun kaldırılmasını ve öğrenim gördükleri yerlerde oy kullanmalarını teklif ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, gelelim 11'inci maddeye. Bu maddede, mevcut hâlinde, başbakan ve bakanlara ilişkin yasaklar, memurların gezilere katılma yasakları ve başbakan ve bakanların yasaklara uymamaları hususları düzenlenmiştir. "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uyum düzenlemesi" adı altında sunulan değişiklikte dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Hükmün eski hâlinde "Başbakan" ibaresinin yer aldığı kısımlar madde metninden çıkarılmakta, ancak bu ibarenin yerine "Cumhurbaşkanı" ibaresi eklenmemektedir yani yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı bahse konu seçim yasakları kapsamı dışında bırakılmaktadır. Böyle bir durumda, Cumhurbaşkanlığı Forsu'yla, Cumhurbaşkanlığı protokolüyle bütün kamu kurumlarının Cumhurbaşkanına arz edeceği saygı ve itaatle, hatta gerektiğinde Cumhurbaşkanlığı bütçesiyle seçim döneminde faaliyette bulunabilmesi, bu faaliyetler esnasında hiçbir yasağa tabi olmaması mümkün olacaktır. Dahası, seçim propagandasıyla ilgili gezilerde, resmî makam arabaları, resmî hizmete tahsis edilen vasıtalar kullanılabilecek, hatta uçaklar bile buna dâhil edilebilecektir. Bu muafiyetle, partili Cumhurbaşkanı seçim yasakları döneminde açılış törenleri düzenleyebilecek, resmî ziyaretler yapabilecektir. Kıymetli milletvekilleri, bu durum da devletin imkânlarını şahsi, siyasi saiklerle suistimal etmek anlamına gelmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Cumhurbaşkanının partili bir hüviyete bürünmesi ve Cumhurbaşkanlığı ile parti genel başkanlığı makamının tek bir kişide bütünleşmesi sebebiyle, bahse konu yasakların kendisi şahsında da uygulanmasını zaruret hâline getirmektedir. Bu nedenle, tüm "Başbakan" ifadelerinin "Cumhurbaşkanı" olarak değiştirilmesi gerekmektedir.
Teklifin 12'nci maddesiyle kanuna eklenen geçici madde, il ve ilçe seçim kurulu üyelerinin belirlenmesinde uygulanacak kura çekim usulünü ve bu kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde yeniden belirleneceğini düzenlemektedir.
Değerli arkadaşlar, Anayasa'nın 67'nci maddesinin son fıkrası hükmü açık ve emredicidir. Seçim kanunlarında -ki bu kanun 298 sayılı Yasa'da değişiklik yapmaktadır- yapılan değişiklikler yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamaz, yaptığınız düzenleme Anayasa'ya açıkça aykırıdır. Ayrıca, bu değişiklik teklifi buram buram ilçe seçim kurullarını değiştirdikten sonra bir erken seçim hazırlığını da çağrıştırmaktadır.
Teklifin 13'üncü maddesi, muhtar seçiminden sonraki bir ay içinde seçilenin seçilme yeterliliği belgelerinin Yüksek Seçim Kuruluna ibrazını düzenlemektedir. Söz konusu maddenin tüm kurgusunda ihtiyar heyeti meclisi muhtarlarla birlikte yer almıştır. Burada gözden kaçan husus, muhtarın yanı sıra ihtiyar heyeti meclisi de aynı usullere tabidir ve bizim nazarımızda seçilme yeterliliğine sahip olduğunu aynı şekilde seçimden önceki süreçte belgelendirmelidir.
Pandemi koşulları bize çevrim içi pek çok dijital imkânın kullanımı da dâhil olmak üzere, çeşitli olanaklar sunmuştur. Bu olanaklar pandemi sürecinin yönetiminde topluma pek çok destek sağlamıştır. Devlette dijitalleşme imkânı ve iktidarın dijitalleşmeye ilişkin siyasi retoriği böylesine yoğun bir hâl almışken muhtar adaylarının başvuru sürecinin seçim sonrasına bırakılmasının ve hiçbir teknolojik altyapı olmaksızın yürütülmeye çalışılmasının hiçbir gerekçesi yoktur. Elektronik altyapımız ve e-devletin sunmuş olduğu olanaklar bu kapsamda oldukça yeterlidir.
Değerli milletvekilleri, konuşmamı neticelendirirken bir kez daha vurgulamak istiyorum ki dünya siyaseti pek çok kere yalnızca kendi mevcudiyetini koruma gayesiyle demokrasiyi ve hukuku hiçe sayan siyasi aktörlerin kısa süre içinde tarih sahnesinden silinişini izlemiştir. Biz İYİ Parti olarak, burada bir kez daha siyasetin daha iyiye ve daha doğruya ulaşmada bir vesile olduğunu hatırlatmak, siyasi aktörlerin yegâne çabasının milletimizin helal oylarıyla seçilip vatana ve millete hizmet etmek olması gerektiğini hatırlatıyoruz.
Görüşmekte olduğumuz seçim kanununa ilişkin değişiklik tekliflerinin bu nazarda bir kez daha değerlendirilmesi gerektiğini belirterek hepinizi saygıyla selamlıyorum.