| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Rize Milletvekili Hayati Yazıcı, İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ile 91 Milletvekilinin; Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4284) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .03.2022 |
YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, Komisyonun üyeleri, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şöyle, az önceki konuşmasında Sayın Bakan bir kapı açtı, o kapıdan girerek birkaç şey söyleyeceğim. Tabii "kaliteli yasama" bahsi çok önemli. Yani Türkiye'nin çok temel bir konusunu konuşuyoruz. Seçim Kanunu'nda ve Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklik yapacak bir yasa teklifini konuşuyoruz ve gerçekten, önümüzde yararlanabileceğimiz çok ciddi bir birikim var, Türkiye'nin bu alanda oluşturduğu ciddi bir birikim var, uluslararası gözlemcilerin Türkiye'yle ilgili, Türkiye'deki seçimlerin işleyişiyle ilgili geçmişte gündeme getirdikleri eleştiriler var, tavsiyeler var. Ve değerli arkadaşlarım, unutmayalım, seçim günümüzde artık neredeyse her rejimde var, en berbat, en kanlı diktatörlüklerde bile seçim var. O yüzden, seçime bir "demokratik süreç" diyebilmek için bazı asgari standartların gerekliliği var ve Türkiye'de, bu tartışmalar, aslında hepimiz için, siyasal hayatımızın demokratikleştirilebilmesi için bir fırsat. Bakın, Türkiye, özellikle son beş, altı yılda demokrasiden gitgide uzaklaştı. Bütün uluslararası demokrasi endekslerinde, özgürlükler endekslerinde çok kötü durumdayız. Kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyinde, 2017 yılından itibaren tekrar denetleme sürecine alındık. En son, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmamasıyla birlikte, Türkiye'yle ilgili bir de bir ihlal prosedürü başlatıldı. Bu durumdayız, demokrasiden uzaklaşmış durumdayız ve demokrasiyi sahiplenmek için, demokrasiyi koruyabilmek için, Türkiye'yi demokratikleştirebilmek için önümüzde tek seçenek sandık, ona sahip çıkmaya çalışıyoruz ve kusura bakmayın ama siz getirdiğiniz bu teklifle sandığı da dejenere ediyorsunuz, birazdan bunu anlatmaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, ifade ettim, Türkiye'nin bu konuda bir birikimi var dedim; sizin de bir birikiminiz var değerli milletvekilleri. Bakın, ben buraya gelmeden AK PARTİ'nin programına baktım. Acaba, bugün burada, bu teklifle önerdiğiniz şeyler sizin programınızda var mı? Sayın Yazıcı, Değerli Bakanımız, sanıyorum, programın ilgili bölümlerinin yazımlarına kendisinin de katkısı olmuştur. Yani bu metinde, AK PARTİ'nin programında yer alan birçok husus var ki Türkiye'de yirmi yıldır hayata geçirilmedi ve bu sizin topluma taahhüdünüzdür; bu program, partinizin programı topluma taahhüdünüzdür. Bunları yapmayacaksınız ve programınızda yer almayan, hiçbir şekilde gündeme getirmediği birtakım değişiklikleri bizim önümüze, buraya getireceksiniz. Ben şimdi sormak istiyorum: Siz programınızda, örneğin milletvekili aday yoklamalarında "Bütün üyelerin katılımıyla ön seçim yapılması önceliğimizdir." diyorsunuz. Yani, yirmi yıldır bununla ilgili düzenlemeyi niye buraya getirmediniz Allah aşkına? Siz parti içi demokratik yarış, serbest rekabet ortamından bahsediyorsunuz programınızda. "Parti gruplarında bağlayıcı grup kararları tüzükte sayılı istisna yerlerde alınacaktır." diyorsunuz. Seçim kanununu değiştireceğinizi söylüyorsunuz. Dahası, "Siyasi yasaklar ve siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili hükümler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve Venedik Komisyonunun çizdiği ilkeler çerçevesinde yeniden düzenlenecektir." diyorsunuz. Venedik Komisyonu'nun önerileri nerede? Biz bugün neredeyiz? Farkında mıyız Allah aşkına?
Değerli arkadaşlarım, yine, siz, programınızda "daraltılmış bölge" "tercihli sistem" falan diyorsunuz. Seçimle gelen herkesin kanunen hesap vermek zorunda olduğunu belirtiyorsunuz. Arkasından, milletvekilleri ve bakanların yargılanmaları önündeki yasal engelleri kaldıracağınızı söylüyorsunuz. Ya, biz burada bir Ticaret Bakanı Sayın Ruhsar Pekcan hadisesini yaşadık, her gün bunları konuştuk bu Mecliste. Sizin programınızda yazıyor bu Allah aşkına. Bunları yapmayacaksınız, programınızda topluma vadettiğiniz şeyleri yapmayacaksınız; hiçbir şekilde taahhüdünüz olmayan bir paketle önümüze geleceksiniz. Değerli arkadaşlarım, ne oluyor biliyor musunuz? Tam sizin programınızda söylediğiniz şey oluyor. Diyorsunuz ki siz programınızda: "Siyaset alanının daraltılmasına ve saygınlığının gölgelenmesine dönük tüm teşebbüslere karşı kararlı bir politika izlenecektir." Ama bu yaptığınızla hem siyasetin alanını daraltıyorsunuz hem de siyasetin saygınlığının gölgelenmesine neden oluyorsunuz. Birçok örnek verebilirim programınızdan ama bir şeyi daha hatırlatmak istiyorum: Bakın, önümde duruyor, ben bunu sizin partinizin "web" sayfasından aldım. İlk kurduğunuz Hükûmetin Acil Eylem Planı. Burada, ilk birkaç ayda, "İlk altı ayda, ilk bir yılda şunları yapacağız." diyorsunuz topluma. Bakın, bu taahhütlerinizdir sizin. Yirmi yıldır yapmadığınız, Türkiye'de siyaset hayatının demokratikleştirilmesi için taahhütleriniz var; birkaçını müsaadenizle söyleyeceğim. Daha başlangıçta "Seçim sisteminden Siyasi Partiler Kanunu'na, yönetimde katılım ve şeffaflıktan yerel yönetimler reformuna temel hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engellerin kaldırılması..." diye ifadeleriniz devam ediyor. Ya, Allah aşkına, Siyasi Partiler Kanunu, seçim kanunlarını Türkiye'de uluslararası standartlara yükseltecek hangi adımı attınız ya? Ben bu pakette bunların hiçbirini göremiyorum.
Değerli arkadaşlarım, bakın, yine aynı Acil Eylem Planı'nın ilerleyen bölümlerinde on iki aylık bir süre içerisinde Siyasi Partiler Kanunu, seçim kanunlarının değiştirileceği yazıyor. Bakın, Türkiye'deki seçim kanunları ve Siyasi Partiler Kanunu darbe hukuku. Meclisin kapalı olduğu bir ortamda 1980 darbesinden sonra, 83 Kasımındaki seçimlere kadar geçirilen ortamda Türkiye'de Milli Güvenlik Konseyinin kabul ettiği 600'den fazla düzenleme var, kanun var ve bunların arasında bu kanunlar da var. Ya, bunları zamanın ruhuna, demokratik standartlara uygun bir şekilde yenileyeceğinizi 2002 yılında söylüyorsunuz ve "On iki ayda yapacağım." diyorsunuz; bunu yapmıyorsunuz ve böyle bir paketle Meclisin karşısına geliyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, bakın, yine aynı Acil Eylem Planı'nda sürekli olarak yapacağınızı taahhütlediğiniz bir şey daha var: "Muhalefet partileri hükûmet uygulamalarıyla ilgili periyodik olarak bilgilendirilecektir." Ya, ben merak ediyorum, bilgilendirmenin yapıldığı acaba hangi dönemde biz karşı karşıya bulunduk?
Değerli arkadaşlarım, "İlk altı ay ile on iki ay arasında siyasetin finansmanı şeffaf hâle getirilecektir." diyorsunuz ve bunu da diğer siyasi partilerin görüşlerini alarak yapacağınızı söylüyorsunuz. Nerede Allah aşkına bu paket? Nerede? Şimdiki paketin aciliyeti nedir?
Değerli arkadaşlarım, yine devam edeceğim, aynı Acil Eylem Planı'nda "Siyasi Partiler Kanunu ve seçim kanunları değiştirilecek." derken birçok taahhüdünüz var. Üyelik sicillerinin seçim kurullarında tutulması var, aday belirleme yöntemi ve parti organlarının seçiminde kayıtlı üyelerin tamamıyla seçimlerin yapılması taahhüdü var. Bunların hepsini ilk on iki ayda yapacağınızı söylemiştiniz. Parti teşkilatlarının kanunda belirtilecek istisnai durumlar dışında feshedilmeyeceği taahhüdü var, bunun düzenlemesinin yapılacağı var. Bu metinde birçok farklı taahhüdünüz var, bunların hiçbirini yerine getirmiyorsunuz ve bakın, çok çarpıcı bir taahhüdünüz var orada, diyorsunuz ki: "Yetkili organlarınca açıkça Anayasa'da parti kapatmayı gerektirecek bir karar alınmadığı sürece siyasi partiler kapatılamayacaktır." Değerli arkadaşlarım, bugün HDP'yle ilgili bir kapatma davası var malumunuz ve burada sizin taahhüt ettiğiniz şey var mı Allah aşkına? Yani, bütün iddianame siyasetçilerin konuşmaları üzerine duruyor. Sizin taahhüt ettiğiniz gibi bir düzenleme oldu mu? Bizim mi haberimiz yok? Sadece partinin yetkili organlarının...
BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Emre, toparlayalım lütfen, son cümlelerinizi isteyeyim.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkanım, anlıyorum ancak yani bunlar çok önemli konular, istirham ediyorum. Yani bunları...
HAYATİ YAZICI (Rize) - Hocam, bir gün gel bize de anlatayım hepsini.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Ya, bana anlatmayın Sayın Bakanım yani bunları yapın. Bunları yapmak yerine, Acil Eylem Planı'nda yirmi sene önce taahhüt ettiğiniz şeyleri yapmadan seçimleri dejenere edecek hükümlerle karşımıza çıkıyorsunuz.
HAYATİ YAZICI (Rize) - Bunların birçoğu yapıldı.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Hayır, yapılmadı.
Son bir bölümü de yine dikkatinize sunmak istiyorum: Bakın, dünyada da bizde de seçimler uluslararası gözlemcilerin gözetiminde, onların gözlemleriyle yapılıyor. Biz de Türkiye olarak yıllardan beri AGİT'ten, Avrupa Konseyinden gözlemciler davet ediyoruz, Türkiye'ye geliyorlar, sizlerle de konuşuyorlar, bizlerle de konuşuyorlar. Size yakın birtakım görüş sahibi gazetecilerle de konuşuyorlar, başkalarıyla da konuşuyorlar ve birtakım raporlar ortaya koyuyorlar. Ben dikkatinize sunmak istiyorum, bakın, bunlarla ilgili Allah aşkına ne yaptınız? Yani, Türkiye'ye bu konuda yapılan tavsiyeler var, eleştiriler var. Siz bir defa, önce bunları düzeltecek tedbirleri almanız, kanunda bu düzenlemeleri yapmanız lazım. Önümde duruyor; 2017 referandumundan sonra AGİT gözlemcilerinin ve Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesinden gelen gözlemcilerin raporu var, burada çok kapsamlı eleştiriler var. Bunlarla ilgili ne yapıyorsunuz Allah aşkına? Bu pakette buradaki eleştirileri ortadan kaldıracak ne var? Çok merak ediyorum, ne var? Bir tanesini bana söyleyin.
Değerli arkadaşlarım, 2018'deki seçim kanunlarındaki değişikliklerinden bahsettik. Bu Seçim Kanunu değişikliklerinden sonra Avrupa Konseyinin danışma organı olan Venedik Komisyonunun ve yine AGİT'in seçimleri takip eden ilgili ofisinin bu paketle ilgili bir görüşü var orta yerde. Bu çok önemli bir doküman. 17 Aralık 2018 tarihli bu dokümandaki eleştiriler yani sizin 2018'de seçim kanunlarında yaptığınız değişiklikler, eleştiriler ve öneriler niye gündeminizde değil Allah aşkına? Niye birtakım kendi acil ihtiyaçlarınız için bir kanun getiriyorsunuz şu Meclise de uluslararası planda Türkiye'ye getirilen bu eleştirilerle ilgili bir hazırlık yapmıyorsunuz?
Yine, aynı şekilde dikkatinize sunmak istiyorum: 24 Haziran 2018 seçimleriyle ilgili AGİT seçim misyonunun kapsamlı bir raporu var. Çok kapsamlı, çok önemli eleştiriler var burada ve bunların arasında siyasetin finansmanıyla ilgili eleştiriler de var, GRECO Kriterlerinin Türkiye'de yerine getirilmemesi eleştirileri de var, medyaya erişimle ilgili eleştiriler de var, devlet imkânlarının siyasette rekabeti bozacak şekilde kullanılması eleştirileri var. Siz, bu eleştirileri giderecek adımlar atmak yerine daha beterlerini önümüze getiriyorsunuz. Sayın Bakan, yani bunları yine hatırlatmak istiyorum, bakın önümde duruyor.
BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Sayın Emre, lütfen ama...
YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkanım, rica ediyorum, bu konular önemli.
BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Biraz da Genel Kurulda konuşursunuz Sayın Emre, partiniz size söz versin.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Efendim, ben bunları anlatırken... Müsaade eder misiniz?
BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Ama bakın, yedi dakika dedim, siz on bir dakikadır konuşuyorsunuz.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, siz de milletvekilisiniz ben de milletvekiliyim, milletvekilinin bir saygınlığı var. Ben, burada, başka yerde konuşayım diye bir şey anlatmıyorum. Burada oy kullanacak arkadaşlarımız, AK PARTİ'li arkadaşlarımız oy kullanacak. Ben, uluslararası gözlemcilerin ve kendi parti dokümanlarının ortaya koyduğu gerçekleri anlatıyorum. Müsaade edin, birkaç dakika bunları konuşalım, bu çerçevede insanlar da oy kullanmış olsunlar. Ben çok dikkat ettim, başka görüşleri tekrar etmiyorum. Yani benden önce çok notlarım vardı, söylenmiş görüşlerden farklı şeyler söylüyorum. Müsaade edin, birkaç dakika da bunları söyleyeyim.
BAŞKAN YUSUF BEYAZIT - Maddeler üzerinde konuşursunuz, maddelerde söz veririm.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, o zaman birkaç cümleyle müsaadenizle toparlıyorum.
Bunu da son olarak hatırlatmak istiyorum: Yine, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesinin...
Hoş geldiniz, sizinle de görüşmüşler bu raporu hazırlarken; sizin de adınız yazıyor görüşülen, bilgisine başvurulan kimseler arasında.
Değerli arkadaşlarım, toparlıyorum, Türkiye'nin çok köklü bir demokrasi, hürriyet birikimi var; bundan Türkiye'yi uzaklaştırmayın. Türkiye'nin ihtiyacı olan, siyasi hayatı demokratikleştirecek kapsamlı reformların yapılmasıdır. Burada da birkaç cümleyle tamamlıyorum Sayın Başkan, birkaç cümleyle bunun da yolunu söyleyeceğim. Yapılacak yasamanın, başta Sayın Bakan'ın söylediği gibi -Murat Bakan'ın, bakanlar karışmasın- kaliteli yasamanın yapılabilmesi için seçim düzenlemeleriyle ilgili, bir defa yasaların açık ve anlaşılır olması lazım, bu düzenlemeler bundan çok uzak. Yine ifade etmek istiyorum, Türkiye'nin uluslararası yükümlülüklerinin ve mevcut uluslararası standartların karşılanması lazım, bundan çok uzak. Aynı şekilde, yine az önce ifade ettiğim, uluslararası planda Türkiye'ye yapılan tavsiyelerin karşılanması lazım, yine bundan çok uzak. Ve yine yasama faaliyetinin -hele ki böylesine ciddi bir konuda- en geniş uzlaşmayla yapılması lazım, bundan da çok uzak. Ve tüm paydaşların katılımıyla müzakerelerin, hazırlıkların yapılması lazım, bundan çok uzak. O yüzden Türkiye'ye büyük bir kötülük yapıyorsunuz. Gelin, bu teklifi geri çekin; Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu seçim kanunlarındaki, Siyasi Partiler Kanunu'ndaki düzenlemeler çok geniş bir uzlaşmayla bütün toplum kesimlerinin katılımıyla yapılsın diyorum.
Teşekkür ediyorum.