KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Efendim, teşekkür ederim.

Şimdi, "Nerede iktidar sorunu varsa orada özgürlük sorunu da var." diye bir Japon sözü var. Şimdi bununla gireyim. Sevgili Başkanımız, bizi cumhuriyetin ilk yıllarına götürdü. Ben on yıl öncesine götürmüştüm sizleri konuşmamda. On yıl sonrası için bu toplantı önemli demiştim. Gerçekten bu akşam ki toplantı tarihî bir toplantı. Yani burada tarihî bir toplantı olduğunu hepimiz bellek olarak şey yapabiliriz. Cumhuriyetin ilk yıllarına götürdü, önemliydi saptamaları. Ben de sizi iki üç cümleyle Osmanlı'nın ilk yıllarına götürmek istiyorum, özellikle iktidar sorunu açısından. Şöyle ki Osmanlı Devleti'nde I. Orhan'dan itibaren var olan Divan-ı Hümayun -tırnak içerisinde- devletle ilgili bütün işlerin devletin siyasi, idari, mali işlerinin görüşüldüğü, incelenerek müzakere olunduğu, nihai karara bağlandığı en yüksek müessese, bir merci niteliğindedir. II. Mehmet'ten itibaren Hükümdarlar Divana başkanlık etmekten vazgeçerek bu görevi sadrazamlarına bırakmışlardır. Fatih'ten bu yana Osmanlı'da hükûmet sistemi oluşmuştur. Hükûmet hiçbir zaman lağvedilmemiştir tarihimizde. Darbeler olmuştur, hepimiz darbelere karşıyız ama darbe dönemlerinde bile askerî yönetimler bile hükûmet kurmuşlardır.

Tarihimizde hükûmet ilk kez 16 Nisan 2017 seçimlerinde ilga edildi. Burada biz 9 Temmuz 2018'de ant içtiğimiz zaman da defnedildi. Şimdi, bugünkü toplantı, bu akşamki toplantı ve özellikle en kritik maddeler işte o defnettiğiniz hükûmetin, tarihimizde, anayasal ve siyasal belleğimizi yok ettiğiniz o iktidar, siyasal karar mekanizmasının ardından onu ikame eden hiçbir siyasal karar mekanizması kurulmadığı için bugün onun sorununu yaşıyoruz ve çok önemli konuşmalar yapıldı on iki saat süreyle, hepsini dinledim dikkatle. Sadece özgürlük sorunu değil, özgürlük, eşitlik ve adalet sorunu var bu seçim sistemi bağlamında. İşte onun da nedeni Türkiye'de kolektif siyasal mekanizması yoktur, lağvedildi; siyasal karar alma mekanizması bulunmamaktadır. Bu olmadığı sürece bu sorunları yaşayacağız. Bu nedenle tarihseldir ve tabii ki bizim açımızdan bunun da çözüm yolu demokratik parlamenter rejime dönüştür. Çünkü bir toplum ancak kendi tarihine, kurallarına, kurumlarına, değerlerine saygı gösterirse, onları eleştirerek yenilerini eklerse ilerler, yoksa "Ben bozdum oldu, ben yaptım oldu." derse işte bu tür toplantıları daha çok sürdürürüz diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum dikkatiniz için.