| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam ve 117 Milletvekilinin; Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4290) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 29 .03.2022 |
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Şimdi, özellikle işkence suçu aslında çok da cezai yargılamada dava konusu olabilen bir suç değil maalesef. Genelde soruşturma dahi açılmayan, bazen davaya da dönüşmeyen bir suçlamadan bahsediyoruz. Bu maddenin uygulanabilirlik zemini çok fazla yok. Özellikle mesele kamu görevlileri olduğunda -ki işkence suçu kamu görevlilerini ilgilendiriyor- bir cezasızlıkla karşı karşıya olduğumuz gerçeği çok açık olarak önümüzde duruyor.
Özellikle, cezaevinde -bir örnek olarak- Garibe Gezer'in işkence sonrası, cinsel saldırı sonrası intiharda bulunmuş olmasına rağmen soruşturmanın üstünün kapatılmış olması, aslında bu işkence maddesinin kadına yönelik suçlar meselesinde uygulanmadığının ya da genel olarak işkence maddesinin uygulanmadığının da bir göstergesi. Gözaltında uygulanan işkenceye ilişkin de benzer vakaları çok sıkça yaşıyoruz.
Şimdi, ben kadına yönelik suçlara ilişkin de birkaç... İpek Er davasıyla ilgili söylemek istiyorum. Musa Orhan uzman çavuştu, Siirt'te 18 yaşındaki İpek Er'i evinde alıkoydu, tehdit etti, sistematik olarak cinsel saldırıda bulundu ama gözaltına alındı ancak tabii ki serbest bırakıldı. İpek Er hayatını kaybetti. Oldukça fazla tepkiler oluştu. Bunun üzerine Musa Orhan sadece bir hafta tutuklu kaldı, arkasından da serbest bırakıldı.
Gülistan Doku, iki yıldır hâlen bulunamayan bir kadın arkadaşımız. Failleri bile bile cezasız bırakıldı. Öğrenciydi, Dersim'de okuyordu. Failler, en son, iki yıldan sonra gözaltına alınabildi, Zainal Abarakov. Ancak o da gözaltından sonra serbest bırakıldı.
Fatma Altınmakas... Muş'un Malazgirt ilçesine bağlı Gölağılı köyünde yaşayan Fatma Altınmakas evli olduğu erkeğin kardeşi Sinan Altınmakas'ın sistematik tecavüzüne uğradı, tehdit edildiği gerekçesiyle şikâyette bulundu ama şu çok önemli: Bakın, burada çok gündeme gelmiyor ama kadınlar ana dili farklı olduğu için, Türkçe bilmediği için karakolda ifade veremiyorlar, tercüman görevlendirilmesi yapılmıyor yasada olmasına rağmen ve kendisinin şikâyette bulunma hakkı engellendi, sonrasında da evli olduğu erkek tarafından katledildi. Bu davada da hâlen hiçbir gelişme yok.
Başak Cengiz, İstanbul Ataşehir'de hiç tanımadığı bir erkek tarafından sokak ortasında katledildi tıpkı evinin önünde katledilen Ceren Özdemir gibi. Kadınlar katledilmeye devam ediliyor.
İstanbul Sözleşmesi'ni çok anlatmayın diyorsunuz ya, tekrar etmeyin diyorsunuz ya, Pınar Gültekin'in katili şunu söyledi: "İstanbul Sözleşmesi'nin iptali iyi oldu, bizim açımızdan bu iyi bir düzenleme oldu." Gerisini size bırakıyorum ne demek istediğini.
Yine, Çilem Doğan sistematik bir şekilde şiddet gördü, seks işçiliğine zorlandı, ölmemek için öldürmek zorunda kaldı. Çilem Doğan'a on beş yıl hapis cezası verildi, oysaki çok açık meşru müdafaa durumu vardı ama ne hikmetse kadın olunca meşru müdafaa hükümleri uygulanmadı ve en son olarak da Yargıtay Ceza Genel Kurulunda da Çilem Doğan'ın talebi reddedildi Yargıtay Başsavcılığı tarafından. Bugün Çilem Doğan yaşamını savunduğu için, cinayet kurbanı olmadığı için cezalandırılıyor.
Yine, diğer bir örnek trans cinayetlerine ilişkin, LGBTİ+ cinayetlerine ilişkin. Aslında buralarda da nefret suçu olmasına rağmen, nefret saikiyle işlenmesine rağmen, cinsiyet kimliği ve cinsel yöneliminden kaynaklı işlenmesine rağmen maalesef buralarda da bu maddenin uygulanabilmesi mümkün olmuyor; en fazla, cinayetten ceza verilse bile nefret saiki konu edilmediği için ağırlaştırılmış bir hüküm uygulanmıyor.
Ahmet Yıldız 26 yaşında, Marmara Üniversitesi öğrencisiydi, eş cinsel olduğu için 2008'de babası tarafından öldürüldü. Katil baba on bir yıldır kaçak, bulunması için de bir çaba sarf edildiğini de söyleyemeyeceğiz ama mesela bu dava açısından da umarız ki sonuç nefret saikiyle işlendiği yönünde olur. Bu yönde bir düzenleme yapılmadığı sürece, translara yönelik, LGBTİ+'lara yönelik nefret suçları da cezasız kalmakla karşı karşıya.
Yine, göçmenlere, mültecilere yönelik nefret suçlarında benzer bir durum yaşanıyor. Bir türlü yargıyı şuna ikna edemiyoruz: Her olayı yargı şöyle değerlendiriyor "Göçmen olduğu için değil, mülteci olduğu için değil aralarındaki bir çıkar kavgasından dolayı gerçekleşmiş." deniyor. Mesela, Sakarya'da mevsimlik Kürt işçilere yönelik saldırıda benzer nedenlerle, benzer yöntemlerle dava açıldı ve yine burada da Kürt olmalarından kaynaklı saldırı görmezlikten gelindi.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Züleyha Hanım, bu örnekleri tabii sayabilirsiniz, diğer maddelerde de sayabilirsiniz de...
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Yok, hepsinde saymayacağım, toplu anlatıyorum ki bir defada bitsin diye, diğerlerinde çok saymamak için.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Tamam.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Deniz Poyraz, siyasi saiklerle öldürüldü, kadın olduğu için öldürüldü, siyasi tercihinden dolayı öldürüldü. Zaten katil de bunu açık açık söyledi. "Ben onu terörist olarak görüyordum, bu nedenle öldürdüm." diye açık açık söylemesine rağmen açılan davada mesela bu yönde iddianamede cezai müeyyide talebi olmadı; bu da benzer bir durumdu.
Konya katliamı benzer bir durum, Dedeoğlu ailesine yönelik gerçekleştirilen saldırıda 7 kişi yaşamını yitirdi. Çok net şunu söyleyelim: Dava dosyasını incelediğinizde göreceksiniz, Kürt olması katliamın kolaylaşmasında büyük bir etken, nasıl olsa Kürt bir aile diye korunacağını düşünerek katliam kolayca yapılmış, hatta polisle saatlerce telefon görüşmeleri var, bu sırada katliam aslında sürüyor, engellenmemiş. Yani bu tür suçlarda din, dil, ırk ayrımı, göçmen olması, kadın olması, LGBTİ+ olması hâlinde kamu görevlilerinin koruyacağına, yargının koruyacağına olan güvenin kendisinden cesaret alan katliamlar serisi de bir yandan sürüyor.
Şimdi, bizim bu nedenle, bu maddede, tüm bu ayrımcı yaklaşımlara ilişkin, kadına yönelik olarak da erkek egemenliğinden kaynaklı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı olarak işlenmesi hâlinde maddenin eklenmesi yönünde bir önergemiz mevcut.
Başkan, dinlemediniz ama bitti.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Dinledim, Züleyha Hanım, son saniyede şu tarafa baktım yani onu gördünüz.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Yakaladım ben de baktığınızı.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Sonuna kadar dinledim.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Baktığınızı yakaladım.