KOMİSYON KONUŞMASI

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Şimdi, ya, bu madde önemli bir madde. Israrlı takip çünkü kadınların çok ciddi bir sıkıntı yaşadığı madde aslında, düzenlemek iyi olmuş ama sorun şu: Getirilen şartlar itibarıyla sorunu çözmüyor.

Şimdi, ısrarlı takibe fiziki takip varken, haberleşme iletişim araçlarıyla rahatsız ediyorken, üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya zorla çalışıyorken artık bir de bunun üstüne ciddi bir huzursuzluk oluşmasını aramak, endişe duymasını aramak gerçekten ceza verilmesinin önüne geçecek bir gerekçe hâline gelir burada, yargıda böyle bir sonuç alır. Yani bunu ispat etmek soyut bir kavram, bir yandan bunu ispat etmek de çok zor. Bu yasal düzenleme açısından bu iki gerekçe olmaksızın koşulların oluşması yeterli sayılmalı. Bir kişi, bir kadın ısrarlı bir şekilde takip ediliyorsa hangi yöntemle, hangi biçimde olursa olsun artık bu suç gerçekleşmiş sayılmalı ve buradan cezalandırma yoluna gidilmeli. Yoksa buradan murat edilen şeyin kendisi gerçekleşmez yani diğerini aramak aslında burada cezasızlığın önünü açacak bir durum hâline gelecek. O yüzden biz önergemizi o şekilde düzenledik.

İkincisi, yine, burada "çocuğa ayrılık kararı verilen ve boşandığı eşe karşı işlenmesi" demiş. Israrlı takipte yaygın olan şeylerden bir tanesi de hiç ilişkisi olmaması yani arkadaş olma teklifi, evlenme teklifi, ısrarla birlikte olma teklifinin sonrasında gelişen süreçler bunlar. Erkekler şöyle yapıyor: "Ben beğendim seni, benimle evleneceksin. Beğendim, sevgili olacaksın. Beğendim, birlikte olacaksın." Bunu yapmadığı için yaygın olarak ısrarlı takip hikâyesi dönmeye başlıyor aslında pratikte. Şu en son Yargıtay Ceza Genel Kurulunun verdiği öldürme olayı aslında ama kararın içeriğinde o var. Kadın daha önce de evlilik teklifini reddediyor "Hayır." diyor, zorluyor, tekrar görüşmeye çağırıyor ve o sırada öldürüyor aslında yani öldürmeden önce bir ısrarlı takip meselesi var orada ve siz o ısrarlı takibi gerçek anlamda cezalandırmadığınızda işte, bu sonuca yol açıyor ve öldürme fiili gerçekleşiyor. Önceki cezasızlık hâlinin bir sonucu olarak gerçekleşiyor. Orada eş durumu yok, boşandığı eş durumu yok, ayrılık kararı verilen kişi değil. O zaman siz bu maddeye göre cezalandıramayacaksınız ısrarlı takipten.

Bir diğer mesele, altı ay gibi rakamlar... "Altı aydan iki yıla kadar" deniyor ama bunun altı ay olacağını hepimiz biliyoruz. Aslında yine bir cezasızlık türü; infaz açısından, hükmün açıklanmasının ertelenmesi açısından, paraya çevirme, erteleme hükümleri açısından yine aslında bir ceza vermeme durumu oluşuyor. Buradan tekrarlama olasılığı çok yüksek hâle geliyor, karşılamıyor bu aslında yani diğer 2'nci maddede de söyledik, ağırlaştırılmış hâlinin de daha yüksek olarak tariflenmesi gerekiyor, orada tariflemiştik. Diğer bir mesele şikâyete bağlı olması, kovuşturulması ve soruşturulmasının şikâyete bağlı olması. Şunu anlıyorum, "Hani, kadın belki şikâyet etmek istemiyordur, olabilir." diyorsunuz ama hayatın gerçeğinde bu değil daha çok olan. Pratik gerçeklik şu: Kadınlar bu tür suçlarda yakınları öldürülecek diye, çocuğuna zarar verilecek diye şikâyet etmekten vazgeçiyorlar çoğu kez. Hatta kadınlar açısından kendi can güvenliği değil, yakınlarının can güvenliği daha sorunlu, onu göze alamıyorlar, o yüzden şikâyet etmiyorlar ya da şikâyet ettilerse soruşturma aşamasında vazgeçiyorlar, bazen kovuşturma aşamasında vazgeçiyorlar. Bu, rızaya dayalı bir vazgeçme değil, o yüzden şikâyete bağlı olmaktan çıkarılması lazım. Yoksa gerçekten birçok davada, bana da gelen, pratik, vekillik döneminde de avukatlık döneminde de gelen birçok şeyde vazgeçti kadın çünkü diyor ki: "Beni çocuğumu öldürmekle tehdit ediyor, ben nasıl davaya devam edeyim?" Şimdi, bunlar yaşanıyorken burada şikâyete bağlı hâle getirirseniz burada cezasızlık devam edecek. Dolayısıyla bunun şikâyete bağlı olmaktan da çıkarılması gerekiyor diye düşünüyorum. Ek şeyde de yazdık; din, dil, ırk, milliyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep farklılığı gözetilmesi durumunda da nefret saikiyle işlenmesi nedeniyle de bu maddenin uygulanması gerektiğini de ekledik diye bitireyim.

Başkan dinlemedi ama olsun, en azından arkadaşımız dinledi.

OTURUM BAŞKANI RAMAZAN CAN - Dinledik, dinledik.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Özetledim zaten dikkat ederseniz.