KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Tabii, Türk Tabipleri Birliği kanunla kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde bir tüzel kişiliktir ve diğer tüzel kurumlar gibi bunun da toplumda bir önemi, yeri vardır. Normalde tüm tabipleri temsil etmesini isterdik biz fakat buraya normalde tüm tabipler üye değildir; kamu kuruluşunda görev yapan tabipler isteğe bağlıdır ama bunun haricinde -diyelim ki iş yeri hekimliği gibi, özel hastanede çalışma gibi, muayene gibi- özelde çalışmak isterseniz mutlaka Türk Tabipleri Birliğine üye olmak gibi bir zorunluluğunuz var. Dolayısıyla da orada belirtilen aidatı ödemek zorunluluğunuz var. Türkiye'de tabii Türk Tabipleri Birliği tabiplerin problemleriyle uğraşmak yerine, onların sağlıktaki problemleri ve çözüm önerilerini ortaya koymak yerine başka işlerle uğraştığı için...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İdeolojiktir, ideolojik.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Daha önce biz Nadir Hastalıklar Komisyonunda Türk Tabipleri Birliğini çağırdık ve onlara bu nadir hastalıklarla ilgili görüşlerini sorduk, diğer taraftan da Ankara Barosundan da bir temsilci geldi. İnanın, Ankara Barosundan gelen temsilci bize bu nadir hastalıklar yaşayan çocukların, ailelerin tüm sorunlarını, hukuki sorunlarını anlatırken Türk Tabipleri Birliği bize bir ilaç firmasına ruhsat verilip verilmemesiyle ilgili bir konuyu anlattı sadece. Ve bu şunu gösteriyor: Yani eğer siz gerçekten değerliyseniz, değerli fikirler iddia ediyorsanız ve Hükûmete de yol gösteriyorsanız, yanlış yaptığında da "Bunlar yanlış." diyorsanız, siz değerlisinizdir ama siz üzerinize düşen vazifeyi yerine getirmiyorsanız ve dolayısıyla da bundan...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kapatın, kapatın! Kapatamıyorsanız, 3'üncüyü açın. Kapatın ya, mühür sizde kapatın! Ne gerek var Türk Tabipleri Birliğine ya(!)

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, şöyle bir şey: Siz doktorları Türk Tabipleri Birliğine mecburi üye olmaktan çıkarın -ben size söylüyorum- Türk Tabipleri Birliğinde kaç kişi kalacak göreceksiniz, tamam mı? Bugün aşağı yukarı özel sektörde...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kapatın!

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Konu nereden nereye geldi. Bununla ilgili konuşun, bu maddeyle ilgili.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bununla ilgili de konuşacağım. Ya, siz her zaman konuyla ilgili konuşmuyorsunuz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güneş, tamamlayın lütfen.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) -Sayın Bekaroğlu Türk Tabipleri Birliği hakkında bilgi verdi ya, "Niye çağırmıyorsunuz?" dedi ya, ben de onun için diyorum, çağrıldığı zaman zaten o konuyu konuşmuyor. Yani Türk Tabipleri Birliği kendisi muhalefet partilerini yetersiz gördüğü için sizlerin adına konuşuyor güya yani sizleri yetersiz görüyor.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Çağırın, burada olmadığı hâlde onlar adına konuşmayın, siz de hekimsiniz!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, bakın, bunun hakkında da konuşacağım.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bir kere Türk Tabipleri Birliğinin ne yaptığını sizlerin bilmesi lazım ilk önce ve vatandaşın da bilmesi lazım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Mahkeme kararın mı var, neyin var? Ne diyorsun sen ya?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yani Türk Tabipleri Birliğine diyelim ki üye olma zorunluluğunu kaldırın, bak kaç kişi üye olacak, ben size söyleyeyim. Zoraki üye yaptırıyoruz biz milleti. (Gürültüler)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Güneş...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, baroyu kaldırdınız, baroyu! Kaç kişi kaydettiniz ikinci baroya?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Benim hiçbir sorunuma şimdiye kadar bir çözüm bulmadı.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kaç yerde ikinci baroyu açtınız?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu, lütfen müdahale etmeyin.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, siz Türk Tabipleri Birliği temsilcisi misiniz kardeşim?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ama ikinci baro... Kaç kişi kaydetti baroya?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Üyesisindir.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tamam da siz konuştunuz, şimdi de onu dinliyoruz.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Ben oda başkanlığı yaptım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Baroya kaç kişi kaydettin? İkinci baroya kaç kişi kaydettin?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sakin... Sakin...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya "Sakin, sakin..."

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Öbür konuya gelelim... (Gürültüler)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Güneş, tamamlayın lütfen.

Arkadaşlar, bir sakin... Sakin lütfen...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, gerçekleri söyleyince çok kızıyorlar yani.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Siz tamamlayın sözlerinizi, zaten süreniz dolmak üzere.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Konuşun ezbere! Gerçek filan değil, iftira bunlar!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, bir dakika...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sözünüzü tamamlayın lütfen.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şunu söyleyeceğim: Bu özel hastaneler yaygınlaştıktan sonra, diyelim ki "Burada çalışan hekimler normalde bir işçi mi, çalışan mı, yoksa burada bir hizmet veren mi?" konusu problem oldu. Bunlar normalde başlangıçta işçiydiler ve dolayısıyla da burada özel hastaneler ve malpraktisten de kaynaklanan birtakım mali sorumluluklardan kaçınma adına, daha çok, hekimlere şirket kurdurdular. "Şimdi, normalde nasıl işliyor bu olay?" derseniz... Diyelim ki bir kısmı işçi gibi çalıştırılıyor bazı hastanelerde, bunların hem maaşları hem giderleri, vergileri onlar tarafından ödeniyor; bir kısmı da vergileri çalışana verdirtiyor ve aynı zamanda malpraktisten doğacak mali yükümlülüklerden kaçınmak için bunlardan hizmet... Bu zaten normalde günümüzde uygulanan bir sistem. Zaten bunun yasal anlamda sakıncası var mı, bilmiyorum ben ama Sayın Bakanım, bunu tekrar getirmekle bizim muradımız ne? Zaten var olan bir sistemde kanuni hâle getirmenin bir amacı var mı, gayesi var mı? Bunu getirmekle biz ne elde edeceğiz, getirmezsek ne kaybedeceğiz? Ben bunu sormak istiyorum.

Teşekkür ederim. Konuyla ilgili de görüşümü belirttim gördüğünüz gibi.