| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu'nun, (2/4331) esas numaralı Kanun Teklifi'nin Anayasa'ya aykırılık oluşturduğuna ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .03.2022 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hepinizi, bütün Komisyon üyelerini, teklif sahiplerini, Bakan Yardımcılarını; selamlıyorum. Hoş geldiniz.
Hayırlı olsun. Emekleriniz için... Bu yasa önerisini hazırlayan gerek Bakanlık temsilcileri gerekse vekillerin emeklerine sağlık. Gerçekten çok ayrıntılı bir düzenleme.
Sayın Başkan, sizi dinledim, sayın teklif sahiplerinin konuşmalarını dinledim. Tabii ki ben imçok kısa olarak, yasanın içeriğine girmeksizin Sayın Kaya'nın da size öneride bulunduğu gibi İç Tüzük 38 gereği ilk önce Anayasa'ya uygunluğu açısından birkaç saptamam var, onu paylaşmak istiyorum. Zaten Sancaklı da bunu dile getirdi. Bu çok önemli bir ön sorun.
Bu açıdan tabii, bunu bir genel hukuki değerlendirmeye tabi tutmayacağım, sadece Anayasa'ya ilişkin birkaç saptama yapmakla yetineceğim. O da özellikle Anayasa'ya ilişkin saptamalar, madde 2, madde 26 ve madde 38'de yapılan düzenlemeler ve atıflarla ilgili bulunuyor çünkü ilk kez bir yasa metninde, yasa önerisinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi de yer alıyor.
Şimdi, anayasal açıdan şöyle bir görünüm söz konusu: Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı kararnameleri 2017 Anayasa değişikliğiyle anayasal düzenimize girdi. O zamana kadar kanun hükmünde kararnameler vardı ve kanun hükmünde kararnameler yetki kanunuyla çıkarılabiliyordu. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ise aslında Anayasa'nın Cumhurbaşkanlığı kararnameleri için belirlediği alanlarda çıkarılabiliyor. Bu, Anayasa'nın 104'üncü maddesinde on yedinci fıkrada sayılıyor, hangi alanlarda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılabileceği; 106'nın son fıkrasında belirtiliyor Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle "Şunlar düzenlenir." diye. Bir de 123'üncü maddenin ikinci fıkrasında "Kamu tüzel kişiliği kurulabilir." diyor.
Şimdi, bu alan Cumhurbaşkanlığı yetki alanı. Fakat bir de Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yani kısaca CBK nerede yer alıyor normlar hiyerarşisinde? Baktığımız zaman, 137'nci madde şöyle sayıyor aşağıdan yukarıya doğru: Yönetmelik, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, kanun ve Anayasa şeklinde sayıyor. Tam tamına deyim bu.
Peki nedir? Niçin tüzük yok da bu var? Çünkü 2017 değişikliğine göre tüzük yerine CBK kondu. "Yönetmelik, tüzük, yasa, kanun ve Anayasa" deniyordu ama tüzük kalktı ve CBK kondu. Şimdi, normal hiyerarşisindeki doğrudan yerini buradan saptayabiliyoruz. Tabii ki madde 2'de hukuk devleti... Zaten normlar hiyerarşisi olmadan hukuk devleti olmaz. Genel çerçevede de madde 2...
Şimdi, madde 11 "Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz." diyor. Tabii ki hazırlayıcılar buna özen gösterdiler. Ancak sonuçta bu "yeni düzen" denen 2017 değişikliklerinden sonra getirilen düzenlemeler konusunda birçok belirsizlik devam ediyor. Gerek burada gerekse Anayasa Mahkemesi önünde ve bu gelişmeleri tabii, uzmanlık alanım gereği yakından izlemek durumundayım, Anayasa Mahkemesine başvuru konusunda ve Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar konusunda.
Bu bakımdan "Spor dalıyla ilgili faaliyetleri yürütmek üzere kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan, organları seçimle gelen ve idari, mali özerkliğe sahip federasyonlar" şeklindeki tanım Anayasa'ya kesinlikle aykırı. Çünkü burada yarışan 2 norm olarak konmuş bu maddeye. Oysa kanun ile CBK yarışan 2 norm değil, kanun üstte, CBK altta yer alan bir norm; bunun düzeltilmesi gerekiyor.
Bunun dışında, tabii, burada tartışılması gereken hususa belki tüzel kişilik açısından değineceğim ama bunları bir sayayım. 26'ncı madde: "Spor federasyonları, spor dalıyla ilgili faaliyetleri yürütmek üzere kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kurulur ve kanun veya kararnamenin Resmî Gazete'de yayımlanması ile tüzel kişilik kazanır." Şimdi, burada da yine yarışan 2 norm söz konusu. Oysa belirttiğim gibi, böyle bir yarışma söz konusu değil. Zaten ilk kez böyle bir yasal düzenlemeye tanık oluyorum. Hâliyle bütün 27'nci Dönem yasama faaliyetinde çıkardığımız bütün yasaları okudum, okumak zorundayım branşım gereği; bu ilk kez oldu. Bu da biraz önce 2'nci maddeyle ilgili olarak yaptığım açıklama bağlamında yer alıyor.
Bir de 38'inci maddede şöyle bir deyim kullanılıyor, o da dikkat çekici: "Spor federasyonunun görev ve yetkileri" deniyor, sayılıyor, (h) ve sonra galiba (ı) bendinde "İkincil mevzuatla belirlenen diğer görevleri yapmak." deniyor. İkincil mevzuat anayasal sistemimizde yok. Biraz önce belirttiğim gibi anayasal sistemimizde yönetmelik var, CBK var, yasa var. Bu açıdan böyle bir kavram anayasal sistemimize yabancı. Burada, hani, belirtilebilir, "Yönetmelikle belirlenir." denebilir örneğin ama "ikincil mevzuat" kavramına burada yer vermek mümkün değil. "Düzenler" deniyor, zaten "Nasıl yapılacağını düzenler." diyor yönetmelikte. Yönetmelik düzenlemez, düzenleyemez; yasa düzenler; yönetmelik sadece belirler, somutlaştırır.
Şimdi, bu itibarla, kısaca, bunu yapmayın. Madem bu kadar emek verdiniz, bu, bir ön sorundur ve Anayasa'ya uygun olsun bu düzenleme. Hani, teker teker ilgili maddelerde konuşacaksınızdır. Sayın Başkan sunuşunda bir belirleme yaptı: "Dernek statüsünden çıkarıyoruz." dedi. Şimdi "Tüzel kişilik veriyoruz." dendi ama dernek zaten Türk hukukunda, hukukumuzda -belki bir dil sürçmesi oldu, hani, sizlerin önünde metin var, hepinizin- tüzel kişidir, özel hukuk tüzel kişisidir dernek. Bu bakımdan, şimdi, "Dernek statüsünden çıkarıp bir tüzel kişilik..." dediğiniz zaman... Tüzel kişiliğin yine hukukumuzda, anayasal düzenimizde 2 türü var: Bir, özel hukuk tüzel kişisi, tıpkı dernek gibi, vakıf gibi, sendika gibi; ikincisi de kamu hukuku tüzel kişisi gibi, Anayasa'mızda yer aldığı üzere. Şimdi, kamu hukuku tüzel kişisi ise "Yasayla kuruyorum." dediğiniz zaman bunu belirtmeniz gerekir, "Bu, bir kamu hukuku tüzel kişisidir." demeniz gerekir. Ama özel hukuk tüzel kişisi de zaten Dernek Kanunu'yla kurulmaz; dernek, Anayasa madde 33 çerçevesinde, Dernekler Kanunu'na göre kurulur ve kişilerin inisiyatifi olursa, kendi iradeleri olursa kurulur. Bu bakımdan, burada kamu hukuku tüzel kişisi mi, özel hukuk tüzel kişisi mi; bu konular, bu belirsizlikler zannediyorum -giderilmeli- giderilecektir. Ama öncelikli sorun, bu CBK-yasa yarışması. Kanunda CBK'nin bu şekilde, açıkça yarışan 2 normmuş gibi, eşit düzlemde yer alan 2 normmuş gibi düzenlenmesi Anayasa'ya açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Bilmiyorum, nasıl bir karar alacaksınız ama belki bir alt komisyon kurularak bunların redaksiyona tabi tutulması, bunca emeğin...
Zannediyorum, sporun gerçekten belirttikleri gibi -sayın sunucular fizik olarak da spor yapmış bulunan sporculardır- siyasetin üstünde olması gerekiyor. Zaten Anayasa'mızın 59'uncu maddesinde belirtildiği gibi, devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Tabii ki buradaki madde maalesef futbol federasyonlarının aldığı görünümle tezat teşkil eden bir maddedir. Keşke bu madde doğrultusunda devlet kitlesel sporları yayabilseydi. Tabii ki bunu yaymak için -parklar, bahçeler, yeşil alanlar, Anayasa madde 56'nın gereklerinin yerine getirilmesi gibi- devletin, yükümlülüklerini öncelikli olarak sağlıklı sporun yapılabileceği alanlara vermesi gerektiği de Anayasa'da yazılıdır.
Evet, benim ön saptamalarım; açık, ilksel ve temel saptamalarım bunlardır. Umuyorum ki imza sahipleri ve Komisyon üyeleri bu önerilerimi dikkate alacaklardır. Ben diğer komisyona ve Genel Kurula gitmek durumundayım. Benim bir katkım olabilecekse memnuniyetle her an katkıya hazırım.
Teşekkür ederim.