SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.

Evet, aslında konuşmaları da bütünleyen bir açıklama yapacağım. Kanunda dikkat çekici maddelerden bir tanesi de elbette bu değişiklik, kurumlar vergisi oranında yapılan değişiklikti. Tabii, vergi politikaları çok önemli. Çok sık değiştirilmeleri ve ne amaçla değiştirildikleri ve uzun vadeli etkileri de tartışılması gereken konular. Tabii, konuşmacıların da söylediği gibi, öngörüsüzlük ve belirsizlik ortamı var ülkemizde ve tabii ki gerek ulusal gerekse uluslararası yatırımcılar açısından güven ortamının olmadığı... Ve tabii ki son dönemlerde uygulanan para ve maliye politikalarında ve faiz politikalarında tutarsızlıklar da dikkat çekici. Bunların yansımaları var ve doğal olarak yeni düzenlemeler gerektiriyor. Ve bu kurumsal yapılarda kişisel atamaların çok sık yapılması, yapılan değişimler ve gelen yeni kişinin inisiyatifleri de tartışma konuları yaratıyor. Bu da doğal olarak uzun vadede güven ortamını zedeleyen bir sürece yol açıyor, kırılganlıklar artıyor. Bu, dönemsel politikalar... Ki makroekonomi açısından da söylediğimiz gibi, en önemlisi güven ortamı; ekonomi açısından beklentiler ve güven ortamı.

Sözcümüz Sayın Kuşoğlu'nun da belirttiği gibi, şimdi kim tartışıyor bu politikaları? Şimdi, biz burada... Neticede Meclise geliyor ve kanunların temel gerekçesi de, son dönemde işte ya da yeni sistemle beraber gelen kanunların temel gerekçesi, her ne kadar sistemde milletvekillerinin kanun teklifi sunmalarına rağmen tüm gerekçelerde temel, ortak cümle "bürokrasinin talepleri" vurgusu var. Şimdi, kim tartışıyor, kim karar veriyor? Bu, kritik. Özellikle vergi politikalarında bütün ülkeyi ilgilendiren ve uzun vadede sonuçlar yaratacak bu kararları kim alıyor? Ve burada, tartışma ortamında teknik ve doğal olarak da siyasi tartışmaların muhatapları kim? Ya, bu temel bir sorun bence; bu, sistemin bir krizi olarak da karşımıza çıkıyor. Gerçekten ciddi yasalar çıkıyor ama nasıl bir tartışma ortamında çıkıyor bu kararlar?

Bir taraftan, bakıyoruz, yasada istisna var, muafiyet var, aflar var, faiz indirimleri var ama bir taraftan da kurumlar vergisi gibi kamuya kaynak yaratacak uygulamalar var; bir tutarsızlık var tabii ki burada.

Bilgi ve şeffaflık yok, ben bunu da belirtmek istiyorum. Üretim, istikrar, güvenli yatırım ortamı ve özellikle para birimimizin, TL'nin değer kazanması için, ya açıkçası hepimizin -değerli hocalarım da burada- temel kabul görmüş, temel evrensel, ekonomik ilkeler var. Bunların da en temeli tabii ki güçlü kurumlar, kurallar ve gerçekten biz ülkemize baktığımız zaman giderek kurumsuzlaşan ve kuralsızlaşan bir süreç var, bir ortam var, bir ekonomik ortam var ve bunun da ekonomik ve toplumsal maliyetleri giderek artıyor. Ama burada en önemlisi, tabii ki güven ortamının bu kadar zedelendiği bir noktada finans kurumları, bankacılık sektörü için bu vergilerin arttırılmasının ya da bu yasaların etkinliği nasıl olacak diye... Ben bunu da bilgilerinize sunmak istedim.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.