| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4336)(Devam) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 31 .03.2022 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, vergi adalet mekanizmasıdır yani Maliye idaremiz aslında bir şekilde, bu ekonomideki adaleti sağlama iddiasında olması gereken bir kurumdur. Özellikle vahşi kapitalizmin hâkim olduğu ülkelerde veya kapitalist toplumlarda çok ciddi gelir ve servet eşitsizlikleri vardır ki maalesef bizim ülkemizde vahşi bir kapitalizm devrede ve çok ciddi gelir ve servet eşitsizlikleri var. Bu eşitsizlikleri gidermenin bir yolu da vergidir arkadaşlar yani çok kazanandan veya serveti çok olandan vergiyi alıp dar gelirli kesimlere bir aktarım mekanizması kurması gerekir Maliye idaresinin. Peki, bizde böyle mi? Maalesef değil. İşte bu yüzden de ben Maliye idaresine buradan sesleniyorum, Sayın Bakan Yardımcımıza da. Siz diyorsunuz ki: "Vergiye gönüllü uyumun sağlanması ve vergi bilincinin artırılması için işte kamu spotları vereceğiz, ilanlar vereceğiz." Vallahi bunu yapmadan önce, bence politikalarınızı değiştirmeniz lazım. Yani yurttaşlara şu bilinci vereceksiniz: "Biz çok kazananı vergilendiriyoruz, haksız kazananların peşine düşüyoruz, vergi kaçıranların peşine düşüyoruz." diyeceksiniz, onları vergilendirdiğinizi göstereceksiniz. Servete ve gelire oranlı bir vergi düzeni kuracaksınız; sonra tüm yurttaşlarımıza "Bakın, biz çok kazanandan çok vergi alıyoruz; herkes gelirine göre, servetine göre vergisini versin." diyeceksiniz ve vermeyeni de cezalandıracaksınız. Şimdi bunu yapmadığınız sürece bırakın doksan dakikayı, yirmi dört saat vergi reklamı verin. Uğur Bey de burada mali müşavir. Her yıl vergi affı çıkarıyorsunuz arkadaşlar. Şimdi her yıl vergi affı çıkarılan bir ülkede vergiye hangi gönüllü uyumdan bahsedersiniz arkadaşlar? Ya siz ne diyorsunuz? "Arkadaş, gelir vergi beyannameni ver..." Değil mi Uğur Bey, veriyorlar arkadaşlar, diyelim ki 500 bin lira kazanmış bir insan 10 bin lira gelir vergisi beyannamesi veriyor. Sonra üç yılda, iki yılda bir diyorsunuz ki: "Ya, sen buna bir yüzde 10 daha fark ver, ben seni incelemeyeceğim." Sayın Bakan Yardımcım, nasıl vergiye gönüllü uyumu sağlayacaksınız? Şimdi yine seçim yılı yaklaşıyor değil mi. Şimdiden başlamıştır "Seçim yaklaşırken nasıl olsa bir af daha çıkacak." diyor, inşallah çıkmaz ama çıkaracağınıza yüzde 99 eminim. Çıkaracaksınız, diyeceksiniz ki: "Geçmiş üç yılda arkadaşlar ne kâr bildirdiyseniz, 1 milyon kazanmışsın ama sen 10 bin bildirmişsin, şu 10 bini 11 bin lira yap, ben seni incelemeyeceğim." Ya, bu politikaları sürdürdüğünüz sürece yirmi dört saat ilan verseniz neye yarar? Ben size bir örnek daha vereyim, ya bu örneği bir kere daha vermiştim sanıyorum Komisyonda. Ya, babam gerçekten bu anlamda vergiye uyumlu olmaya çalışan bir esnaftı. Ya biz mütevazı bir arabaya biniyorduk, Maliye idaresi bize -çok iyi hatırlıyorum- "Ya, bu bölgede vergide ilk 20'ye girdiniz." diye teşekkür etmişti. Ben de çocuk aklımla o zaman babama bakmıştım, komşularıma bakmıştım "Ya, baba, biz nasıl vergide ilk 20'ye girdik." demiştim, çocuk aklımla diyorum. Biz mütevazı bir arabaya biniyorduk -gerçekten çok mütevazı, böyle eski, hurda bir araba- komşularımız Mercedes'lere biniyordu, tamam mı? Bakın, söyleyeyim, komşularımızın vergi levhasına bakıyordum, onlar zarar bildiriyordu ya da 3 kuruş kâr bildiriyordu; biz bakmışız vergide ilk 20'ye girmişiz. Yani şunu demek istiyorum: Arkadaşlar, tabii ki vergi bir ahlak meselesidir.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sen muhasebecini değiştirdin mi sonra?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, değiştirmedik, bizim muhasebecimiz elli yıllıdır aynı muhasebeci, onu da söyleyeyim, elli yıldır aynı büroyla çalışıyoruz. Kardeşim devam ediyor tabii, benim işim yok şu anda.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan Yardımcım; şimdi, bakın, bu bilinci değiştirmediğimiz sürece, gerçekten serveti gözetmediğiniz sürece bu vergilendirmede hiçbir şeyi yakalayamazsınız. "Parayı takip et." diye bir kural vardır, değil mi, parayı ya da malı takip et. Fransa vergi sistemi ne yapar? Bir kişi bir Mercedes alıyorsa "Hayırlı olsun." der ama "Gel bakayım arkadaş, sen 300 bin euroya bir Mercedes almışsın ama bana yalnızca 5 bin euro vergi bildirmişsin, nereden buldun bu parayı arkadaş." der. Amerikan vergi otoritesi de böyle yapar, 1 milyon dolara bir ev aldınız, IRS "Hayırlı olsun. Gel bakayım, sen 1 milyon dolara ev almışsın ama bana bildirdiğin vergi 10 bin dolar, 20 bin dolar, nereden buldun bu parayı." der. Bizim vergi idaremiz bunu yapabiliyor mu? Yapamıyor, yapma imkânı da var, yapmıyor. Değerli arkadaşlar, yapmıyor. Yapmadığı için de şöyle bir durum oluşuyor yurttaşlarımızın tamamında: "Ya, ben keriz miyim?" durumuna düşüyor veren de. Yani vergiye gönüllü uyumlu olmaya çalışan insanlar... Hatta babama da öyle söylemişlerdi yani komşu gelip "Sen kötü örnek oluyorsun. Sen keriz misin?" demişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bitti mi sürem?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlarsanız...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Aynen bu cümleyi de kurmuştu o Mercedes'e binen yurttaşlarımız çünkü böyle iyi örnekler yok.
İdaremizin şöyle olması lazım: Bakın, Amerika'da Amerikan vatandaşlarının bazıları Allah'tan korkmaz ama IRS'ten korkar Sayın Bakan Yardımcım. Burada da vergi idaremiz, bu anlamda, gelire ve servete orantılı vergi ahlakını sağlayacak bir vergi düzeni kurmadığı sürece yirmi dört saat de yayın yapsanız bunu başaramazsınız. Vergi aflarından ve servet aflarından vazgeçmeniz gerekir. Nereden buldun yasası... Gerçekten burada Zekeriya Temizel önemli bir adım atmıştı ama siz ondan rücu ettiniz, nereden buldun yasasını mutlaka devreye geçirmemiz lazım, herkesin gelirine ve servetine orantılı vergilendirildiği bir düzen kurmamız lazım. Bunu sağlarsak emin olun, herkes vergiye gönüllü olur, uyumlu olur ve yakaladığınızı da affetmeyeceksiniz o noktada. Yani şöyle ki, diyelim ki vergi kaçırmış, bu anlamda gerekli cezaları uygulayacaksınız. Bunu yaptığınız zaman hem yurttaş korkarak bu adımları atar hem de verginin kendine döndüğünü hissettirmemiz gerekiyor. Yani yurttaş şu bilinçte değil biliyor musunuz: "Ya, arkadaş, ben vergi ödeyeceğim, yandaşa gidecek." diye bakıyor çünkü "Efendim, bütçeden bu paralar yandaşlara gidiyor, saraylara gidiyor." diye bakıyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Al işte, yine geldik en sonunda şeye.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Oysa yurttaşlarımız şu bilinçte olsa "Ödediğim vergim bana hizmet olarak dönüyor. Sayıştay etkin denetliyor. Ödediğim her kuruş vergi bana yol, su, sağlık, eğitim olarak dönüyor." bilincinde olsa emin olun, vergi bilinci artar.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, son cümlemi söyleyeyim.
Bu açıdan, sorun, tanıtımda değil; sorun, esasta. Esası değiştirmeniz lazım.