EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkan.

Şöyle: Doğrusunu isterseniz, ben, bu maddede tam ne kastedildiğini veya neyi amaçladığınızı çok iyi anlamadığımı düşünüyorum. Şöyle ki bir kere, bundan dokuz ay önce yanılmıyorsam -değil mi, dokuz on ay önce- bu 21 tasarruf finansman şirketi kapatıldı ve devredildi, TMSF'ye devredildi. Bir kere bununla yüzleşildi mi? Yani bu mesele... Neden bunları kapatmak zorunda kaldık biz? Bir kanun buradan geçti yanlış hatırlamıyorsam. Dolayısıyla da ben yani Abdüllatif Bey'in söylediğine benzer şeyler söylemek istiyorum. Bu sistemle ilgili olarak yeteri kadar tartıştığımıza -Türkiye olarak söylüyorum- çok emin değilim. Ve ben tesadüfen bu arkadaşlarla İstanbul'da bir gösteride, TMSF'nin önünde yaptıkları bir gösteri sırasında tanıştım. Bu insanlarla tanıştım ve görüştüğümde anladım ki çoğu bir yandan riski göze alarak ev sahibi olmak, vesaire gibi kaygıyla yaklaşmışlar ama bir taraftan da faizle ilgili dinsel sebeplerle, uzak hissetmelerinden kaynaklanan bir sebeple bu faizsiz...

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Niye? Para bankaya yatıyor, orada faiz işliyorlar. Faizsiz değil, muhatap olduğu şirkette faiz...

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - İşte, evet ama işte burayı daha cazip bulmuşlar.

Şimdi, dolayısıyla da ben... Mesela burada şey diyorsunuz: "Şirketlere bu imkânı vererek dijital ortamda şube açma vesaire gibi, operasyon yapma gibi imkânları vererek şirkette rekabet ortamının sağlanması." Bu nasıl sağlanacak Allah aşkına? Ben bunu tam anlamıyorum. Yani dijital ortamda şube açmak, operasyon yapma imkânı sağlamak, hangi şirketler arasında nasıl bir rekabet ortaya çıkaracak? Ya da bu tasarruf finans şirketlerinin rakipleri kimler, kendileri mi, yoksa başkaları da mı var? Bu konuda bir açıklık getirirseniz sanırım daha sağlıklı tartışırız.

Teşekkür ederim.