ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dün kanun teklifinin geneli üzerinde konuşurken stajın ne kadar önemli olduğundan da bahsettim. Avukatlık mesleği, hukuk fakültesinde değil, ilk altı aylık stajla adliyede ve daha sonra avukat yanındaki altı aylık stajla bilfiil, fiilen çalışılarak, adliyeye gidip gelinerek, dilekçe yazılarak, dava dosyası okunarak öğrenilir. Bu nedenle, stajın ciddi yapılması gerekiyor, naylon stajlara yer verilmemesi gerekiyor. Staj iyi yapılmadığı takdirde iyi avukatlar yetişmez, iyi avukatlar yetişmediği zaman avukatlık mesleği ticarileşir ve bu, bizim yargımıza da sirayet ederek adalete olan güveni daha da düşürür.

Burada, özellikle 1'inci maddede "Avukatlık stajına fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir işte sigortalı çalışılması avukatlık stajı yapılmasına engel değildir." hükmü getiriliyor fakat bu fıkrayı son fıkrayla beraber okuduğumuzda bu hususun yönetmelikle belirleneceğinin hükme bağlanmak istendiği anlaşılıyor. Burada öncelikle, bu yönetmeliğin kim tarafından hazırlanacağının yani Türkiye Barolar Birliği mi yönetmelik hazırlayacak, Adalet Bakanlığı mı hazırlayacak bunun da açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bunun yanında, eğer bu maddede teklif sahipleri ısrarlı olacaksa ve özellikle ilk fıkrada teklif sahipleri ısrarlı olacaksa ve bu da kanunlaştırılmak isteniyorsa avukatlıkla bağdaşmayan işlerde çalışanların da -Avukatlık Kanunu'nun 5/d fıkrası var bu konuda- avukatlık stajını yapamaması gerekir. Bunun yanında, fiilen hangi işler staja engel değildir bunun belirlenmesi gerekiyor. Bunun yönetmeliğe bırakılması bir anlamda yasama yetkisinin devri anlamına da gelebilir. Aslında bunun tamamen kanun teklifi metninden çıkarılması lazım. Bunun yerine, çalışmak zorunda olan hukuk fakültesi mezunu genç arkadaşlarımıza belli bir ücret, muhik bir ücret ödenmesi, hâkim ve savcı stajyerleri ile avukat stajyerlerinin aynı kanalda, birlikte yetiştirilmeleri ve daha sonra kendi seçimlerine göre, girecekleri sınavlara göre mesleklerinin seçiminin sağlanması gerektiğini düşünüyorum.

İkinci fıkraya geldiğimiz zaman, teklifin 1'inci maddesinin ikinci fıkrasında, devlet memuru olan hukuk fakültesi mezunlarının stajı düzenleniyor. Bu getirilen fıkra, belki bir yıllık ücretsiz izin alıp staj yapmak isteyenlere staj süresi yetmezse bir on günlük, on beş günlük sürelerle ilgili olarak stajı yanan devlet memurları için işe yarar bir fıkra ama daha önceki uygulamaya şimdiki uygulama bir yenilik getirmiyor. Aynı zamanda, özel sektörde çalışan hukuk fakültesi mezunlarına biz "Sen staj yap, paranı almaya devam et." diyoruz belki de naylon stajlara, "belki de" değil, naylon stajlara yol açacakken; devlet memuru olan hukuk fakültesi mezunlarına "Kardeşim, sen ya devlet memuru ol, maaşını al -ki bu doğrudur- ya da avukatlık stajı yapmak için bir yıl ücretsiz izin al." diyoruz. Çoğunun çoluğu çocuğu var, buna da bir çözüm bulunması gerekiyor. Bu konuda önergemiz var, bu önerge değerlendirilebilir, daha da ileri götürülebilir. Dün teklifin geneli üzerinde konuşurken de bahsetmiştim, devlet memuru hukuk fakültesi mezunları maaşlarıyla veya maaşlarının belli bir miktarıyla -mesela yarısıyla- cumhuriyet başsavcılıkları veya adli yargı komisyonu başkanlıkları emrine altı ay geçici görevle gönderilerek altı aylık stajını burada, diğer altı ayı da kamu avukatları yanında, bakanlıklar tarafından belirlenecek kamu avukatları yanında yapabilirler. Eğer bir çözüm isteniyorsa böyle bir çözüm bulunabilir ama ben, bu maddenin, avukatlık stajına, kamu avukatları için, daha doğrusu kamu avukatı olmak isteyen devlet memurları için herhangi bir yenilik getirmediğini fakat birinci fıkrasının ise avukatlıkta, avukatlık stajı için naylon stajların önünü açacağını ve bunun da avukatlık mesleğine büyük zarar vereceğini düşünüyorum. Teklif sahipleri de avukat, özellikle Sayın Cahit Özkan; bu konuda tekrar düşünmeye ve bu maddeyi düzeltmeye davet ediyorum.

Teşekkür ederim.