KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri ve bu salonda bize hizmet eden değerli emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, AK PARTİ'li, MHP'li arkadaşlara soruyorum: Hani "İşçi, memur, emekli yok." dedim ama Nilgün Hanım'ın sunumunda herhangi bir şey duymadım; işçiyle ilgili, memurla ilgili, emekliyle ilgili, dar gelirliyle ilgili, Kredi Yurtlar Kurumuna borçlu gençlerle ilgili, ay sonunu getiremeyen, aç açıkta olan yurttaşlarımızla ilgili torbada herhangi bir madde duymadım. Ben kaçırdıysam Nilgün Hanım düzeltsin. Ya, vallahi tamamen şirketlerin, patronların, sermayenin, çıkarları, talepleri doğrultusunda düzenlenmiş bir torba yasayla karşı karşıyayız. Bunlar yapılmasın demiyoruz, bunların hani içinde itiraz ettiğimiz maddeler var, TMSF'yle ilgili bazı düzenlemeler olabilir ama arkadaşlar; sokakta, pazarda, çarşıda yangın var Sayın Başkan. Ya, bilmiyorum AK PARTİ'li arkadaşlar tebdili kıyafetle çıkıyorlardı, herhâlde çıkamıyorlar artık tebdili kıyafetle, farkında değiller durumun yani çarşıda, pazarda, sokakta olan yangının farkında değiller.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Başkanım, hani "kaşınma" diye bir şey var, biz çok kullanırız "kaşınma". Şimdi laf attığımızda siz bizi uyaracaksınız. Resmen kaşınıyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sen kaşınıyorsun Uğur. O nasıl bir tabir ya?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ya gidin madem ne demek "tebdili kıyafetle" şunla bunla...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşınız söyledi, arkadaşınız söyledi, sizin arkadaşınız söyledi.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Garo Bey!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sizin partili milletvekiliniz söyledi, "Tebdili kıyafet çıkıyoruz." dedi. Demedi mi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Paylan, Plan ve Bütçe Komisyonundan birisi öyle bir şey söyledi mi?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - AK PARTİ'li dedim ben, AK PARTİ'li dedim ben.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tebdili kıyafetle gezmek de ayıp bir şey değil zaten.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Öyle devam edin tebdili kıyafet.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Buradaki konuştuğumuz arkadaşlar bir cevap versin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz de mi tebdili kıyafet geziyorsunuz?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne söyledik biz size? Ben de gidebilirim tebdili kıyafet, ne var bunda?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, AK PARTİ'liler sürekli diğer vekiller gibi toplumun içinde, öyle bir problem söz konusu değil.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Daha fazla Başkanım, daha fazla.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Tebdili kıyafet" dediğiniz hadise bazen siyasetçi kimliğinizi ortaya koymadan toplumla daha objektif diyalog kurmak için yapabileceğimiz bir şey, herkes yapabilir.

CAVİT ARI (Antalya) - Şalvar ile çarık giyip de gezecek hâli yok ya Başkanım. Siyasetçi kimliğini saklayarak gezmemeli.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu çekinme hususu değil.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Valla biz yapmıyoruz Sayın Başkan, biz yapmıyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sade bir...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Biz yapmıyoruz tebdili kıyafet, ben hiç yapmadım. Vatandaşla...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Başkan, Bülent Bey de konuştu, en ufak bir şeyimiz olmadı. Niye? Çünkü teklif üzerine konuştu. Başlarken direkt bize saldırarak başladı.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi teklifi çalışmamış anlaşılan. Erol Bey geldi demin Komisyona.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, benim nasıl konuşacağıma...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Erol Bey daha herhâlde çalıştı bu konuya, Erol Bey konuşsaydı eğer teklife çalışmadıysalar...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, teklife odaklanırsanız memnun olurum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tabii canım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamamen teklife odaklı konuşuyorum Sayın Başkan.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teklife çalışmamışsın, hamaset yapıyorsun şu an.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Durum yakıcı, bunun farkında olmadığınızı söylüyorum. Farkında olsanız böyle bir torba getirmezsiniz. Durumun yakıcılığının farkında olan bir torba getirirsiniz. Nilgün Hanım, Uğur Bey'e işaret etti, Uğur Bey kur garantili mevduat maddesini çalışmış herhâlde, bunun uzamasını...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hepsini beraber çalıştık.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yoksullardan alıp zenginlere daha fazla para aktarılması için bu sürelerin uzatılmasını önermişsiniz. Ben sizin vicdan...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yoksulların yanında olan, yoksullara destek veren...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben sizi vicdanlı...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - ...bugüne kadar...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkan böyle...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Uğur Bey'e soruyorum." dedi, "Cumhur İttifakı'na soruyorum." dedi; cevap veriyorum. Öyle söylediniz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sonra sırası gelince cevap verelim lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sen düğmeye bas, sırası gelirse verirsin, düğmeye bas.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Soruları alalım, size söz vereceğim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Düğmeye basın, siz de cevap verirsiniz Sayın Uğur Aydemir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben sizi vicdanlı bir milletvekili bilirdim ama vallahi siz de vicdanınızı herhâlde askıya aldınız bu maddelerle, kur garantili mevduatla.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bizim vicdan da sıkıntımız yok, aynen vicdanımız devam ediyor da sizin söylemlerinizde değişiklik var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şu anda durum yakıcı arkadaşlar. Bu yakıcı durumu değiştirmemiz gerekirken maalesef kur garantili mevduat yani dolar garantili faiz uygulamasının uzatılmasını, genişlemesini öneriyorsunuz bu ramazan gününde, bu pesah gününde, bu paskalya gününde arkadaşlar.

Ya, arkadaşlar şimdi bakın, bir uygulamaya başlarsınız, bu uygulamanın sonuçlarını görürsünüz, bu uygulamaya göre "Ya, bu olumlu sonuçlar vermiştir." dersiniz, buna devam edersiniz. Ama bakın, az önce Bülent Vekilim açıkladı, şimdiye kadar, şu ana kadar kamuya 100 milyar TL'nin üzerinde maliyet çıkarmış bir uygulamadan bahsediyoruz. Bakın, hazine olarak bakmayın yalnızca, Merkez Bankası da taahhüte girdi. 750 milyar TL'den bahsediyoruz, 750 milyar TL benim hesabıma göre ortalama yüzde 10... Bakın, ortalama olarak 13 lira 10 kuruş gibi maliyeti var bu sisteme giren 750 milyar TL'nin; şu anda dolar 14,65 civarında, yüzde 12-13-14 bir maliyeti var. 750 milyar TL karşılığı 100 milyar TL zengine para aktaracaksınız dolar garantili faizle, yeter mi? Yetmez. Uğur Bey ne diyor? "Efendim, bunlar kambiyo geliri elde edecekler." diyor "Bu kambiyo gelirinden de fahiş kambiyo gelirleri elde edecekler."

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - "400 milyar." diyordu, sen düşürdün ya.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, şu ana kadar olan diyorum, şu ana kadar olanla Mustafa Bey.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Başkanım, maddeyle alakası yok, maddeyi okumadığı belli. Kambiyo kârıyla alakalı vergimiz falan yok. Müdahale etmek zorundayım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Niye müdahale etmek zorundasın?

Sayın Başkan, siz müdahale eder misiniz?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Maddeye çalışsaydı kambiyo kârına vergi kıstası getirmediğimizi çok net görürdü.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, siz de söz isteyin, size söz vereyim, açıklayın bunu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uğur Bey, vergi istisnası getiriyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Geneli üzerinde söz talebinde bulunun, açıklayın bunları, teknik olarak açıklayın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Paylan gibi sataşmıyorum, yardımcı olmaya çalışıyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hayır, sataşıyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kambiyo kârı üzerinden vergi yok Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uğur Aydemir, niye müdahale ediyorsun ki?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yanlış yerde geziyorsun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, Mustafa Bey; şu ana kadar olan maliyet yani ben bugün itibarıyla olan maliyetini söylüyorum. Bülent Bey yıl sonuna kadar olabilecek muhtemel maliyetten bahsetti ki o da bir tahmindir yani dolar 18 lira olursa maliyet 200 milyar çıkacak, 22 lira olursa 300 milyar TL'ye çıkacak, 28 lira olursa 400 milyar TL'ye çıkacak. Ya, ucu sınırı yok yani hazinemizi çökertebilecek bir sistemle karşı karşıyayız.

Ya "yerlilik, millîlik" iddiası önemli bir iddiadır, biz de destekliyoruz yerli, millî olmasını bir sistemin. Ama kendi paramızı bir kenara koymuşuz, liralaşmadan bahsediyorsunuz ya bütün sistemi dolarize ettiniz be! Herkes dolar bazında düşünüyor. Maaşını alan aynı 1990'lardaki gibi döviz bürosuna koşuyor, efendim altın almaya koşuyor, niye? Parasının değeri kaybediyor arkadaşlar. Ya, bu sistemden bir avuç yurttaşımız kazanıyor. Kim onlar? Zenginler. Kim kaybediyor? 85 milyon yurttaşımız kaybediyor. Ya, şimdi sonuçlarını gördünüz arkadaşlar, bu sistemde yoksul daha yoksul oluyor, zengin daha iyi zengin oluyor. Vicdanlı bir milletin vekilleri ne yapar arkadaşlar? Ya, der ki: "Arkadaş, bu, zenginleri daha zengin yapıyor, yoksulları yoksul yapıyor." Bu sistemden vazgeçer değil mi? Ama siz ne yapıyorsunuz? Saraydan gelen fermana eyvallah ediyorsunuz, diyorsunuz ki: "Devam." Dolar garantili faize "Devam." diyorsunuz. Bu, kabul edilemez arkadaşlar.

Bak bu sistemin sonucunda ne patladı? Yurttaşların alım gücü mü patladı? Hayır, banka kârları patladı. Geçtiğimiz yıla göre banka kârları ortalama yüzde 400 arttı ya; yüzde 400. Hani faize karşıydınız? 14'le parayı satıyorsunuz bankaya, banka ortalama yüzde 25'le satıyor; garantili üstelik ya, hiçbir riski de yok.

Başka ne patladı? Şirket kârları patladı. Borsa İstanbul yükseliyor, niye yükseliyor arkadaşlar? Çünkü şirketler kârlarına kâr katıyorlar, emeği sömürüyorlar, doğayı sömürüyorlar. Emekçiyi üç kuruşa çalıştırıyor, Ahmet'i, Mehmet'i, Agop'u üç kuruşa çalıştırıyor, 250 euroya çalıştırıyor; 3 bin, 4 bin euro geliri olan Hans'a, George'a mal üretiyor. Aynı emekçilerimiz turizm bölgelerinde kendileri tatil yapamayacaklar, burada bulunan hiç kimse doğru düzgün tatil yapamayacak. Gecesi 2 bin liranın altında oda yok ya. Kim yatabilecek gecesi 2 bin liraya odaya? Hans, George yatacak; Ahmet, Mehmet, Ayşe gidemeyecek o otellere ancak ne yapacak? Irgatlık yapacak orada.

Arkadaşlar, halkımızın alım gücünü bitiren bir uygulamayla karşı karşıyayız, bitiriyor; orta kesimi çökerten bir uygulamayla karşı karşıyayız, hâlâ bu uygulamaya "Devam." diyorsunuz. Ya, bakın, dün bir arkadaşımın iş yerine gittim -siz de iş insanısınız Nilgün Hanım- malzeme depolarını ful doldurmuş, ağzına kadar malzeme deposunu doldurmuş; niye biliyor musunuz? "Bankaya gidiyorum, yüzde 20'yle bana kredi veriyor -milyonlarca lira, gel istediğin kadar kredi- yüzde 20'yle krediyi alıyorum, malzemeyi koyuyorum depoma üç ayda yüzde 100 kazanıyorum." dedi. Arkadaşlar, bu, bir servet transferidir ya, bir servet transferidir! Siz enflasyonun altında faiz verebilirsiniz ama verdiğiniz faiz yatırım faizi mi? Değil. Ticari faizler, krediler patlamış durumda ama yatırım kredileri değil. Ticari krediyi niye alıyor işverenler? Ya, sunta yüzde 100 zamlanıyor, demir yüzde 100 zamlanıyor, bakır yüzde 150 zamlanıyor, kereste yüzde 200 zamlanıyor. Bütün girdiler yüzde 100, yüzde 200 artıyor, siz o şirketlere yüzde 20'yle kredi verirseniz ne yapmış olursunuz Uğur Bey? Servet transferi yapmış olursunuz. Şu anda bir servet transferi yapılıyor yoksuldan zengine doğru, yoksuldan bankalara doğru, yoksuldan şirketlere doğru; fakir, garip gurebadan bir avuç para ağasına para aktarılıyor. Ben onları da suçlamıyorum ki, buna siz yol açıyorsunuz ya, siz yol açıyorsunuz! Olacak şey mi? Bir milletin Meclisinin görevi bu soyguna, bu çarpık düzene son vermektir ama Uğur Bey "Devam edelim, bu iyi bir uygulama." diyor. Ben söyleyeyim size: Şu anda zenginlerin lokantalarında yer yok, niye? Ya, zenginler servetine servet katıyor. Garibanların pazarına gidin arkadaşlar, gidin pazarına ya, 1 kilo hıyar alamıyor gariban ya, 1 kilo hıyar alamıyor, 1 kilo domates alamıyor. Çeyrek karnabahar satılıyor, çeyrek lahana satılıyor bu ülkede ya, farkında mısınız? Ekmek kuyruklarının, pide kuyruklarının, et kuyruklarının, yağ kuyruklarının farkında mısınız? Ne yapmamız lazım? Şimdiye kadar 100 milyar TL olan maliyeti...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bitti mi sürem Sayın Başkan?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlarsanız...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uğur Bey, on dakika sataştı onu hesaba katarsınız herhâlde.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne kadar adaletli olduğun belli Sayın Paylan, ne kadar vicdanlı olduğun belli(!)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın arkadaşlar, bu, servet transferi boyutu; diğer boyutunu söyleyeyim: Ya, bir sisteme girdiniz, Tayyip Bey ne dedi? "Faiz sebep, enflasyon sonuç." dedi, değil mi? Israrcıydı bu konuda. Cemal abi söylüyordu "Ya, kardeşim buna girecek ama sonuçlarını göreceğiz." dedi, öyle değil mi? Bunu açıkladı. Sonuçlarını görmediniz mi arkadaşlar ya? Yüzde 19'dan yüzde 14'e düşürdünüz, dört ay önce enflasyon yüzde 19'du, şimdi resmî olarak yüzde 61, ENAG'ın rakamlarına, çarşının enflasyona göre yüzde 141 enflasyon var. Demek ki aklı olan -Allah akıl fikir vermiş- bir insan "Ya, faiz sebep, enflasyon sonuç değilmiş." deyip bu düzenden vazgeçmez mi? Vazgeçer değil mi? "Ya, yanlış yapmışız." özür dilersiniz milletten, vazgeçersiniz.

Dün Merkez Bankası faiz kararını açıkladı arkadaşlar. Bence bir zavallılıkla karşı karşıyayız. Bakın, Merkez Bankasının Başkanı ve Para Politikası Kurulu üyeleri niye maaş alıyor? 2 görevi var: Enflasyonu kontrol altına almak; enflasyon uçmuş, gitmiş, adamların umurunda değil. İkinci görevi, Türk lirasının değerini korumak; Türk lirası pul olmuş, umurlarında değil. Para alıyorlar, maaş alıyorlar, afiyetle yiyorlar; haram zıkkım olsun onlara! Ya, sizin göreviniz fiyat istikrarını sağlamak, paranın değerini korumak. Siz görevinizi yapın -enflasyonu kontrol altına almak için ne gerekiyorsa-Tayyip Bey sizi kovsun, gidin, onurunuzla limon satın pazarda, onurunuzla satın ama yargılanacaksınız; görevinizi yapmadığınız için, görevinizi ihmal ettiğiniz için yargılanacaksınız. Bakın, bundan hiçbir şüphe olmasın. Buradan söylüyorum Merkez Bankası yetkililerine, buradalar mı bilmiyorum.

Değerli arkadaşlar, halk sefalet içinde.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sen kişilerin maaşlarına "Haram zıkkım olsun." diyemezsin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Haram zıkkım olsun diyorum, haram zıkkım olsun, görevini yapmayan herkese haram zıkkım olsun! Görevini yapmayan herkese haram zıkkım olsun! Bakın, tekrar ediyorum. Haram zıkkım olsun diyorum; görevini yapmıyor, görevini yapmayan herkese haram zıkkım olsun!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Milletin maaşına "Haram zıkkım olsun." diyemezsin.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Herkes için geçerli, milletvekilleri için de geçerli.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Elbette, herkes için geçerli. Görevini yapmayan herkes için haram zıkkım olsun diyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Görevini yapmayan, aynen...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, kullandığımız politikaları eleştirebilirsiniz. Bu, elbette hakkınız. Ama burada...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Evet, eleştiriyorum, ben eleştiriyorum Sayın Başkan. Servetin şu anda...

SALİH CORA (Trabzon) - Terörle beraber olanlara da haram zıkkım olsun!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Başkanım, şu var...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye, bir şey söyleyeyim mi? Temiz ve düzgün bir dil kullanmak hepimizin görevi. İç Tüzük'ümüzün...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Görevini yapmayan herkese diyorum, görevini yapana sonsuz saygım var. Görevlerini yapmıyorlar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Burada olmayan, size cevap veremeyecek konumda olan...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, 85 milyon kaybediyor, bakın, 85 milyon kaybediyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, bir saniye, bir açıklama yapayım. Burada olmayan, size cevap veremeyecek konumda olan kişilere dönük çok ağır ifadelerde bulunuyorsunuz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Niye yok Sayın Başkan? KKM kimi ilgilendiriyor?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye, bir saniye... Çok ağır ifadelerde bulunuyorsunuz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Haram zıkkım olsun." demek niye ağır ifade olsun Başkanım?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ağır ifade değil mi "Haram zıkkım olsun." demek?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - "Yargılanacaksınız" dedi bir de.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Haram olsun." demek ne demek ya?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Zıkkım" ne demek, "haram" ne demek yani? Bunlar ağır ifade değilse ağır ifade nedir bilmiyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ayniyle mukabele edeceğiz, ayniyle.

Erol Hocam, ayniyle mukabele edeceğiz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Eleştirebilirsiniz ama eleştirirken kullandığınız dile dikkat etmek durumundasınız. İç Tüzük'ümüz gereği hepimiz dikkat etmek durumundayız. Birisi de kalkıp size bu tür ağır sözler söyleyebilir, bu durumda da hiçbir şey söyleme hakkınız olmaz, kusura bakmayın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Burada İç Tüzük'ümüz var, hepimiz üslubumuza dikkat etmek durumundayız.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, kurumlar görevini yapmıyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kişiselleştirmemek durumundayız. Bakın, politikaları eleştirebilirsiniz, kendi politikalarınızı ortaya koyabilirsiniz, tercihlerinizi ortaya koyabilirsiniz ama siz konuşacaksınız, bu taraftan da arkadaşlarımız bu politikaları savunacaklar.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buna "Haram zıkkım olsun." demek, çok ağır ifadeler kullanmak İç Tüzük'ümüze uygun değil. Sizi İç Tüzük'e uygun bir üslup kullanmaya davet ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, çarşıda pazarda yangın var ve kurum görevini yapmıyorsa, halkımız sefalet çekiyorsa... Bakın, fiyat istikrarı bir kamusal hizmettir aynı sağlık gibi, eğitim gibi. Sağlık Bakanlığı hizmetini yapmazsa Sayın Başkan, iyi sağlık hizmeti alamayız; Eğitim Bakanlığı hizmetini yapmazsa...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kaç dakika oldu?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreyi tekrar açtığım için herhâlde göremedim ben.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, kanun teklifiyle alakalı bir cümle kurmuyor, kendi kafasına göre bir şeyler kurgulamış.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Saldırıyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, niye benim sözümü kesiyorsunuz?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz sayın milletvekiliyle konuşarak anlaşamıyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, siz de söz isteyin geneli üzerinde, siz de bunları söyleyin.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkan, yirmi dakikadır aynı şeyleri dinlemek zorunda değiliz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamam işte orada o anlatıyor, siz de bunları söyleyin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yirmi dakika değil ya, daha on dakika oldu.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Kuşoğlu on iki dakika konuştu, o yirmi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama siz bu müdahalede bulununca daha da uzuyor süreç yani söz isteyin, size de söz vereyim, o zaman görüşlerinizi ifade edin. Kusura bakmayın, böyle karşılıklı bitiremeyiz bu işi.

Siz de toparlarsanız çok memnun olurum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, bakın, Sağlık Bakanlığı görevini yapmazsa yurttaşlarımız iyi sağlık hizmeti alamaz. Bunu eleştiririz Sağlık Bakanlığının, değil mi? Eğitim Bakanlığı hizmet vermezse yurttaşlarımız iyi eğitim alamaz. Aynı şekilde, Merkez Bankası...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Tüm sağlık çalışanlarına...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam, buyurun, siz konuşun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Peki, bundan bütün sağlık çalışanlarına "Zehir zıkkım olsun." diyebilir misiniz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Görevini kim yapmazsa derim tabii ki, görevini yapmazsa derim ama görevini yapanların hepsi başım gözüm üstüne diyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, o kelimeler doğru kelimeler değil, uygun bir üslup değil.

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütün sağlık emekçileri başım gözüm üstüne, herkes görevini yapıyor ama Merkez Bankası da... Bakın, fiyat istikrarı da bir kamusal hizmettir. Niye? Çünkü fiyat istikrarı olduğunda yurttaşlarımız önünü görürler, alım güçlerini kaybetmezler. Merkez Bankasının görevi de fiyat istikrarını sağlamak. Bu anlamda söylüyorum Başkan; görevini yapmıyor Merkez Bankası, bunu söylüyorum, yapmaya davet ediyorum; görevini yapsın, bir kamu kuruluşudur.

Sayın Başkan, bunu geçeyim, iki cümle de şu terör örgütleriyle... Nilgün Hanım getirmiş teklifi ama... Ya, üyeliği, tamam, terör örgütlerine üyeliği ispat edilmiştir mahkeme kararıyla, buna diyeceğim bir şey yok; üyeliktir, mahkeme karar vermiştir ama "iltisak" dediğiniz şey, muğlak bir şeydir; "irtibat" dediğiniz şey, daha da muğlak bir şeydir; "tespit edilenler" diyorsunuz. Şimdi, irtibat nedir, biliyor musunuz? Benim bir arkadaşım -Cumhuriyet davasında- bir pideciyi aramış, pide siparişi vermiş, pideci de FETÖ'cü çıkmış diye hapis yattı ya. Bak "FETÖ'cüyle irtibatı var." diye delil olarak kullanıldı.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Öyle değildir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, var ya, var, böyle oldu; pideciyle irtibatı var yani terör örgütü... Ya, siz böyle bakarsanız arkadaşlar sizden hangisinin çıkmaz, efendim, geçmişte cemaate bağlı birisiyle bir telefon görüşmesi, bir şeyi? "İrtibat" dediğiniz zaman, bakın, bunu böyle geçirirseniz bugün bize, yarın size; altı ay sonra, üç ay sonra buralarda oturacaksınız. Birisi bu yasa teklifini alır "Efendim, senin şu FETÖ'cüyle telefon görüşmen var, şu FETÖ'cüyle fotoğrafın var." Yok mu? Var. "Efendim, bunlar irtibattır, iltisaktır." deyip size bu yasaları uygular. Böyle geçirmeyin bu yasaları, objektif kriterler çerçevesinde geçirin arkadaşlar. "İrtibat" olamaz ya, böyle bir şeyi kabul etmeyin.

Son olarak da şunu söyleyeceğim Başkan: Yerel yönetimlerle ilgili bütçe kesmeye çalışıyorsunuz bu torba maddeyle, Nilgün Hanım yapmaya çalışıyor. Ya, demokrasilerde merkezden yerele doğru kaynak aktarımı yapılır Nilgün Hanım. Niye? Çünkü yerel daha iyi hizmet versin diye ama belediyeler sizden gitti, siz merkezden yerelin kaynaklarını kesmeye çalışıyorsunuz. Bakın, mazota yüzde 250 zam yaptınız, yerel yönetimler şimdi ulaşım hizmetini vermekte zorlanıyorlar. Ne yapmamız lazım? Onlara destek vermememiz lazım merkezî bütçeden, değil mi? Ama siz ne yapıyorsunuz? Yerelin kaynaklarını kesmeye çalışıyorsunuz Uğur Bey. Bu doğru değil.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O yüzden bizim amacımız şöyle olmalı: Yani mesela yerelde şehir içi ulaşımın ücretsiz olmasını sağlayacak bir politikayı esas almamız lazım. Böylece halka yani yoksullara kaynak transferi yapmış oluruz. Bu açıdan böyle düşünelim Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu torba yasanın işçiye, memura, emekliye, çiftçiye vereceği hiçbir şey yoktur. Maalesef, Nilgün Hanım ve Uğur Bey tabii ki bu anlamda zengini daha zengin edecek bir düzenlemeyle bizi karşı karşıya bırakmıştır. Bu anlamda bu torbaya muhalefet edeceğimizi şimdiden ilan ediyorum.

Teşekkür ederim.