GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'yla bireylerin güvence altına alınması 2001 krizinin bir ürünü. Biliyorsunuz, 2001 krizinde bankaların batması sonrası mevduatlara bir güvence verildi belli bir limitle. O zaman ticari kuruluşlar bunun dışında bırakılmıştı, mantığı da çok açık yani bireyleri korumak. Sonuç olarak, şirketler risk alırlar, hayatta da risk alırlar, ticarette de risk alırlar, Bankada da risk alabilirler çünkü şirketler para kazanır, para kaybeder, bunu ikame edebilir ama şahıslar bunu ikame edemeyebilir. Siz, burada, yani diyelim ki kefen parası diye bakılan emeklilerimizin paraları vardır, bununla yani gelir sahibi olmayan bireyler -ekstra para kazanma olasılığı olmayan bireyler- ile şirketleri, tüzel kişilikleri eşitlemiş oluyorsunuz. Buradaki adaleti nereden buldunuz Nilgün Hanım? Yani 200 bin lirayı her ikisine de güvence veriyorsunuz. Yani, şirketler para kazanır, para kaybeder; mümkündür. Kaybetse bile biliyorsunuz, düşeriz, kalkarız hep ticaretin içinde bulunduk. Hani, bazı yıl çok zarar edersiniz, öbür yıl para kazanırsınız; bu böyledir ama 200 bin lirayı şirketlere de güvence verip kefen parası dediğimiz kişilerin parasına da aynı güvenceyi vermekteki adaleti nerede buldunuz? Yani, burada bir adalet var mı? Yani, bunun mantığını ben anlamak istiyorum sizden ve tabii ki TMSF Genel Müdürümüzden.

İkincisi, şimdi ne dediniz "1,3 milyar TL bankalar TMSF'ye para aktaracaklar." Şimdi, biliyorsunuz, sigortacılıkta muhtemel prim ve risk orantısı yapılır. Şimdi, TMSF ne kadarlık bir risk alıyor? Ya, bu 200 bin TL'yle çarptığımızda -Allah korusun, bankalarımız zora girdiğinde- ne kadarlık bir risk alınıyor? Biliyorsunuz, sigortacılıkta risk-prim ilişkisi vardır. Allah korusun, yarın öbür gün finansal bir krizde x banka battığında TMSF ne kadarlık bir yüke girecek, dolaylı olarak tabii hazinemiz ne kadar büyük bir yüke girecek; ben bunu bilmek istiyorum. Bununla ilgili stres testleri ne boyuttadır? BDDK burada mı bilmiyorum...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Başkan Yardımcısı var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani onları da bir dinlesek. Bu anlamda kamu olarak nasıl bir risk alıyoruz, ne kadarlık bir prim karşılığında alıyoruz? Bunu bilmek istiyorum. Dediğim gibi diğer sorumu da uzatmayayım, bireyler ile ticari kuruluşları aynı rakamla eşitlemekteki adaleti ve mantığı duymak istiyorum.

Teşekkür ederim.