KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, Nilgün Hanım, neler yapılacağını anlattınız da neden yapıldığını anlatmadınız.

TMSF şimdiye kadar bu el konulan teröre bulaşmış kişilere ait şirketler konusunda bir anlamda yöneticilik yapıyordu yani onları mahkeme kararı kesinleşinceye kadar makul bir şekilde yürütmeye çalışıyordu. Şimdi, bundan sonra, şimdiye kadar mahkeme kararı kesinleşinceye kadar şirketlerin sürdürülebilirliğini sağlamaya çalışan TMSF birdenbire bu düzenlemeyle çalışan şirketleri, kârlı şirketleri "Satacağım." demeye başladı, daha mahkeme sonuçlanmadan yani birdenbire bir politika değişikliği söz konusu. Bu neden; bunu açıklamanız lazım. Sebebi nedir? Mevcut mevzuatla TMSF'nin şirket satışının şartları şuydu: Şirketin mali durumunun sürdürülemez olması gerekiyordu şirketin satılabilmesi, elden çıkarılabilmesi için. Sürdürülemez olmasını da bir mali müşavir raporuyla tespit edeceksiniz ya da Fon Kurulu bir rapor yazarak tespit edecek; ya mali müşavir ya da fon kurulu. Fon kurulu kararı da -dün çalıştım- 5411'in 134'üne kıyasen uygulanarak şirketler hakkında ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulması da aranacaktı. Bu iktisadi ve ticari bütünlük de şirketlere bir nevi koruma sağlıyordu yani bunların birlikte bir bütünlük arz etmesini, devamlılığının olmasını, sürdürülebilir olmasını sağlıyordu; mahkeme kararı olmamış daha dikkatinizi çekerim, mahkeme kararı kesinleşmemiş. Onun için, bir bütünlük hâlinde devam etmeleri gerekiyor iktisadi ve ticari bütünlüğün. Bu da bir koruma sağlıyordu, onu da bozuyorsunuz şimdi. Ticari ve iktisadi bütünlük kararından itibaren iki yıl içerisinde ya şirketin mali durumunun düzeltilmesi -iktisadi ve ticari bütünlük kararından sonra- veya iktisadi ve ticari bütünlük kapsamından çıkarılması ya da TMSF eliyle ihale edilerek elden çıkarılması gerekiyordu, mevzuat böyleydi. Şimdi, siz bunu değiştiriyorsunuz, sürdürülebilir şirketi de elden çıkarıyorsunuz daha mahkeme kararı olmadan. Neden bunu yapıyorsunuz? Bu da yapılabilir, bakın, bu da yapılabilir ama ben sabahleyin söyledim, Sürat Kargo örneğinde olduğu gibi sürdürülebilir, kârlı bir şirketi elden çıkardı TMSF. 2020'si kârlı, 2021'i kârlı; 2021 yılında 2019 rakamlarını yani zararlı dönemin rakamını alarak, müşavire tespit yaptırarak o dönemin rakamlarıyla muhammen bedeli 325 milyon tespit etti, 335 milyona da sattı. İhale sırasında da bilgi odası başta olmak üzere birçok sıkıntı var ayrıca. Ve o 325 milyon lira da gördüğüm kadarıyla taksit taksit alınıyor hâlâ, peşin yatırılan bir meblağ da yok, taksit taksit alınıyor. Neden bunlar yapılır? Yani bunları iyi niyetli yorumlamak mümkün müdür bu şartlar altında Nilgün Hanım? Siz yorumlayabilir misiniz? Bilmiyorum. Ben sizi tanıyorum siz de yorumlamazsınız, biliyorum. Ama bunun bu şekilde yapılmasını hakikaten anlamak mümkün değil. Birdenbire TMSF'nin tümüyle rotasını değiştirmesini, bünyesindeki bu şirketler konusundaki tavrını değiştirmesini, politikasını değiştirmesini anlamak mümkün değil.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, bu teklifinizle, bu düzenlemeyle şirketlerin mali durumunun "sürdürülemez olma" şartı kaldırılıyor ve yargı süreci devam ederken mali olarak güçlü pek çok şirketin satışının önü açılıyor. Bakın, daha yargı süreci devam ederken...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yargı süreci devam ediyor, TMSF birilerine ait şirketleri satabilecek. Kârlı olanları, geleceği olanları Sürat Kargo gibi satabilecek demektir yani yasal olarak Sürat Kargoda yasa dışı yapılan iş bundan sonra yasal yapılacak, buna cevaz veriyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir şey söyleyeyim. Bunun amacını anlamak lazım yani kârlı şirketleri neden bu şekilde...

Bir de sormak istiyorum. Sayın Başkan, size sorayım onu, Nilgün Hanım'ın bilmesi mümkün değil. Şimdiye kadar TMSF kaç şirketi kâra geçirdi? Şu anda kaç şirket zararlı? Şimdiye kadar ne kadar reklam ve tanıtım harcaması yaptınız? Kime yaptırdınız bu harcamaları, kime yapıldı, kimlere sponsorluk verildi? Bağışlar ne kadar? Özellikle bu şirketlerle ilgili tedarikçiler kimler? Bunlarla ilgili iş yapan, ihale alan firmalar nelerdir, kimlerdir? TMSF olarak şimdiye kadar, kayyum olarak size devredildiğinden beri yaptığınız ihale toplamı ne kadardır? Demin 5 dava dedik ama devam eden uluslararası 5 dava mı vardır bu bünyede? Hepsi bu kapsamda mıdır? Bir de onları tekrar sorayım.

Şimdi, mülkiyeti size ait olmayan, emanet olarak size verilen, yönetimini devam ettirin diye yapılmış emanet şirketleri nasıl satacaksınız? Hiçbir şekilde size ait değil. Bu hukuki midir, bunlar doğru işler midir? Bunları soruyorum.

Tekrar teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.