KOMİSYON KONUŞMASI

TAMER DAĞLI (Adana) - Teşekkür ederim Başkanım.

Ben de öncelikle toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sayın Genel Müdüre ve PTT yönetimine, çalışanlarına başarılar diliyorum ki Sayın Genel Müdürle beraber de PTT çalışanlarının özellikle iş şevki konusundaki ve sahadaki çalışmaları konusundaki özverilerini takip eden birisi olarak da tebrik ediyorum. Çalışanların mutluluğunu görüyoruz. Sayın Genel Müdüre de şunu net söylüyorum: Tabii ki Sayın Komisyon üyelerimizin Sayıştay raporlarından çıkarmış olduğu eksiklikler veya geçmişte yapılmış birtakım hatalar ortada. Bu hatalara siz de meydan verirseniz kul hakkı yemiş olursunuz. Dolayısıyla bundan ders çıkarıp bundan sonraki süreçte bu tür eksiklikleri, bu tür yanlışları, işte ihale yönetmeliğine aykırı bir durum varsa veyahut da kamunun araçlarının doğru kullanılmadığı yönünde bir husus varsa bunlarla ilgili gerekli tedbirleri alacaksınızdır, almazsanız da zaten Sayıştay bunu tespit edecektir hem de kendi teftiş kurulunuz bunu tespit edecektir. Bizler de tabii ki o zaman "Ya, yanlış yapmışsınız kardeşim, gereği yapılsın." diyeceğiz ve bağımsız mahkemelere de saygı duyacağız. Yani bunun kararını verecek, ki 2 milyon dolar meselesinin de zaten -bildiğim kadarıyla- soruşturması devam ediyor. Mutlaka Türk adaletine güveneceğiz, bağımsız mahkemelerimizde bunun hesabı sorulacak ve suçlular da tespit edilip cezalandırılacaktır. Burada şu anki yönetimle alakalı bir durum da olmadığı kanaatindeyim. Hiçbir arkadaşımız da "Ya, bunun üstü örtülsün." diyecek durumda değildir asla. Dolayısıyla biz, eğer bir yanlış varsa "Kardeşim, bu yanlıştır." demekten çekinmeyiz, hiçbir Komisyon arkadaşımızın da herhangi bir şeyin üstünü örtmek gibi bir derdi olamaz. Zaten soruşturma devam ediyor, soruşturma sonucunu zaten Sayıştayımız takip edecektir, diğer idari kurumlar da -Devlet Denetlemeydi, diğerleri de- takip edecektir, bizler de göreceğiz. Gerçekten hata yapan varsa cezasını çeksin. Yok, bu dünyada cezasını çekemezse de zaten öte dünyada kul hakkı yemekten hesabını verecektir. Onun için biz bu konuda kalben rahatız.

Diğer konuya gelince biz özür dilemesini de biliriz ama orada bir arkadaşımız dedi ki "Ya, kamera çekimi var." Ben de sadece kendi hukukumu değil bütün milletvekillerinin hukukunu koruma adına "Kardeş videoya çekme, bir de onu sil." dedim. "Silmem." dedi. "Sil." dedim, "Silmem." dedi. O arada "Ya, kardeşim, çıkma dışarı, sil." Dedim; söylediğim bu.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ve önünü kestin.

TAMER DAĞLI (Adana) - Önünde durdum, kimseye vurmadım. Bak, Deniz Bey, burada kul hakkı yiyorsun, kusura bakma.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayır ama arkadaş tek kişiydi, siz 5 kişiydiniz ya.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, lütfen dinleyin ama.

TAMER DAĞLI (Adana) - Hayır, arkadaş orada ve 4-5 kişi de yoktu; yakışmadı sana, onu söyleyeyim, ayıp oluyor.

Şimdi, benim arkadaşı göndermediğimi görünce dışarıdan Lütfi Bey geldi "Ya, kardeşim, sil." dedi, ona da "Silmem." deyince Lütfi Bey "O zaman kamerayı ver." diye almak istedi. Ondan sonra Kemal ağabey ile sen de geldin, kamerayı vermeme adına 4'ünüz bir mücadeleye girdiniz. O hâlde arkadaşın eline bir şeyler olmuş, onu bile "Geldi Tamer Bey vurdu, elini yaraladı." diyorsun. Ayıp ya! Sana yakışıyor mu bu? Ya, koskoca milletvekili bunu söyleyerek ne kazanıyor?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben "Göğsünden ittin." dedim, arkasından ittin.

TAMER DAĞLI (Adana) - Ya, ne? "Elini yaraladın." dedin az önce, herkes şahit buna. Ayıp!

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet ittin. İttin mi itmedin mi?

TAMER DAĞLI (Adana) - Ben "Ver." dedim. "Çıkamazsın, ver." dedim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Fiziki temasta bulundun mu bulunmadın mı?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, lütfen...

TAMER DAĞLI (Adana) - Neyse... Ben kardeşimize fiziken bir rahatsızlık verdiysem özür dilerim. Tamam mı? Fiziken bir rahatsızlık verdiysem özür dilerim ama durumu farklı yöne çekmen çok ahlaki değil tamam mı kardeşim; ayıp.

Ha, onun dışında Aykut Bey'e gelelim. Aykut Bey, varsa suçumuz yargılanırız kıymetli vekilim ama sen yargılayamazsın, Türkiye'deki bağımsız mahkemeler yargılar. Bizim itirazımız buna. Sen diyorsun ki "Yargılayacağız, asacağız, keseceğiz." Ya, kardeşim sen... Ben de o zaman şunu derim: Sen kimsin, kimsin? Yine diyorum, yargılayacaksan sen kimsin kardeşim?

ATİLA SERTEL (İzmir) - Belki Adalet Bakanı olacak, nereden biliyorsunuz.

TAMER DAĞLI (Adana) - Aaa, onu bilemem.

NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Yine mahkemeler var ama. Bakan da olsa mahkemeler var.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - O zaman Adalet Bakanı olarak...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sizde olduğu gibi.

NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Siz daha iyisini yaparsınız.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bak, itiraf ediyorsunuz yalnız Sayın Sertel, itiraf ediyorsunuz.

TAMER DAĞLI (Adana) - Ben tekrardan PTT'nin değerli yöneticilerine başarılar diliyorum.

Teşekkür ediyorum.