YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Öncelikle, bulgu üzerinde, bulgunun da ana çerçevesinde kurumun öz gelirlerinin arttırılmasına yönelik bir öneri var. Burada, cevapta şu dikkatimi çekti özellikle: "Gelir modelleri çoğunlukla abonelik ücreti ve reklam gösterimi üzerine inşa edilmektedir." Fakat TRT'nin gelirleri kısmına baktığımızda, son 2021 yılında 1 milyar 396 milyon 3 bin lira kâr etmiş ama gelir dağılımlarına baktığımızda, biliyorsunuz, geçen yıl aralık ayında artık iptal edilen TRT'de elektrik payını düştüğümüzde neredeyse kâr kalmıyor, 2020 yılı için 1 milyon 205 bin 785 lira. Bir yandan da bandrol gelirlerinden bahsetmek istiyorum. Bandrol gelirleri de 2 milyar 619 milyon 528 bin lira olunca, şimdi, bu iki rakamı çıktığımızda, iki kalemi çıktığımızda, TRT kâr değil zarar ediyor gözüküyor. Fakat cevapta baktığımızda ise ne bandrol gelirinden ne elektrik payından hiç bahsedilmemiş. Dolayısıyla böyle bir çelişki söz konusu.

Bunun dışında, biraz önce sunum yaparken Sayın Başkanın hayretle izlediğim sunumun ikinci sayfasındaki konuşmalarını tekrar etmek istiyorum özellikle. "TRT ailesi olarak her alanda hem ülkemiz hem de dünya genelinde insanlar için faydalı işler ortaya koymaya, yok sayılanların sesi olmaya, yaşadığımız çevrenin tüm katmanlarının özünü ve öznesini öne çıkarmaya, haksız yere sesi kısılmaya çalışılanların da haklı olduğunu göstermeye çalışıyoruz." Belirli bir zümreyi değil, halkı esas alan, halkın kendisine ayna olabilen, halkın kültürel değerlerine ve kimliğine sahip çıkan, özentiyi değil, özgün bir yayıncılık anlayışını hayata geçirdiğinizi iddia ediyorsunuz. Daha çok var ama ben bu kadarıyla yetineceğim. Ama günümüz itibarıyla, kamu yayıncılığında yer alan "kamu" kelimesini iktidar, hatta Cumhurbaşkanı olarak algılayan TRT'nin kamuyla ilgili hiçbir bağı kalmamıştır. Çünkü bahsettiğiniz çerçevede gerçekten kamu yayıncılığı yapacaksa, biraz önce bahsettiğiniz gibi bütün herkesin sesi olacaksanız, neden muhalefetin, aynı zamanda muhalefeti temsil eden vatandaşların da sesi olma açısından yayıncılığınızı devam ettirmiyorsunuz? Yönetim Kurulu üyelerinize bakıyoruz, aynı zamanda kamu görevlisi sayılırsınız ama baktığım kadarıyla Yönetim Kurulu üyelerinizin içinde, özellikle -yandaşlık ayrı bir konu ama- muhalefete hakarete varan çerçevede, hainliğe varan çerçevede söylemlerde, "tweet"lerde, sosyal medyada, yayınlarda bulunabiliyorsunuz. O zaman da bu söylemleriniz nerede kalıyor, havada mı kalıyor, askıda mı kalıyor? Yoksa bu çerçevede baktığınızda, bu şekildeki cümlelerle birilerine yaranmak adına, özellikle bahsettiğiniz kurumu zedelemek durumunda olmuyor musunuz?

Konu açılmışken Sayıştayın yine bu personel fazlalığıyla ilgili 2018 bulgusundan dolayı... TRT'de geçmiş yıllarda çok personel çıkışı yaşandı; bununla ilgili hatta siz de bu personel çıkışlarını teşvik ettiniz, emekliliği teşvik düzenlemesi yaptınız ama ne olduysa, 2019 yılında tekrar 1.565 personel almaya karar verdiniz ve toplam personel sayınız da 7.810'a yükseldi. Bu manada, yaptığınız yayınların içinde takdir ettiğimiz kısımlar da var, açıkçası TRT Belgesel'i, özellikle TRT Spor Yıldız'ı ben de zevkle izliyorum fakat biraz önceki bahsettiğiniz sunumlardaki yayınların çoğu dış yayın gördüğüm kadarıyla; bu dış yayınları da dışarı çıkarırsak bu 7.810 personel ne iş yapıyor, onu da açıklamak durumunda olduğunuzu düşünüyorum. Yayın olarak belki dışarıdan hizmet satın alabilirsiniz ama dikkatimi bir başka şey daha çekti yani diziyi imkânlarınız yok diye çekemiyor olabilirsiniz, dışarıdan yapabilirsiniz ama muhabir hizmeti için de dışarıdan hizmet satın alımı yaptığınızı, sunuculuk hizmetinde dışarıdan neden hizmet alımı yaptığınızı da açıkçası merak ediyorum.

Ben bu bandrol gelirlerinin de açıkçası TRT'deki "elektrik payı" gibi size verilmesinden ziyade üniversitelere aktarılmasının ve üniversitelerde AR-GE çalışması olarak kullanılmasının çok daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.