NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Burayı Genel Kurula çevirmemek için, bir daha da konuşmamak için bir şey söyleyeceğim, öncelikle onu belirteyim, sonra o konuya geçeceğim.

Zeynep Hanım yanlış anlamış beni sanıyorum. Öyle anlamışsa özür dilerim, onu kastetmedim. Burada birlikte müzakere ederek, birbirimize katkı sunarak bu işi götüreceğiz. Yani ama kastettiğim davranışın tanımı popülizm değilse, o sözümü de geri alırım ben. Popülizmse de birlikte bu işte mücadele edelim, bu toplantıya popülizmi sokmayalım, bir şey yapmaya çalışalım, sonuç alıcı fonksiyonel bir Meclis, bir komisyon oluşturalım diye düşünüyorum. O anlamda söyledim.

İkincisi: "Benim üzerimden siyaset yapanlara fırsat vermeyeceğim." diye siyasetimizin önemli bir aktörü, önemli bir figürü kendini nerede nasıl görüyorsa... Hiç kimse üzerinden siyaset yapmak gibi bir niyetim yok. Daha doğrusu o tanıma girecek, o anlamda bir siyaset yapmak için buraya gelmedim, o tür bir siyasetin içinde değilim. Onu yapanlar vardı; daha önce "hortumcu" diye tabir ettiğimiz, "Kamer" diye de CHP'den milletvekili vardı. Meclisimiz maşallah boşluk bırakmıyor. Yani benzer...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Yaşar, şahsiyetle uğraşma. Burada olmayan kişi hakkında konuşmak doğru değil. Yani komisyonun amacı dışında konuşmak doğru bir şey değil.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Ben dinledim, bak ben dinledim. Dediğin şey yenilir, yutulur bir şey değil. Senin üzerinden siyaset yapacak kimse yok. Senin kendini nerede gördüğü, nasıl gördüğünü filan da bilmiyorum. Herkes burada...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Nezaketin sınırları...

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Nezaket sınırlarını önce kendine söyleyeceksin, "Benim üzerimden siyaset yapan." dedikten sonra da nezaketten bahsetmeyeceksin. Bu kadar net.

Ha, Meclis, herhâlde böyle renkli şeyleri seviyor, bu tür şovmenleri seviyor, her zaman bir tane bulunduruyor. Bunu söylemek zorundayım bir daha söylememek için.

İkincisi...

BAŞKAN - Şimdi, eğer bu şekilde sürdürürsek o zaman biz konuları tartışamayız.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - İkincisi...

Bakın, Sayın Başkanım, burada, kimse üzerinden...

BAŞKAN - Mahmut Bey, bir buyurun, size de söz vereceğim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Özür dilerim, ben muhatap olmak istemiyorum...

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Gidebilir, Mahmut Bey bu Mecliste olmazsa bu Meclis bir şey kaybetmez, bu Komisyon da bir şey kaybetmez. Mahmut Bey hepimizin tanıdığı bir figür.

Bunları baştan konuşalım. Yani içimizde...

ZEYNEP ALTIOK (İzmir) - Ben de Mahmut Bey'e katılmayı tercih ediyorum.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Şimdi, "Benim üzerimden siyaset yapan." diye biri söze başladığı zaman tepki göstermeyen arkadaşların, ona cevaben gösterilen tepkiye tepki göstermelerini ben anlamıyorum.

BAŞKAN - Hanımefendi, çıkacaksanız da uzaklaşmazsanız...

ZEYNEP AKTIOK (İzmir) - On dakika ara vereceksiniz zaten.

BAŞKAN - Tamam öyle yapalım, peki.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Zeynep Hanım'ı da anlamıyorum. Burada...

ZEYNEP ALTIOK (İzmir) - Ben de olmayınca zaten Komisyon bir şey kaybetmez Beyefendi, o yüzden dışarıda olmayı tercih ediyorum.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Şimdi, ikincisi: Bilmediği bir konuda genel hükümler üzerinden kesin yargı cümleleriyle "Bu böyledir." diye Başkana ders veren bir arkadaşın, ondan sonra da "Bana öğretin." demesindeki mantık çelişkisini vurgulamak istiyorum.

BAŞKAN - Efendim, madde açık zaten, bir problem yok orada.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Bunları, işte, açık olan bir maddeye rağmen, burada tecrübeli bir arkadaşımız, yıllardır bu işlerle uğraşıyor.

Amacım şu, tekrar samimi olarak söylüyorum, siyaset miyaset açısından söylemiyorum: Sağlıklı bir şey yapacaksak, bir diyalog içerisinde bir şey yapacaksak bu tür şovmen çıkışlara fırsat vermeden, burayı Genel Kurula çevirmeden bu işi çözmemiz lazım. Ben, kimse üzerinden siyaset yapmam, yapmadım, bunun için burada değilim, herhangi bir şov peşinde filan da değilim. Kimse beni kendisine benzetmesin. Bu anlamda söylüyorum

Herhangi bir arkadaşımızı da Mahmut Bey dışında... Çünkü bu arkadaşımızı hepimiz tanıyoruz, Türkiye tanıyor, ben daha iyi tanıyorum özellikle, yani onu özellikle belirtmek istiyorum.

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Bunu sürdürmeyin lütfen ama. Bu konuşma gerçekten burada gerilime neden oluyor.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Özür dilerim, çok haklısınız...

BAŞKAN - Şahıslar üzerinde durmayalım lütfen.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Özür dilerim, çok haklısınız. Ama ikide bir, böyle, alışılmış o soğuk savaş dönemi diliyle isim anmadan, çaktırmadan çakıp gitmek gibi o ucuz alışkanlıkların da tarafı değilim ben. Bir şey söyleyeceksem adını anarım, söylerim, geçerim.

Teşekkür ederim.