| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4469) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .05.2022 |
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer Komisyon üyelerimiz, çok kıymetli milletvekillerimiz, yürütme organımızın, bürokrasimizin değerli temsilcileri ve basın mensupları; benim açımdan bu kanunun 3'üncü maddesi Afyonkarahisar özelinde önemli; geneli Türkiye açısından çok önemli ama bizim açımızdan, Afyonkarahisar açısından önemli bir 3'üncü madde var.
İlk defa 2007 yılında milletvekili adayı olarak gezmiştik; 2011, 2015'te seçildik. Bizim Kocatepe beldemiz Büyük Taarruz'un, Kurtuluş Savaşı'nın başladığı yerdir, 1.870 rakımlı tepe. O kasabamız tarihi bin yılı bulan bir alan. 1980 yılında Başkomuta Tarihî Millî Parkı ilan edilmiş ve 2000 yılında da Eskişehir Bölge Kurulu tarafından sit alanı ilan edilmiş. 2007 yılında da kadastro çalışmaları yapılmış. Tabii, kanun çıkıp da birinci, ikinci, üçüncü derece sit alanı olarak belirlenen yerlerde zilyetlik nedeniyle mülkiyet hakkı verilemediği için, maalesef, vatandaşların belki beş yüz yıllık, bin yıllık gayrimenkulleri tapuda kendi adlarına tescil olamamış. İnsanlar dava açmışlar, bir kısmı sit alanında kalmadığı gerekçesiyle davayı kazanmış, bir kısmı kazanamamış. Daha sonra kanunun geçici 7'nci maddesinde 2007 yılında verilen bir yıllık süreyle vatandaşlar müracaat etmişler, 3.200 parselin yaklaşık 1.200 parselinin yargı ve idari yolla mülkiyetinin vatandaşa geçmesi sağlanmış. Geri kalan kısımlarında o günden bugüne kadar 2863 sayılı Kanun'dan dolayı bu kasabamızdaki -büyükçe de bir kasabamız- birçok vatandaşımız hep mahkûm olmuş ve sorun devam ediyor. Her gittiğimizde bize söylenen ilk sorun bu konu idi. Biz de 2018 yılında Vali Yardımcımızın başkanlığında, Millî Emlak Müdürümüz, Başkomutan Tarihî Millî Parkı Müdürümüz, efendim, Tarım Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı, Çevre İl Müdürlüğü, tüm yöneticilerden büyük bir komisyon kurduk "Bu sorun nasıl çözülür?" diye. Sorunun ancak bir kanun çalışmasıyla çözülebileceği gündeme getirildi ve uzun süredir de grubumuzla görüşüyorduk. Gruptaki görüşmelerimiz neticesi olarak da tabii Millî Emlak Genel Müdürlüğümüzle, Sayın Çevre Bakanımızla, hep beraber müzakerelerimiz sonucunda bu kanun teklifinin 3'üncü maddesini vermiş olduk. Sizlerden, saygıdeğer Komisyon üyelerimizden, bizim özellikle istirhamımız, beldemizdeki bu büyük beklentinin sonuçlanarak inşallah, hem Komisyonumuzda hem de yüce Meclisimizde kabul edildiğinde, kanunla bu konunun giderilmesi ve devlet-millet arasındaki kırgınlığa sebebiyet veren bu hususun sulhla güzel bir şekilde çözülmesi. Bir yıllık bir ek süre getiriliyor, inşallah müracaat edilir ve bu kanun da çıktıktan sonra bu sorun çözülür diyorum.
Diğer kısımlarda, kanun çalışma süreçlerinde biz de bulunduk. Çevre Kanunu hakikaten önemli. Anayasa'ya aykırılık kısmı da... Ben Anayasa Komisyonu Başkan Vekiliyim, burada da fikrimi beyan etmeyeyim; Genel Kurulda mutlaka bu konular daha detaylı olarak konuşulacaktır inşallah. Baki Bey'in söylediği husus önemli. Yedi yıllık milletvekiliyim, istisnasız her kanuna "Anayasa'ya aykırı, Anayasa'ya aykırı." denmesi, Anayasa'ya aykırılık iddiasının ciddiyetine bazen halel getiriyor. Bu sebeple, her şey Anayasa'ya aykırı değil, somut olarak "Şu bölüm Anayasa'ya aykırıdır." diyebiliriz ama geneline sürekli "Aykırıdır, aykırıdır." dedik mi, bu doğru olmuyor. Ben, Anayasa Mahkemesinin tüm kararlarını istisnasız her gün okurum, atladığım karar pek azdır. Son dönemde çıkardığımız kanunlarda Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği kanun sayısı çok sınırlı, o da sınırlı maddelerle, sınırlı kanunların sınırlı maddeleriyle ilgili. İnşallah, Meclisimiz, bu kanunu da güzel bir şekilde yasama organında tamamlar diyorum.
Kanun teklifinin hayırlı olmasını temenni ediyorum.