KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Şimdi, bütün bu konuşmalardan muhalefetin yaptığı eleştirileri çok saygıdeğer ve kıymetli buluyorum. Onun için muhalefetin yaptığı eleştirilere sonuna kadar imza atıyorum. Hani buradayım ya, orada olduğumu farz ederek konuşuyorum.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Hepsine mi?

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Hepsine, hepsine.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Gönlümüzdesin.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - İstisnasız.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - İstisnasız.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Siz böyle yapmazdınız Hocam.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Yani şöyle efendim: Şimdi, muhalefetin yaptığı eleştirileri dikkatle dinledim -bütün samimiyetimle söylüyorum- çevreye duyarlılığı açısından, Türkiye'deki Türk milletine ait toprakların yağmalanması açısından gayet ciddi ve olumlu buluyorum.

Şimdi, madde 29... Amerika'yı yeniden keşfetmemize gerek yok. Bütün konuşmacılar madde 29'la ilgili çekincelerini söylediler. Ama Bakana ve...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - 29'u değiştiriyoruz Hocam.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkanım, isterseniz ara verelim.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - 29'u değiştiriyoruz, hazırlandı.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Yani mesela, ben katkı sunmak için bir soru soracağım 29'la ilgili. Sayın Başkanım, biliyorsunuz, bizim Turizm Ajansımız Sayıştay denetimine tabi değildi. Şimdi, burada kıyıları bu kadar ranta açtıktan sonra biz Çevre Ajansının da Sayıştaya tabi olmasını önleyecek miyiz? Bu, muallakta kalıyor.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Tabi değil. Ben söyleyeyim İbrahim Halil Bey, tabi değil.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Yani bir de oradan duymak isterim.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Arkadaşlar...

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Acaba Çevre Ajansı da Sayıştaya tabi midir, tabi değil midir?

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Ahmet Bey "Çevre Ajansı, Sayıştay denetimine tabi midir, değil midir?" diye soruyor Komisyon üyemiz.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI HUKUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ AHMET KÜÇÜKLER - Tabi efendim.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Tabi. Evet, cevabımız tamam.

Buyurun.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Evet, Gökan Bey, bir açıklama bekliyoruz. Bu da mı gol değil şimdi?

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Bu, gol değil, penaltı.

Bu, daha sonra Sayıştaya tabi olmayacağı anlamına gelmez.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Raporunu Sayıştaya gönderir, bu kadar.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Hocam, bu da fena değildi ya.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Yani önce kanunu çıkarıp, zeminini hazırlayıp daha sonra Sayıştay dışı bırakmak da Türkiye Cumhuriyeti'nde çok muallakta bir konu değil.

Şimdi, bu kanun teklifi, torba bir kanun teklifi, çevreyle alakalı maddeleri ayrı bir teklif olarak gelip esas komisyon olarak Çevre Komisyonunda görüşülüp karara bağlanmalıydı. Bizim Komisyonumuzla, direkt ruhuyla alakalı olmayan bazı maddelerin kendi komisyonunda görüşülüp karara bağlanması gerekirdi ama Adalet Komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu toplanmadı, bizim Komisyonumuza geldi. Hatta Çevre Komisyonu -İç Tüzük'e aykırı- kırk sekiz saat dahi dolmadan toplandı, çevre gibi önemli bir konuda dahi geniş değerlendirme süreci bertaraf ediliyor.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Yani Sayın Bakanım, hocam diyor ki: "Yani alt komisyon olarak değil de esas komisyon olarak görüşmeliydi." Yani o bir tenkit.

Evet, buyurun.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Şimdi bu teklifle, 6200 sayılı DSİ Kanunu var, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu var, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu var ve -ben, Komisyonun kıymetli vakitlerini almamak için- yani 14 kanunda değişiklik yapılıyor. Evet, bu Komisyon Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu yani bizim, Adalet Komisyonunun, Plan ve Bütçe Komisyonunun sahasına girmemiz mümkün mü? Yani biraz böyle yasaksavar cinsinden bu Komisyonda görüşüyoruz. Şimdi Sayın Celadet Gaydalı dile getirdi, tabii, kıymetli arkadaşlarımın gündeme getirdiği Muğla, Aydın, İzmir, İstanbul gibi Türkiye'nin göz bebeği olan yerlerdeki bu talana karşılık önemli bir konuydu ama benim doğduğum topraklar olan ve Van Gölü de gerçekten bir "imdat" veriyor. Van Gölü de biliyorsunuz, biriken bir sudur, bir devridaimi yoktur. Oradaki enerjinin maliyetinin yükselmesinden dolayı, arıtmalar, ki birtakım belediyelerimizde arıtma dahi yoktur, Van Gölü gibi kıymetli bir suyumuz kirletilmektedir ve yani var olan da çalışmıyor zaten yani bunun da çevresinde bulunan belediyelerin desteklenmesini ben bu Komisyonda öneriyorum.

Çevre Ajansı eliyle milletin malı olan toprakların özel vakıf ve kişilere verilmesini organize ediyoruz. Buna bir örnek vermek istiyorum Kıymetli Başkanım: Benim memleketim Ahlat'ta yapılan sizin tabirinizle külliye, bizim tabirimizle saray var. Ben o sarayı muhalefetteki bütün arkadaşlarım, muhalefetteki bütün partilerin karşı çıkmasına rağmen bir Ahlatlı olarak desteklemiştim. Ama buraya da örnek olsun diye söylüyorum, o saray, o külliye orada bulunan, geçimini yapamayan, darlık içinde olan, memleketini, topraklarını terk eden insanlara bir katkı sağlamayacaksa Türkiye'nin bu durumunda oraya 100 küsur milyon liralık bir yatırımı yapmak hem de bir gün için, Kıymetli Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu, eğer sadece bir gün için gidilip kalınacak bir yerse bu kelimenin tam anlamıyla haramdır. Ama biz isteriz ki... O saray, o külliye topluma, bölgeye devletin yüzünü, gönlünü ve hizmetlerini çevirmesi açısından çok önemlidir ama acı ki o sarayın bahçesinde, aynı şeyin içerisinde, aldığımız bilgilere göre, 9 bakanımız için daha köşk yapılıyor. Hani Anadolu'da bir tabir vardır "Ya, bu şeyin mala, davara ne faydası var?" Eğer oradaki 9 bakanın bir gün için gidip kalacağı bir yer için milyonlar harcayacaksak bunu hakikaten Türkiye Cumhuriyeti'nin sıkıntıya girdiği bu dönemde ben çok acı olarak görüyorum. Oradaki Ahlat'a ve Ahlatlıya, istihdama bir katkı sağlayacaksa biz gene destekleriz. Maalesef, bunun gibi, Çevre Ajansı eliyle yapılacak olan, kıyılarımızdaki bu yağmanın bir an önce bizim Komisyonumuz, milletin temsilcileri olan Komisyonumuz tarafından durdurulması gerektiğini söylüyorum. Genel Kurulu değil de bizim Komisyonumuzu saygıyla selamlıyorum. Genel Kurul gibi oldu değil mi?