GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 1'inci maddeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Devlet Su İşlerinin yaptığı baraj, gölet, depolama tesislerinin hangi amaçla kullanılacağına dair kararı yani maksat oranını Cumhurbaşkanının vereceği hükmüyle ilgili, burada hâlâ Devlet Su İşleri ve ilgili Bakanlık tarafından açıklanmayan bir konuyla ilgili soru soruyorum. İstanbul'un içme suyu ihtiyacını karşılamak için 2015 yılında temeli atılan, 2018 yılında bitirilmesi öngörülen, daha sonra 2020 yılında 2'nci kez ihalesi yapılan, 2022 yılının sonunda bitirilmesi öngörülen Melen Barajı'yla ilgili olarak Devlet Su İşleri bugüne kadar ne işlem yapmıştır? Yani 2020 yılında meydana gelen, Sayın Veysel Eroğlu'nun yanlış tercihleri, yanlış mühendislik hesapları yüzünden gövdesinde derin çatlaklar oluşan Melen Barajı'yla ilgili olarak Devlet Su İşlerinin yapmış olduğu 2'nci ihaleyle ilgili hiçbir ilerleme sağlanamadığı gibi, İstanbul gibi büyük bir metropolün içme suyu sorunu devam etmektedir. Burada maksat oranlarını içme, sulama ve enerji amaçlı belirleme ve bu oranları değiştirme yetkisini Cumhurbaşkanına veriyoruz. Burada kritik olan soru şu: Bir şehrin kullanacağı içme suyu oranını Cumhurbaşkanı ya da Devlet Su İşleri neden değiştirme ihtiyacını hisseder? Bir, yaşamın en temel hakkı olan suya yani temel bir hak olan suya ilişkin hangi gerekçelerle değiştirme hakkını kullanacak?

İki: Arkadaşlar, tarımla ilgili, sürdürülebilir tarım açısından Türkiye'nin artık bundan sonra kara yolu, başka otoyollar ya da köprüler yerine -bütün bilim insanlarının- yatırımları doğrudan tarımın altyapısına, sulama hizmetlerine, yem ve gübre üretim tesislerinin yapılmasına ağırlıklı olarak vermesi gerektiğini konuştuğumuz bir dönemde; sulama yani tarımın ihtiyacı olan suyu artırmaktan ziyade, maksat oranlarıyla burada görünen o ki yine "Alavere dalavere Kürt Memet nöbete!" köylünün suyunu kesecekler.

Teşekkür ederim.