KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi, tabii, aslında, bu maddeyle ilgili, kamu-özel iş birliği projelerinin gündeme getirilmesi, hakikaten Sayın Vekilimin dediği gibi, bizleri biraz sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi durumuna getiriyor, belki de bu yüzden bu şekilde tartışıyoruz çünkü hakikaten kamu-özel iş birliği projeleri, ülke ekonomisinde bizim "kara delik" olarak tanımladığımız etkilere sebep olmuştur, kamuyu yirmi-otuz yıla kadar uzayan borç yükü altına sokmuştur bugüne kadar; köprü, otoyol, havalimanları ve şehir hastaneleri projeleri.

Şimdi, siz, bu kanun teklifiyle getirdiğiniz düzenlemede şunu ifade ediyorsunuz: "Hiçbir zorunluluk yok. Eğer bir belediye bunu isterse uygulayacak." Ama istemek ile uygulamaya mecbur kalmak arasında bir fark var. Şimdi, mecbur bırakılacak mı uygulamaya? Ben bunu sormak istiyorum, bunu da şu şekilde soracağım: Örneğin, altı ay içerisinde bir belediye projelerle ilgili termin planını sunacak. Yine, Komisyon görüşmelerinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ Genel Müdürü önümüzdeki süreçte kendi yapacakları İstanbul'daki projelerle ilgili şöyle bir süreç vermişti: "En az dört yıla ihtiyacımız var bu projeleri yapmak için." 10 milyar dolardı yanlış hatırlamıyorsam rakam. "Öyle bir rakama da, paraya da ihtiyacımız var." demişti. Şimdi, o altı aylık termin yapım sürelerini üç-dört yıla yayacak şekilde yapıldığı zaman Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu projelerin yapımına el koyacak mı, yap-işlet-devret modeline zorlanacak mı sistem yoksa vermiş oldukları termin doğrultusunda belediyeler bu projelerin yapımında özgür mü bırakılacak diye ben bir soru sormak istiyorum çünkü ikisi birbirinden farklı Sayın Başkan.

Yine, şunu tekrar etmek istiyorum: Belediyelere kaynak yaratımı konusunda da Bakanlığın mutlaka destek vermesi gerekiyor. Biz, Komisyon toplantısında da bu konulara çok değinmiştik nerelerden kaynak bulunabilir diye. Komisyon Başkanımız Sayın Mustafa Demir bu konuyu tartışmaya da açmıştı hatta toplantıda, birçok da fikir ortaya atılmıştı. Atılan fikirler arasında kamu-özel iş birliği yoktu diye hatırlıyorum.

Yine, ben geneli üzerine yaptığım konuşmada bir örnek vermiştim; çevre katkı paylarının Bakanlık tarafından alınmayıp hatta geçmişte ödenenlerin belki belediyelere iade edilmesi gibi çünkü ciddi rakamlar var. Bununla ilgili soru önergesi vermiştim, size bunu sunacağım Sayın Bakan Yardımcısı, soru önergesine verilen cevabı sizin takdirinize bırakacağım ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ'yle ilgili de şöyle bir rakam vereceğim: Örneğin, bu katkı payları 2007 yılından itibaren 2021 yılına kadar 406 milyon TL'lik -küsuratları var- 406 milyon 455 bin 628 TL'lik bir bedel tutuyor. Hakikaten ciddi yekûnler. Hani akmasa da damlar misali, eğer bu bedeller belediyelere terk edilirse, Bakanlık tarafından alınmazsa katkısı olacağını düşünüyorum, tekrar kayıtlara geçmesi açısından.

Tabii, soruma da cevap bekliyorum yani bu termin ve kamu-özel iş birliğine zorlama süreci nasıl yürütülecek?