| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun ve alt komisyonların çalışma konularına ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 07 .01.2016 |
ZEYNEP ALTIOK (İzmir) - Teşekkür ederim.
Ben, süreyi de hayli aştığımız için genel görüşlerimi değil, gündemdeki önergelere ilişkin yapılan yorumlara dair bir iki katkı vermek istiyorum.
Sayın Miroğlu sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili önerge üzerinden konuştuğu için, Sayın Metiner'in cümleleri de onu örnek gösterdiği için bir düzeltme yapma ihtiyacı hissettim. Şimdi, bizim burada son derece önemseyerek getirdiğimiz önergemizde talep edilen, sokağa çıkma yasakları uygulandığından dolayı bölgedeki hak ihlalleri değil, sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgedeki, her ne sebeple olursa olsun, yaşanan hak ihlallerini yerinde incelemekle ilgili bir önerge. Bebeklerin, çocukların, kadınların öldüğü, salgın hastalıkların kapıda olduğu, insanların yaşama hakkı ihlallerinin somut şekilde önümüze düştüğü günlerde bu araştırmayı önemsediğimiz için getirdik. Sorduğunuz için değinme ihtiyacı hissediyorum, biz oraya fotoğraf çektirmeye elbette ki gitmedik.
ORHAN MİROĞLU (Mardin) - Aklımızda o kaldığı için...
ZEYNEP ALTIOK (İzmir) - Biliyorum, ben onu eklemek istedim. Doğaldır sizin aklınızda o karenin kalması çünkü biz bölgeye giremedik, yapmak istediğimiz araştırmayı yapamadık, bize izin verilmedi. Zaten komisyon kurulmasını talep etmemiz de bu sebeptendir. Çünkü, eğer bölgeye bir gazeteci girip panzerde hatıra fotoğrafı çektirebilecek kadar güvenle dolaşabiliyorsa biz milletvekillerinin ve insan haklarıyla ilgili bir heyetin, Komisyonun heyetinin de araştırma yapabileceğini öngörüyorum. Hiç kolay olmadığını söylediniz. Yürekten katılıyorum ama İnsan Hakları Komisyonunun görevi kolay konuları araştırmak olmamalıdır, zor olanı araştırmayı görev bilmeliyiz diye düşünüyorum. Nitekim, ben milletvekili olmadan önce birçok kez dokunulmazlığım ve can güvenliğim olmadığı hâlde gitmekten imtina etmedim, sivil inisiyatifle ve bilinçle, yine hiçbir koşulda etmeyeceğim. Olabilir diye düşünerek ısrar ediyoruz. Yani, bunun sebebi her hangi bir şekilde... Bir de buradan politik bir hedef alınma sonucuna gelinmesi bizi rencide eder, üzer. Asla böyle bir hedefimiz yok, AKP'ye karşı bir sonuç elde etmek gibi bir amacımız da yok. Sadece kişisel kanaatlerimizle gerek vardır ya da yoktur demek yerine, yerine gidip yerinde yaşayarak kanaatlerimizle bu kararı alabilmenin insan hakları gereği olduğunu düşünüyorum, bu nedenle yapılması gerektiğini öneriyorum.
Diğer yandan, faili meçhullerle ilgili önergem üzerinde, çok konuşulduğu için, hiç uzatmadan değineceğim. 1999'dan bu yana da süregelen bir sorundur ve her biri faili meçhul kaldıkça yeni cinayetlerin de adalete kavuşabilmesini, Tahir Elçi'ye kadar, son olsun umarım geldiğimiz noktada, katliamların, Ankara katliamı, son olsun umarım geldiğimiz noktada, bu yüzleşmenin, geriye dönük bu araştırmanın yapılmasını mühim buluyorum. Tıpkı Diyarbakır Cezaevinin de geçmişte olmuş bir olay olmasına rağmen, araştırılmasını canı gönülden mühim bulduğum gibi. Faili meçhul cinayetlerle ilgili Şenal Hanım da az önce hani "Sadece geçmişte yaşananları mı kastedip kastetmediğine dair Zeynep Hanım bir açıklama yapacaktır." gibi bir atıfta bulunmuştu. Evet, sadece olmuş bitmişi değil, yani 1999'da bununla ilgili bir araştırma yapıldı diye arkamıza yaslanıp "Bundan sonra ne yapalım, yapılmış vaktiyle." diyebileceğimiz bir konu değil çünkü ihlaller devam ediyor, katliamlar, öldürmeler devam ediyor. Tahir Elçi'yi ben de kişisel olarak tanıyorum ama tanımadığım öldürülen birçok insanın hakkını da savunmayı görev biliyorum, bu nedenle önemsediğim bir araştırma komisyonudur, bu nedenle araştırma önergesi olarak da sayısız kereler Cumhuriyet Halk Partisi, BDP ve HDP tarafından gündeme getirilmiştir. Oralarda yol alamadığımız için İnsan Hakları Komisyonuna getirdim Fikri Bey'in de bahsettiği gibi. Buranın bir görüşüyle birlikte yeniden Meclis araştırması komisyonu olarak sizlerin olumlayacağı, ya da "Burası değil, Meclistir." görüşünüzün desteğiyle elbette ki yeniden götürmeyi görev biliriz.
Teşekkür ederim, çok zamanınızı aldıysam da özür dilerim.