| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | (2/4471) esas numaralı Kanun Teklifi'nin Anayasa'ya aykırılık içerdiğine ve kanun teklifinin detaylı şekilde değerlendirilmesi amacıyla alt komisyon kurulması gerektiğine ilişkin önergeler hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 01 .06.2022 |
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Sayın Başkan, sabrı zorlamam ben.
Sayın Başkan, Komisyonun değerli üyeleri, sosyal medyanın sayın temsilcileri; Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ana hatlarını izah etmeden önce toplantımızın hayırlara vesile olmasını diler, hepinizi saygıyla selamlarım.
Kamuoyunda "Dezenformasyonla Mücadele Yasası" veya "sosyal medya düzenlemesi" olarak adlandırılan kanun teklifinin hazırlık çalışmalarında mevzuatla ilgili ihtiyaç ve önerilerin alındığı bir dizi toplantılar yapılmıştır. Yapılan ayrıntılı değerlendirmeler sonunda dezenformasyon ve yalan haberin üretilmesi ve yayılması eyleminin birey ve toplum iradesini ipotek altına alan, vatandaşların gerçek bilgiye ulaşma imkânını engelleyen ciddi bir tehdit hâline geldiği noktasında hemfikir olunmuştur. Mevzuatımızdaki boşlukları gidermek amacıyla Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair -elimizdeki- Kanun Teklifi hazırlanmıştır.
Günümüzde habere ve bilgiye ulaşmak için genel olarak sosyal medya kullanılmakta olup bu sosyal medya yeni ve farklı temalarla ve platformlarla hızla çoğalmaktadır. Tanık olduğumuz bu hızlı gelişmelerle birlikte yeni sosyal ve hukuki problemler oluşmuş, kişilerde buna bağlı olarak bazı psikolojik rahatsızlık da görülmeye başlanmıştır; bu, uzmanların tespitidir. Buna karşılık, sosyal ağ sağlayıcılarının ve dijital dünyanın arka planında rol alan diğer aktörlerin geniş çaplı kullanıcı sayıları ile kullanıcı verilerinden yararlanarak elde ettikleri milyarlarca dolar gelire ve özel bilgiye rağmen temel hakların korunması için ihtiyaç duyulan önleyici ve koruyucu mekanizmaları geliştirmedikleri ya da etkin tedbirler almadıkları yahut kullanıcıların ve devletin haklı taleplerine direnç gösterdikleri görülmektedir.
Değerli arkadaşlar, temel hakları özgürlükleri korumak devletin asli görevidir; bunda hiçbir şüphe yoktur. Dinamik olan bu süreci yönetebilmek için bu alanda yeni düzenlemeler yapılmasına ihtiyaç olduğunda hemfikiriz görüldüğü kadarıyla. İnternet ortamının ulusal sınırları tanımayan olgusu, hızlı erişim ve geniş paylaşım kolaylığı sağlaması, çok değişkenli ve dinamik küresel ağ yapısı nedeniyle kötü niyetli kullanıcıların kimliklerini gizleyerek yasa dışı iş, işlem ve eylemlerini hayata geçirmekte fırsat tanıdığı da bir olgudur, bir gerçektir. Sahte isimli hesaplarla yasa dışı içerik oluşturup paylaşmanın farklı siyasal düşüncedeki kişilere, herhangi bir alanda rakip olarak gördüklerine, farklı dinlere veya milletlere yönelik küfür, iftira veya hakaret etmek, karalamak ve itibarsızlaştırmak amacıyla kullanıldığı durumlarda yeni düzenleme yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Kişilik hakları ihlal edilen bireyler, haklı olarak anayasal güvence altında olan haklarının korunması noktasında devletten beklenti içine girmişlerdir. Anayasa'mız temel hak ve özgürlüklerin korunması için devlete bu konuda doğrudan müdahale yetkisi de vermiştir.
Değerli arkadaşlar, birbiriyle yarışan ve çakışan alanlarda daha dikkatli ve hassas adımlar atma sorumluluğumuzu biliyoruz. Yalan haberi kasıtlı olarak üretme ve yayma eyleminin, dezenformasyonun birey ve toplumun iradesini ipotek altına alan ve vatandaşların gerçek bilgiye ulaşma imkânını engelleyen ciddi bir tehdit hâline geldiği de aşikârdır. Bu tehdit aynı zamanda çeşitli özgürlükleri istismar etmek suretiyle başta ifade özgürlüğü ve haber alma özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını da engellemeye yöneliktir. Gelişen teknolojiyle birlikte dezenformasyonun vardığı nokta itibarıyla temel hak ve özgürlükleri korumak adına bu tehditle mücadele etmek zorunlu hâle gelmiştir.
Değişiklik teklifiyle, Sayın Vekilim, 7 değil 23 kanunda değişiklik yapılmıştır, 62 maddeye değişiklikler ve eklemeler yapılmıştır. Bunlardan 5187 sayılı Basın Kanunu, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlar ve Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetleri Tanzim Eden Kanun, Basın İlan Kurumuna Dair Kanun, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun. Evet, 29'uncu maddedeki Türk Ceza Kanunu'nda yani "kamu barışına karşı işlenen suçlar" başlığı altında ki düzenleme, Elektronik Haberleşme Kanunu, Kabahatler Kanunu, Tebligat Kanunu, Kamu İhale Kanunu, İcra İflas Kanunu, Kamulaştırma Kanunu bu kanunlarda ilanlarda gazetenin yanına internet haber sitelerinin de eklenmesi suretiyledir. Yoksa burada Kamu İhale Kanunu dediğimizde hemen, oradan "Efendim, bu kanun zaten 2 bin kere değişti, 2.001'inci defa sizin sayenizde olacak." diye söyleyeceğinizi görür gibiyim buradan.
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Niyet okumayın bence, niyet.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Onun için bu değişiklikler -yani Kamu İhale Kanunu, Devlet İhale Kanunu, İcra İflas Kanunu- sadece duyurma amaçlıdır, ilan amaçlıdır, tebligat amaçlıdır.
Değerli arkadaşlar, internet haber siteleri bu manada, bu izah ettiğim manada, Basın Kanunu kapsamına alınmıştır. Bu, internet haber sitelerinde çalışan ya da haber sitesi sahipleri için çok önemli bir gelişmedir yani yıllar içerisinde düşünülmemiş, medya içerisinde, basında üvey evlat muamelesi gören bu insanların artık süreli yayınlar gibi aynı hak ve yükümlülüklere sahip olmaları amaçlanmıştır. Bu itibarla internet haber sitesi çalışanları, yazılı medya çalışanı basın mensuplarıyla eşit şartlara sahip hâle getirilmiş ve basın kartı sahibi olabilmeleri öngörülmüştür. Değişiklikle, Basın Kanunu'nda süreli yayınlar için öngörülen yükümlülükleri yerine getiren sitelerin, internet haber sitesi vasfını haiz olmaları ve kayıt altına alınmaları; böylece, bu niteliği taşımayan sitelerin de ayıklanmaları amaçlanmıştır. Basın kartına ilişkin temel hususların da Basın Kanunu kapsamına alınarak kanunla düzenlenmesi hedeflenmiştir. Ve yine, resmî ilanların ve reklamların da internet haber sitelerinde yayınlanabilmesinin önü açılmış, bu şekilde internet haber sitelerinin hem maddi olarak desteklenmeleri hem de yayınlarını Basın Ahlak Yasası kapsamında yapmaları amaçlanmıştır.
Evet, en çok tartıştığınız, Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle, dezenformasyonla mücadele etme kapsamında Türk Ceza Kanunu'nun "Kamu Barışına Karşı Suçlar" başlıklı beşinci bölümünde "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" başlığıyla müstakil bir suç olarak ihdas edilmektedir. Böylelikle sırf, halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini ve genel sağlığı bozmaya elverişli olacak şekilde, gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma suçu olarak düzenlenmektedir. Burada iç ve dış güvenliği, kamu düzenini ve genel sağlığı bozmaya elverişli olma şartı getirilmiştir yani bu keyfî olarak uygulanmaz. Yine, suçun, gerçek kimliğini saklamak suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâli de nitelikli hâl olarak düzenlenmiş ve verilecek ceza da yarı nispetinde artırılmıştır. Bu şekilde, maksatlı bir biçimde oluşturulan uydurma içerikler bireylerin kanaat oluşumunu manipüle etmekte ve özgür düşünceyi ipotek altına alarak demokratik ortamın masumiyetini zedelemektedir değerli arkadaşlar. Maddeyle, sırf, halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi kamu barışını -bir kere daha tekrarlıyorum burayı- bozmaya elverişli olacak şekilde alenen yaymak suç olarak düzenlenmiştir. Fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması şartıyla bu suçun somut tehlike suçu olduğu da vurgulanmıştır. Dezenformasyon olarak nitelendirilen bu fiillerin kişilerin bireysel kanaatlerini açıklama; haber yapma gibi mesela veya haber verme hakkıyla karıştırılmaması için fiilin halk arasında endişe, korku, panik yaratma saiki... Buradaki saik özel kasttır arkadaşlar yani haber verme, haber alma, bilgi sunmak şeklinde bu suç oluşmaz. 2 tane şart var: Birincisi, iç barışı bozmaya elverişli olacak. İkincisi, özel kastla yalan bir haberi yaymak, yaymak olacak bir de. Bunun ikisi bir araya gelmeden suç oluşmaz, onun için tasalanmanıza hiç gerek yok.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Ben tasalanmadım altı yıl yattım bu suçtan, altı yıl yattım.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Size demiyorum, size demiyorum.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Ergenekon davasının temelini de bu dediğiniz oluşturuyor. Siz bunları çok iyi biliyorsunuz, siz bunları çok iyi biliyorsunuz.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Biliyorsunuz illa kamu barışına...
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Feti Bey, yaptığımız her açıklamadan dolayı bize bir fezleke geliyor; bir de bu var yani. Emin olun, bundan çok emin olun.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Açıklama eğer... Bakın, devletin, ülkenin iç ve dış güvenliğiyle ilgili olmazsa, bir terör örgütünün propagandası olmazsa, şiddeti öncelemezseniz size fezleke gelmez.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Feti Bey, selam verdim, fezleke geldi.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Bakın, bir tane size söyleyeyim, çok özür dilerim Başkan.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Buyurun.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Ben bir basın açıklamasında sadece bulunduğum için, hiçbir şey konuşmamama rağmen...
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Dinledim ben onu, dinledim, siz onu anlattınız.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - "Neden şey yapmadınız, neden müdahale etmediniz, neden ağzını kapatmadınız konuşan kişinin..."
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Genel Kurulda da bunun...
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Bunlar olur, ben gündeme de getirdim.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Genel Kurulda gündeme getirdiniz, dinledim; öyle suç oluşmaz.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Ama işte, bakın...
DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Fezleke geldi.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Yani "Yanında bulunuyordun, müdahale etmedin." Öyle suç oluşmaz, söyleyeyim, orada başka bir şey vardır.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Şimdi, Feti Başkan bir tamamlasın arkadaşlar.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Şunu bir tamamlayayım arkadaşlar.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Abdullah Bey, sana özel olarak cevap verecek Feti Bey.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, sosyal ağların raporlama yükümlülüğü genişletilmiş, erişim engelleme kararlarına uymamaları ve belli suçlarda adli mercilere bilgi verilmemesi durumunda bant daraltma tedbiri uygulanması öngörülmüştür.
Basın Kanunu'nda yapılan değişiklikle internet haber sitelerinin süreli yayın kapsamına alınarak söz konusu sitelerde süreli yayınlara ilişkin hükümlerin uygulanacağı ve "eser sahibi" tanımının genişletilmesi yapılmıştır. İletişim bilgileri, zorunlu bilgilerin gösterilmesi ve bu şekilde internet haber sitelerinin yetkililerine erişimin mümkün hâle getirilmesi, muhatap bulunmasının mümkün kılınması düşünülmüştür. Değerli arkadaşlar, aleyhinizde bir içerik görüyorsunuz, muhataba ulaşamıyorsunuz, düzelttiremiyorsunuz. Bu yasayla yetkililere erişim mümkün hâle gelecektir.
İnternet haber siteleri, yine, süreli yayınlardan olduğu için artık bu saatten sonra beyanname verecek elbette. Bu beyannameler daha önce cumhuriyet başsavcılıklarına veriliyordu ancak cumhuriyet başsavcılıklarının -her gün bu kadar haber sitesi kuruluyor, genişliyor yani- beyannamelerle iş yükünün çok önemli bir şekilde artacağı düşünüldüğünden beyannamenin cumhuriyet başsavcılıkları yerine artık Basın İlan Kurumuna verilmesi öngörülmüştür.
Yine, süreli yayınlarda uygulanan hukuki ve cezai sorumluluğun internet haber siteleri için de uygulanmasının sağlanması düşünülmektedir.
Yine, düzeltme ve cevap hakkının internet siteleri için nasıl kullanılacağının belirtilmesi, dava süreleri ile görevli mahkemelerin tespit edilmesinin internet haber sitelerini de kapsaması ve kanuna uyum sağlaması için bu haber sitelerine geçici maddeyle üç aylık süre verilmesi öngörülmüştür. Yasalaştıktan sonra haber siteleri üç ay içerisinde Basın İlan Kurumuna beyanname verecektir ve bütün bu haklardan faydalanmış hâle gelecektir.
Değerli arkadaşlar, şimdi, bu internetin doğası gereği çok hızlı değişmesinden kaynaklanan birçok problem olduğu malumunuz. Bunların giderilmesi amacıyla bir içeriğin internette ilk kez sunulmaya başladığı tarih önemlidir, her erişildiğinde değişmeyecek şekilde içeriğin üzerinde belirtilmesi zorunlu hâle getirilecek ve bu içerikten doğacak sorumluluklar açısından tarih tespitinin mümkün hâle getirilmesi öngörülmüştür. Hakkınızda çıkan bir dezenformasyona bastığınızda her zaman görülecek artık. Böylece, suç tarihi zaman aşımı ve müracaat sürelerinin de mahzurları giderilmiştir.
Basın kartı başvurularının türleri, niteliği, alabilecek kişiler ve aranan şartlar da kanun teklifinde düzenlenmiştir. Bunları uzun uzun okumama gerek yoktur. Basın kartı almak için 18 yaşını bitirmiş olmak, kanunda yazılı suçları işlememiş olmak... TCK 53'üncü maddesinde düzenlenen o yasak süreleri geçse bile zimmet, irtikâp, rüşvet gibi suçları işleyenler açısından ya da devletin düzenine, güvenliğine ve anayasal düzene karşı işlenen suçlarda basın kartı alınması elbette zorlaşacaktır. Eğer bir mahkûmiyet varsa bu mahkûmiyetin üzerinden belli süre geçtikten sonra memnu hakların iadesi yoluyla ilgili arkadaşlar basın kartını alabilecektir.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Bir de şimdi, kolaylaştırıcı hüküm koymuşsunuz "Fahrettin Altun'a yakın olmak." diye. O çok iyi olmuş, onu destekliyoruz efendim.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Şimdi, bir de artık, bu basın kartına ilişkin temel hükümler, biliyorsunuz, önceden yönetmeliklerle düzenleniyordu, burada bir keyfîlik olabiliyordu; şimdi, kanunla düzenlenecek.
Yani Tuncay Bey, sizin hiç karşı çıkmayacağınız bir husus bu.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - O kadar çok şey anlatacağım ki ne olur beni dinleyin.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Dinleyeceğim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Burada arkadaşlarım da var, onlar da anlatacaklar.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Şimdi, resmî ilan ve reklamların internet haber sitelerinde belli kurallar çerçevesinde yayınlanabilmesi, kamuya ait ilanlara vatandaşların tek merkezden kolayca ulaşabilmesi ve Basın İlan Kurumu ilan portalına da hukuki statü kazandırılması düşünülmüştür.
Yine, Basın İlan Kurumu, bildiğiniz gibi, 36 kişidir; bu sayı 42'ye çıkarılmaktadır. Yine, internet haber sitelerinden 2 temsilci, Sayın Cumhurbaşkanınca belirlenecek 2 temsilci, RTÜK'ten 2 temsilci eklenmek suretiyle Genel Kurul üye sayısının 42'ye çıkarılması düşünülmüştür.
Burada bazı muğlak ifadeler vardı "Ege Hukuk Fakültesi" gibi, o "Dokuz Eylül" olarak düzeltilmiştir. Ankara Hukuk Fakültesi düzeltilmiştir. Bunlar tamamen teknik şeylerdir, bunlara burada huzurdaki kimsenin karşı çıkacağını zaten zannetmiyorum.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Toptan karşı çıkıyoruz.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, şimdi, Tebligat Kanunu da düzenlemede. Demin saydığım o resmî ilanlar, tebligatlar internet haber sitelerinde yayınlanabilecektir.
40 maddelik kanun teklifinin 28 maddesi internet haber sitelerine imkân sağlama, basın kartı ve iyileştirmelerle ilgilidir. Şimdi, bazı arkadaşlar açıklama yapıyor: "Bu kanunun her tarafı kötü değil, 3-4 maddesi iyi, getirelim üç dakikada çıkaralım." Arkadaşlar, bu kanunun sizin karşı çıkmayı düşündüğünüz tek bir maddesi var, 29'uncu madde.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - 1'inci maddesinden 40'ıncı maddesine kadar tamamına.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Onu da tartışırız, bunun da şartları bellidir -bunun için ben fazla uzatmak istemiyorum- bant daraltma meselesi var, genel ağ sağlayıcılarının içerik çıkarılmasında direnmesi konusunda maddi para cezaları var, onlara da bazı yükümlülükler getirilmektedir.
Son olarak, şunları söylemek istiyorum: Çocukların cinsel istismarı, yanıltıcı bilgiyi alenen yayma, devletin birliği ve bütünlüğünü bozma, anayasal düzene karşı suçlar, bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları bu kapsama alınmıştır. Bu sosyal ağ sağlayıcılarına çocuklara özgü ayrıştırılmış hizmet sunma yükümlülüğü getirilmekte; tedbir almak zorundadır. Yani bu konuda ailelerden çok sık "Çocuklarımızı kontrol edemiyoruz." diye şikâyetler gelmektedir. Biz onların vekili olarak bu konuda düzenleme yapmak zorundayız.
Çok daha uzun kanun teklifi, 40 maddenin gerekçeleri de var; fazla uzatmak istemiyorum.
Dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.