KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, şimdi, siyasal bir iktidarı denetleyen, siyasal iktidarın faaliyetlerini kamu adına, emekçiler adına, halk adına denetleyen çeşitli mekanizmaların olduğunu herkes çok iyi biliyor. Tabii, burada yine şu gerçekle biz karşı karşıyayız: Bu siyasal iktidarın temel argümanı "Beni denetleyen kurumun da atamasını ben yapacağım, onun bütün mevcut olan kriterlerini ben belirleyeceğim ve medya halk adına hareket edebilecek, beni eleştirebilecek olan bütün kurumlarda olduğu gibi yine burada benim elim olacak ve yine belirleyecek olan kişi ben olmalıyım." diyor yani işin açıkça anlatımı bu. Ne demek bu peki? Bu, aynı zamanda siyasal iktidarın denetiminin de ortadan kaldırılabileceği bir sistemden biz bahsediyoruz. Şimdi değerli milletvekilleri anlattılar, anlatıyorlar, biz de aynı şeyi söylüyoruz. Şimdi bir mesleğin kriterlerine bir meslek kuruluşu karar vermeli. Neden yine hani Demirel'in söylemiyle "Eğer bu ülkeye komünizm getirilecekse biz getirelim." şeklindeki bir anlayışla nasıl olacak bu mesele? Nasıl biz demokratik mücadele vereceğiz?

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Nevzat Tandoğan...

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Denge-denetleme sistemini nasıl oluşturacağız peki? Mümkün müdür yani böyle bir şey? Yanlış söylediysem eğer...

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Nevzat Tandoğan.

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Evet, pardon, orada...

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Kayıtlara geçsin.

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Yani yanlış söylediysem düzeltilsin, teşekkür ediyorum ayrıca.

Şimdi tabii burada Basın Kartı Komisyonu -biraz önce bahsedildi- İletişim Başkanlığının denetiminde olan bu Komisyonun ne derece tarafsız ve bağımsız davrandığını, ne derece daha demokratik ölçülerde hareket ettiği konusunda çok ciddi endişeler söz konusu. Şimdi bu basın meselesinde, özellikle İletişim Başkanlığının denetiminde olan bu basın kartının verilmesiyle ilgili meselede en fazla zarar gören parti olarak biz şunu diyebiliriz ki bizim medyamıza ilişkin bir tane kartın verilme ihtimalinin olmadığını biz çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Bizim basın emekçisi olan arkadaşlarımız bırakın haber yapmayı, sürekli gözaltı, cezaevi gerçeğiyle karşı karşıya kalan bir parti ve bu anlayışta çalışan basın emekçilerinden biz bahsediyoruz.

Şimdi medyanın üzerindeki bu baskının sonucu bizim partimize yönelik olan uygulamaları da çok net bir şekilde görüyoruz. Şimdi bir sansür meselesiyle biz karşı karşıyayız. Mecliste en büyük 3'üncü partinin faaliyetlerine ilişkin bir gün bir cümle bile kullanmayan bir medyadan biz bahsediyoruz. Peki, bu gerçek ortadayken biz demokrasiden nasıl bahsedeceğiz Sayın Başkan? Yani bu meselenin yargı kadar önemli olduğunu, bu meselenin gerçekten bir toplum için hava ve su kadar önemli olduğunu görmemiz lazım. Tamam, bu iktidar geldi, bugün kendine uygun, kendi ideolojisine uygun, kendi yaşam tarzına uygun bir sosyal medya yasası ve basın yasasını şu anda oluşturmaya çalışıyor ama bu, Türkiye'nin hayrına mı? Kesinlikle değil. Bakın, bu iktidara yakın olan medya mensupları bile, meslek kuruluşları bile bu kanun teklifinin eksiklerinden bahsettiler. Dolayısıyla sizin gazetecileri ve bu medya mensuplarını ve bu konuyla ilgili olan sosyal medya kuruluşlarını çağırıp burada dinlemeniz çok büyük bir olay aslında, çok önemli bir mesele.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bazı arkadaşlar eleştirdiler.

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Yok, biz yani hakkınızı da vereceğiz çünkü sonuçta vermek gerekiyor.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Başka hiç kimse yok.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Hayır, Onursal Bey "Yok, biz zaten yapıyoruz böyle." dedi biraz önce.

Abdullah Bey, teşekkür ediyorum.

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Bitiriyorum.

Şimdi, Sayın Başkan, bu kanun teklifi oluşturulurken, bu kanun teklifi üzerinde çalışmalar yapılırken sizin bu gösterdiğiniz hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini biz belirtiyoruz çünkü burada kanun teklifi getiren arkadaşlarımız üzerinde değişiklik yapmak istediklerini belirtiyorlar ama bu yeterli değil Sayın Başkan çünkü gerçekten bu kanun teklifinin neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. O nedenle biz yine şunu tekraren söylüyoruz: Bunu yeniden gözden geçirelim, bütün aidiyetlerin içinde yer aldığı yeni bir kanun çalışması yapılsın diyoruz ve bu maddenin de geri çekilmesini talep ediyoruz.