ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, gerçekten bu internet haber sitesinin kapatılmasına ilişkin olan, bunun sonucu olarak da çalışanlarının kartlarının iptal edilmesi şu şekilde bir kriterle değerlendirmeye alınabilir... Burada hukukçu arkadaşlar var. Şimdi, Borçlar Yasası'na bakıyorsun, böyle bir imkân yok; İş Yasası'na bakıyorsun, böyle bir kriter yok. Dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu'na bakıyorsun, yine böyle bir kriter yok. Çünkü hukukun temel ilkeleri var, bu ilkelerin başında da şu geliyor: Borçlar Yasası'nda özellikle -ve bunlar evrensel ilkelerdir- iki tane kusur şekli var. Bir tanesi, kusursuz sorumluluk ilkesi var; burada bu yok. Yani bir kişi kusurlu olsa dahi sorumlu olduğu hususlar var. Mesela, örnek vermek gerekirse, bir araç sahibi, aracı kaza sonucunda başka birisine zarar verdiyse bundan dolayı, zarardan dolayı sorumlu olur; bu hususa, bu sorumluluğa "kusursuz sorumluluk" deniliyor. Bir diğer sorumluluk hususu ise kusurlu sorumluluk. Siz gidersiniz, bir kusur işlersiniz ve bundan dolayı bir sorumluluğunuz var. Bu meselede her ikisi de yoktu.

Bir diğer tarafta ise yine çok önemli olan evrensel bir ilke var, suçun şahsiliği ilkesi. Yani siz bir kusur işlerseniz, bu sadece sizi bağlar; üçüncü, dördüncü kişiyi bağlaması mümkün değildir. Dolayısıyla bu hükmün bu şekilde... Yani basın kartının, bu mevcut işverenin kusurundan dolayı ya da işverenin eksikliğinden dolayı çalışanın kartının iptal edilmesinin gerçekten hukuk mantığına uyacak bir tarafı yok.

NAZIR CİHANGİR İSLAM (İstanbul) - Kabile hukuku.

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Aynen öyle; yani olacak iş değil. Bu nedenle, bu teklifi getiren arkadaşlar hiç olmazsa bu hususta biraz dikkat etsinler, gerçekten bu önemli bir mesele. Biz hukukçuyuz, biliyoruz yani neyin ne olacağını. Dolayısıyla, ben sadece bu yönüyle eleştirimi yapayım ve bu maddenin metinden çıkarılması talep ediyorum.