GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim.

Ya, aslında belki de bu kanun teklifinin bizim açımızdan en sorunlu maddelerinden biri. Sadece bizim açımızdan değil, sektörün temsilcilerinin de bizzat bir sansür yasası olarak nitelendirdikleri şeyi 29'uncu maddeye dayandırdılar; onun için 29'uncu madde hâlihazırda sorunlu. Şimdi, uzun uzun tartışabiliriz, muhtemelen Adalet Komisyonuna gelince de tartışılacak ama şimdi, zaten Türkiye'nin TCK'sı, TMK'sı sorunlu, "terör" tanımı alabildiğine geniş, ne yazık ki haklarımız alabildiğine her gün kadükleştiriliyor. Gelip bir içerik meselesinde yani bir dijital medya platformu içinde hürriyeti bağlayıcı bir cezayı öngörüyoruz; bunun kendinin sorunlu olduğunu düşünüyorum. Bir şeyi paylaştınız, örneğin "Ben yarın deprem olacak." diye paylaştım, şimdi 21'inci yüzyılda yaşıyoruz, bundan dolayı kaç kişi sokağa çıkacak? Hani, bu başka bir şey, çok olağanüstü şeyler açısından başka. Sonuçta, burada, onun için birazcık özgüven sahibi olmak lazım. Nedir buradaki korku?

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Evet...

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Yani, bu kadar hürriyeti sınırlayıcı cezalar, bu kadar fikir ve düşünce özgürlüğünü sınırlayıcı cezalar ki bu madde, esasında, Anayasa madde 26'ya esastan aykırılık teşkil ediyor. Yani bu anlamıyla kesinlikle olmaması gereken bir şey, bütün bunlar arasından kesinlikle geri çekilmesi gerekiyor.

İkincisi; Türkiye'deki yargı, yargıya güven, yargının taraflaşması meseleleri hâlihazırda bu kadar sorunluyken yani keşke iyi olsaydı, keşke bunu söylememiş olsaydık fakat bu kadar sorunluyken bu düzenleme, eli kalem tutan herkesin elinin titremesine sebep olacak bir düzenleme Sayın Başkan. Bence, bu ülkeye bu kötülüğü yapmayalım; yeterince sorunumuz var, yeni bir soruna hiç ihtiyacımız yok. Yapacaksak düzenleme, özgürlükten yana olsun, eşitlikten yana olsun, kısıtlayıcı bir şey olmasın.

Tamamen çıkarılmasını tekrar öneriyoruz.